1. YAZARLAR

  2. Erhan Başyurt

  3. O erler niye gönderilmedi?
Erhan Başyurt

Erhan Başyurt

Yazarın Tüm Yazıları >

O erler niye gönderilmedi?

30 Ekim 2009 Cuma 01:01A+A-

“Islak imzalı" orijinal darbe "Eylem Belgesi" ortaya çıkınca, savcılar 6 eri ifade vermeye çağırdı.

Erler, Eylem Planı'nın fotokopisi ortaya çıktığında karargâhta yapılan imha çalışmalarında yer almakla suçlanıyor.

İhbar mektubunda adları geçen 6 isimden birisi, terhis olduğu için gelip hemen ifadesini veriyor.

İhbar mektubunda yer alan "imha işlemlerini" doğruluyor.

Halen askerlik görevi süren 5 er ve erbaş ise Genelkurmay Başkanlığı tarafından 10 gündür gönderilmiyor.

Neden?

Ergenekon soruşturmasında albayları bile gönderen Genelkurmay, erleri göndermeme kararını neye dayanarak verdi?

Konuşmalarından mı korkuluyor?

Uzmanlar uyarıyor: "Hukuka karşı açık bir direniş var."

Oysa hiç kimse hukukun üstünde değil.

Genelkurmay Başkanı bile Türk Ceza Kanunu'nun 250'nci maddesine giren bir konu söz konusu olursa sivil savcılara ifade vermek zorunda.

Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun bunları bilmemesi düşünülemez.

O halde karargâhın yanlış yola sapması, adaleti engellemesi ya da geciktirmesi nasıl izah edilebilir?

***

Aslında yakın dönemde Genelkurmay'ın kafaları karıştıran başka uygulamaları da mevcut.

Mesela, Faili Meçhul cinayetler nedeniyle 9 kez müebbet hapisle yargılanan Albay Cemal Temizöz halen görevinin başında görünüyor.

Resen emekli etmediler. Görevden de almadılar.

Bir diğer ilgi çekici isim, Albay Zekeriya Duran.

Bir aşçının eşiyle çekilmiş yasak ilişki görüntüleri medya ve internete yansıdı.

Aşçı eş dava açtı. Boşandı.

Ancak Genelkurmay'da savcı olmasına rağmen Duran, görevinin başında tutuldu.

Hatta yarbaylıktan albaylığa terfi ettirildi.

Son dönemlerin dikkat çeken diğer ismi Albay Dursun Çiçek.

O'nun durumu da farklı değil.

Eylem Belgesi'ni hazırlamaktan tutuklanan ve 18 saat sonra serbest bıraktırılan Çiçek, Deniz Kuvvetleri karargâhında daire başkanlığına terfi ettirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde ilk kez Albay Çiçek için Yüksek Askeri Şûra sonrası açıklama yapıldı.

"Boş amiral kadrosu olmadığı için terfi ettirilemediği" kaydedildi.

Eylem Planı'nın orijinalini gönderen "subay" ihbar mektubunda durumu çok daha iyi izah ediyor.

Eklere koyduğu "Bilgi Notu" başlıklı belge, Sivil Toplum Kuruluşları'na yönelik fişleme çalışmasının Çiçek tarafından hazırlandığının daha önce tespit edildiğini ortaya koyuyor.

Ancak emir-komuta zinciri içerisinde hazırlandığı için Çiçek'e "ihtar" dahi verilmiyor.

Karargâhta 40 torba dolusu "gayr-ı yasal" belgenin yok edildiği, bilgisayarların temizlendiği düşünülünce, benzer bir ihtimal ağırlık kazanıyor.

Hükümeti devirmeye yönelik skandal "Eylem Planı" da "emir-komuta" zinciri içerisinde mi hazırlandı?

Erlerin gönderilmeme sebebi, her şeyi itiraf etmeleri ihtimali mi?

***

"Hukuk devletine ve demokrasiye aykırı davranan hiç kimse Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde barınamaz. Genelkurmay Başkanı olarak teminatı benim" diyen Orgeneral İlker Başbuğ, karargâhın takındığı bu menfi tavra neden müdahale etmiyor?

Neden göz yumuyor?

Başbuğ, "darbe soruşturmasının önünü tıkayan adam" konumuna itiliyor.

Bugüne kadar ortaya koyduğu duruşla aslında bunu hak etmiyor.

Ancak kilidi çözmezse, bu kanaatlerin yaygın kabul görüp, istifa baskısı olarak kendisine dönme riski var.

O erler de, o subaylar da ifade vermeye gönderilmeli.

"Hukuk devleti ve demokrasi" adına aksini düşünmek bile mümkün değil.

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT