1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. O LAW'lar boru değilmiş
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

O LAW'lar boru değilmiş

29 Ocak 2010 Cuma 00:41A+A-

Hangi LAW'lar mı? Unutmuş olamazsınız. O, toplumun hafızasına kazınan fotoğraflardan biriydi.

Hani, nisan ayında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ kameraların önünde 'Arkadaşlar bu LAW değil, boru' demişti ya, işte o silahtan söz ediyorum...

Poyrazköy'de bir dizi patlayıcı ile birlikte LAW silahları da bulunmuştu. Sadece mühimmatlar değil, arazinin kime ait olduğu da uzun uzadıya tartışılmıştı. İstanbul'un eski başkanı Bedrettin Dalan'ın ismi ortaya atılmıştı.

Dalan, başına gelecekleri sezmiş olmalı ki operasyondan önce gizlice yurtdışına çıktı. Kısa sürede döneceğini açıklamasına rağmen o gün bugündür dışarıda. Bir ara Rusya'da, son olarak da Avrupa'da göründü. Sonra izini kaybettirdi. Şimdi kayıp...

O silahların soruşturulduğu yargı sürecinde kritik aşamaya gelindi. Savcı, iddianamesini hazırlayarak mahkemeye teslim etti. Tam bu sırada Anayasa Mahkemesi CHP'nin başvurusu üzerine asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören yasa değişikliğini iptal etti. Dosyanın askerî mahkemeye gönderilmesi gündeme geldi. Sadece Poyrazköy'ü değil, emsal davaları da etkileyecek özelliğe sahip olduğu için gözler mahkemeye çevrildi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi kararını çok geçmeden verdi; Poyrazköy iddianamesini kabul etti. Tartışmaya son noktayı koydu. Hiçbir tartışmaya mahal bırakmadı. Yargılamanın sivil mahkemede yapılacağına hükmetti. Doğru olan da buydu.

Emekli ve muvazzaf askerlerden oluşan 17 sanık, Ergenekon savcılarına suikast planlamak, silahlı terör örgütüne üye olmak ve hükümeti yıkmaya teşebbüsle suçlanıyor. Bu ciddi ve ağır suçların yargılanacağı yer askerî mahkemeler olamaz.

İddianamenin kabulüyle yargı Poyrazköy'de bulunan LAW ve patlayıcıları ciddiye aldığını gösterdi. Kendi lisanınca 'Bunlar boru falan değil, silah' dedi. Bunun için sayfalar dolusu iddianame hazırladı. Mahkeme, yargı sürecini başlattı.

Bu haberi duyunca Başbuğ'un ne düşündüğünü çok merak ediyorum. Herhalde canı fena halde sıkılmıştır. İlk olarak eline LAW silahını tutuşturarak 'Bu LAW değil, borudur' dedirtenin kim olduğunu araştırmış olmalı. Bunun hesabını mutlaka soracaktır. Bir Genelkurmay Başkanı'nı böyle açığa düşürmek kimin haddine...

Genelkurmay, en ciddi kurumların başında gelir... Bu ağır hava Genelkurmay başkanlarının söz ve tutumlarına yansırken... Başbuğ'a o fotoğrafı verdiren kim ola? Bu hata inanılır gibi değil. Sorumluluk mevkiinde bulunanlar bütün dikkatlerin çevrildiği kritik olaylarda kendisini bağlayacak söz ve davranışlardan kaçınmak zorunda.

Olayın bir başka boyutu daha var... Bir an dosyanın askerî mahkemeye gönderildiğini düşünün. Genelkurmay Başkanı'nın 'boru' dediği LAW silahına askerî yargı mensupları nasıl 'Hayır paşam siz yanılıyorsunuz, bu boru değil silah' diyecek? Yargı süreci gölgelenmeyecek mi?

Sorumluluk mevkiinde bulunanların dikkatli davranmaları gerektiğini söylerken dün bir olumsuz örnek de Erzincan'dan geldi. Haberlere göre 3. Ordu Komutanlığı'na bağlı 25 askerî araç, şehrin caddelerinden geçerek Üzümlü ilçesine kadar gidip geri döndü. Sıradan, masum bir olay olmadığı açık...

Bu bir mesaj mı? Ordu komutanı 28 Şubat'ta Sincan'da tankların yürütülmesini örnek mi aldı? Yeni bir balans ayarıyla mı karşı karşıyayız?

Test sürüşü tatmin edici bir gerekçe değil. Zamanlama ilginç. Erzincan-Erzurum hattında devam eden bir dava var. Bu kapsamda önceki gün Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Recep Gençoğlu gözaltına alınarak Erzurum'a gönderildi.

Acaba 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk, yargıya balans ayarı mı çekiyor? Eğer 28 Şubat'ta olduğu gibi sonuç vereceğini düşünüyorsa yanılıyor. Türkiye eski Türkiye değil, çok değişti. Eski yöntemlerle bu değişimin önünde durmak mümkün değil...

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum