1. YAZARLAR

  2. Serdar Demirel

  3. Provokasyona tepkimiz üzerine
Serdar Demirel

Serdar Demirel

Yazarın Tüm Yazıları >

Provokasyona tepkimiz üzerine

16 Eylül 2012 Pazar 14:07A+A-

Efendimiz (sas) üzerinden yürütülen kara provokasyon İslâm âlemini karıştırdı. “Müslümanların Masumiyeti” adlı çirkin filme tepkiler Afganistan, İran, Hindistan, Kuveyt, Pakistan, Mısır, Sudan, Tunus, Yemen ve diğer ülkelerde öfke patlamasına yol açtı. Libya’da ise malûm şüpheli gelişmeler yaşandı.

Neden bu öfke patlaması?

Müslümanların öfke patlaması yaşaması, Efendimiz’e (sas) yönelik yürütülen planlı karalama ve hakaret kampanyasının bir türlü bitmek bilmemesi. Yani saldırıların sonlandırılmayan, dünden bugüne devam eden ve devam edecek olması özelliğinden kaynaklanıyor.

Batılı yöneticilerin ‘ülkemizde fikir hürriyeti kanunlarla sağlanmış bir haktır” mealindeki ifadeleri de bu öfkeyi büyütmektedir. Çünkü Müslümanların kutsallarını fazla önemsemez gözüküyorlar. Bu saldırganlar hakkettikleri cezalara çarptırılmadıkları gibi daha sonra sanat ve cesaret ödüllerine dahi layık görülebiliyorlar. Bu meyanda sadece “Şeytan Âyetleri” kitabının yazarını ve Danimarkalı karanlık karikatüristi hatırlatabilirim.

Müslümanlar biliyorlar ki; bütün Batı’da ‘antisemitizm” kanunlarla yasaklanmıştır. Bazen bu yasak fikir hürriyetini de sınırlamakta, Yahudileri eleştirilemez kılmaktadır. Yahudilerin kutsallarına dokunmak ise kimin haddine! Güzel de farklı etnik kimliklere sahip 1.5 milyar nüfustan müteşekkil Müslümanların kutsallarına hakaret etmek neden fikir hürriyeti çerçevesine alınıyor?

Bu film sadece hakaret etmiyor, resmen Müslümanlarla Batı’yı karşı karşıya getirmeyi de hedefliyor. Bu provokatif özelliğine rağmen fikir hürriyetine atıf yapmak akıl kârı mı? Batı’da kutsal kabul edilen protesto etme hakkını Müslümanlar kullanınca mı engellenmeli? Müslümanları öfkelendiren şey saymakla bitmeyecek bu tarz çifte standartlar.

Fakat, bunları söylerken Libya’daki gibi maksadı aşan protestoları onaylıyor muyuz? Önce bir okurumdan gelen emaili paylaşayım. Sayın okur şöyle demiş:

“Hocam merhaba. Bir sorum olacak size. ‘Müslümanlar olarak Efendimiz (sas)’e hakaret eden film vs. gibi anti propaganda yapan kışkırtıcı eylemlere karşı nasıl tepki vermeliyiz?’ _Vallahi ben bu filmi görmezden gelmek istiyorum ama bir yandan da sessiz kalırsam filmi onaylamışım gibi bir hava oluşur ki o da ayrı bir sorun.”

Bana yöneltilen bu veciz soru hem oynanan oyunu, hem de bu provokasyondan elde edilmek istenen sonucu hissetmek ve bilmek pahasına istemeyerek de olsa o tepkiyi vermek zorunda kalma mecburiyetini anlatmaktadır.

Tepki mutlaka verilmelidir. Ama bu kışkırtmayı yapanların istediği tarzda değil. Zira o tarzda verilecek tepki onların hedeflerini gerçekleştirmeye hizmet eder. Biz, tepkilerimizde de onlara benzememeliyiz.

Bakın, Libya’daki olaylardan sonra ABD bölgeye savaş gemilerini gönderdi. Bundan sonra hem İslâmcı avına çıkma bahanesi hem de yeni hükümet üzerinde baskı kurma imkânı elde edecek. Mısır’daki Kıpti azınlıkla Müslüman çoğunluğu karşı karşıya getirmeyi başarırlarsa, Hıristiyan Kıptileri korumak üzere Batı seferber edilip Mursi köşeye sıkıştırılacak.

İsrail Filistin’deki zulümlerini daha fazla gizleme şansı yakalayacak. Arap Baharı’nda etkili olan İslâmî kesimler etkisiz hâle getirilecek, Suriye rejimi çıkan çatışmalardan nefes alma fırsatı yakalayacak. Ve ABD’de siyaset ve kimin başkan seçileceği bu tür provokasyonlarla dizayn edilecek.

Bütün bunların dışında, İslam, suçlularla suçsuzları ayırt eden bir dindir. Olayla alakası olmayan ABD vatandaşlarını hedef alıp öldürmek doğru değildir. Hele dinimizde sefirleri öldürmek yoktur.

Mutlaka tepki verilmelidir ama tepkiler doğru adreslere ve Müslüman vakarına yakışan bir usûlle ulaştırılmalıdır. Mazlum ve mağdur iken zâlim konumuna düşmek niye!

Bu provokasyonlara karşı en iyi tepkiyi Efendimiz’e ittiba ile ortaya koymalıyız. Bunu nasıl yapmalıyız konusunu ise bütün Müslümanlar gündeme almalı ve O’nun (sas) mesajını bu çağda çoğaltmalıdır.

Batı’da; Efendimiz’e (sas) yapılan karalamaların Müslümanları birleştirdiği, özlerine dönmelerine vesile olduğu görülürse, o zaman bundan vazgeçerler. Bu da bir şerden hayrın doğmasına vesile olur inşaallah.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT