HAKSÖZ HABER

PKK/HDP kendi çeteleri tarafından gerçekleştirilen katliam ve saldırılarda, eylemin toplumda tepki oluşturacığını düşündüğü an hemen savunmaya geçip "bunlar provokasyon", "biz yapmadık", "ajanlar yaptı", "gençlerimiz bizden habersiz yaptı", "bize saldırdılar", "fevri davranmışlar" vb. klasik argümanları kullanıyorlar. Kendi üyelerine en ufak bir saldırı veya tepki karşısında ise hemen kıyameti koparıp, herkesten önce adres gösteriyorlar. 2 HÜDA PARlının şehadetinden sonra da aynı argümanları kullandıklarını bir defa daha görebiliyoruz.

Ortada bir kavga değil, 2 HÜDA PAR üyesinin katledilmesi varken pişkinlik abidesi HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş Bursa’da yaptığı seçim mitinginde konuyla ilgili şu açıklamayı yapabiliyor:

"Seçim çalışması nedeniyle bir kavga yaşanmış. Kimdirler, siyasi kimlikleri nedir, bilmiyorum. Kim olursa olsun büyük bir acıdır. Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bütün halkımızı dikkatli olmaya, duyarlı olmaya davet ediyorum. Koltuklar, seçim, makam insan canından kıymetli değil, sakın ola birbirinizi kırmayın. Hangi parti olursa olsun. HÜDA PAR olur, başka parti olur. Tahrikler, provokasyonlar yapmak için son bir haftayı kullanmak isteyenler olabilir. Hiç kimse bizim düşmanımız değil, asla olmayacak da..."

Medyanın da PKK/HDP çetesinin saldırısını "HDP ile HÜDA PAR arasında kavga" diye servis etmesi de ayrı bir garabet.

Şunu soruyoruz, 2 PKK/HDPli ölseydi. Acaba tavrınız, haber diliniz ne olurdu?! Birkaç puanlık oy dilenme arefesinde böylesine masumiyet rolleri sizin kanlı tarihinize hiç yakışmıyor.