1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Nil’i Isıtmanın Tehlikesi
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

Nil’i Isıtmanın Tehlikesi

13 Haziran 2013 Perşembe 07:55A+A-

Türkiye’de halkın iç gündeme kilitlenmesi dünyadaki bazı önemli gelişmelerin dışında kalınmasına neden oluyor. Çünkü Gezi Parkı’nı işgal edenlerin sesleri arkalarında duran güçlerin, özellikle de medyanın ve başbakanın “faiz lobisi” dediği sermaye kanadının desteğiyle biraz çok çıkınca, insanların zihinlerinde gündeme ayrılan alanı da işgal edebiliyor.

Bu olaylar Suriye’de kalan kozlarını değerlendirerek yeni atağa geçen güçlerin de işine yaradı. Çünkü son dönemde gerçekleştirilen saldırılar ve katliamlar gölgede kaldı. Türkiye’deki gelişmeler, oyunun sınır ötesindeki cephesini oluşturan medya organlarının abartması sebebiyle dünya kamuoyunda da dikkatleri üzerine çekti. Baas zulmünün artık sadece Şebbiha çeteleriyle değil fiili işgalle sürdüğünün gizli bir yanı yok. İşgali ise kendi stratejik hesapları için bir halkı topluca imha etmekte sakınca görmediklerine insanlığın şahit olduğu güçlerin yürüttüğü ortada. İsimlerini sorarsanız; onların kendileri için kullandıkları isimleri böyle bir vahşete yakıştıramıyorum, derim.

Bu arada İran’da sessiz sedasız ama epey tartışılacağı tahmin edilen bir seçim yapılıyor. Yarın yani 14 Haziran Cuma günü yeni cumhurbaşkanının belirlenmesi için sandık başına gidilecek. Yüzlerce kişinin adaylık başvurusunda bulunduğu bu seçimlerin öncesinde, başvuranların büyük çoğunluğu yeterlilik testinde elenmişti. Ortada kalanlarda ise iki cephe var. Statükoyu benimseyenler yani Ali Hamaney’in tarafında duranlar ve statükoya karşı yani muhalif kanadı temsil edenler. Son günlerde bazıları oyların bölünmemesi için bulunduğu kanadın güçlü adayı lehine adaylıktan çekildi. Muhtemelen seçimlerle ilgili tavırları daha çok sandıktan çıkacak sonuçlar belirleyecek. Statükoyu benimseyen tarafın kazanması seçimlerin dürüstlüğü tartışmasını, muhalefetin kazanması ise devletin zirvesinde uzlaşma sorununu beraberinde getirebilir.

Bütün bu gelişmelerin gölgesinde son dönemde Mısır’da yeni yönetimi köşeye sıkıştırmak ve zor durumda bırakmak için yeni bir oyun oynandığı görülüyor. Önem taşıdığını düşündüğümüz bu hadise ise zikredilen gelişmelerin yanında basit görünüyor ve dikkatlerden kaçıyor. Türkiye’de ise sıcak gelişmelerin yanında tamamen kayboldu ve muhtemelen uluslararası ilişkileri yakın takibe alma ihtiyacı duyan uzman kişilerin ve bu alanla ilgilenen araştırma kurumlarındaki akademisyenlerin dışında kimsenin gündemine girmedi.

Gördüğümüz kadarıyla Mısır’da yeni yönetimi çekilmeye zorlamak için aylardan beri içeride karışıklık çıkaran, karışıklığın planlı bir şekilde sürmesi için gereken finansmanı sağlayan, bu ayın sonunda da Dr. Muhammed Mursi’nin seçim zaferinin yıl dönümü münasebetiyle büyük bir gösteri düzenlenmesi için tahrik faaliyetlerini bir ay önceden başlatan ve psikolojik zemini oluşturmaya çalışan dış güçler bütün çabalarından bir sonuç elde edememiş olmanın sıkıntısı içindeler.

Fitnenin uzaktan kumanda ve finansman merkezi olarak kullanılan Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu işin koordinasyonunu sağlamakla görevlendirilen Dubai Polis Müdürü Dahi Halfan Kasım 2012’nin sonlarına doğru kişisel twitter hesabında yaptığı açıklamada, “Mursi’nin düşürülmesi projesi en fazla iki ay içinde tamamlanacaktır”  demişti. Halfan bir başka açıklamasında da Mursi’nin adeta rüzgarın uçurduğu bir şey gibi kaybolacağı iddiasında bulunmuştu. Fakat onun bu açıklamaları yapmasından sonra üç tane iki aylık süre tamamlandı ve şimdi dördüncü ikinci ayın içindeler. Fitne projesi parayla finanse edildiğinden ortalığı karıştırmak için “nöbet” tutanlar taahhüt edilen miktarı alamayınca çekiliyorlar. Çünkü birçoğu sadece kendine telkin edileni yapıyor ve bunu niçin yaptığını bile bilmiyor. Paralarının düzenli ödenmesi de fitneyi finanse edenlere ağıra oturuyor ve daha fazla sürdürmenin maliyetinin yüksek olacağını düşünüyorlar. Fakat Mısır’da devrimle birlikte gelen İslâmîleşme sürecini de kabullenmek istemiyorlar.

O yüzden şimdi sınır dışından da kıskaca almaya çalışıyorlar. Etyopya’nın Nil’i ısıtma projesinde Mısır’ı ve Sudan’ı karşısına almada bu derece cüretkâr davranmasında arkasındaki güçlerin desteğinin önemli rolü var.

Nil’i ısıtma projesinin ayrıntısından ise müteakip yazımızda söz edeceğiz inşallah.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT