1. YAZARLAR

  2. Elif Çakır

  3. Ne olacak bu memleketin hali!
Elif Çakır

Elif Çakır

Yazarın Tüm Yazıları >

Ne olacak bu memleketin hali!

01 Aralık 2009 Salı 15:22A+A-

Mademki “düne kadar kimse, kimin Alevi, Sünni, Kürt, Ermeni olduğunu bilmezdi, bu iktidar geldi herkesi kamplara böldü” diyerek yaygara kopartılıyor, sinirler bozuluyor, o halde bu dönemde kimseden aklıselim kelam beklemeyelim.

Hepsini yeniden eski yerlerine gömelim, böylece yaşayıp gidelim. Ne de olsa, eski halde iken huzur(!) içinde yaşayıp gidiyorduk.

Herkes karnından konuşsun.

Kimse meselenin aslı hakkında en ufak bir imada bulunmasın, sadece tezahürleri etrafında lafı geveleyip dursun.

Böylece yıllar geçsin.

Yirmi sene sonra da bizim ülkemizde halen bölücülük ve irtica tehlikesi olsun, Milli Güvenlik Kurulu’nda askerin ağzına bakan yalakalar gazeteci diye ortada dolaşsın.

Askerler ülkeyi bir uçtan bir uca tepe tepe kullansın.

Canlarını sıkan olursa yine “topyekûn savaş” açsınlar millete.

Üç beş tane kukla bulup, yemleme medyanın gazete ve televizyonlarında irticanın ne kadar azdığına dair komik senaryolar oynasınlar.

Bu senaryoları yutmayacak gibi görünenleri de bir örgüt kılıfı uydurup içeri tıksınlar. Pazarcıların kavgalarından Atatürk’e ve Türk bayrağına hakaret davaları devşirsinler.

Sonra...

Parti kurup ülkeyi yöneteceğini iddia eden eblehlere, memleketin tüm eblehleri oy versin.

Gerçekten bir seçim olmuş, gerçekten “hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” gibiymiş gibi dereden tepeden konuşalım.

Seçilmiş o iskambil kâğıdından liderler gidip askerin karşısında “komutanım, paşam” diye el pençe divan dursun.

Milli Güvenlik Kurulu’ndan çıkan kararlara göre ülke bi güzel yönetilsin.

Sabih Kanadoğlu’nun ciğeri yanmasın da kimin yansın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı kapatma davası üstüne dava açmasın da ne yapsın!

Ülkenin bu hale gelmesinin en büyük müsebbibi Ak Parti’den başkası olabilir mi?

Parti dediğin şey nedir ki, ülkeyi yöneteceklerini sanan üç beş kişinin toplandığı tırışkadan organizmalar.

Artık son yıllarda bazı partiler de kendilerine çizilen sınırın dışına taşmaya çalışarak ne yapmak istiyorlar!

Genetiği değiştirilmiş organizma haline mi geldiler, nedir!

Kemalist ve yedi ceddi öz be öz Türk olmayanların parti kurmaya kalkışması şöyle dursun, üye bile olması engellenebilir.

Ne var ki bunda.

İç Hizmet Kanunu diye bir şey var.

Kımıldayan yaprağın bile yeri var bu kanunda.

Her şey olur.

Hani bu Ak Parti de çok olmaya başlıyor gibi görünüyor da, biraz gazını alsın milletin, onun da çaresine bakılır.

Mangalda kül bırakmıyor gibi görünseler de, onlar da zaman zaman yerlerini şaşırdıklarını görüp, “bizim yerimiz belli” diyorlar nasılsa.

Onlar da hizaya gelir.

Fakat bu AB ve ABD işi bozuyor azizim.

Memleketin rotasını bu kadar da Batı’ya çevirmekle hata etmişiz zahir.

Bu mürtecilerle uğraşırken başımıza Ilımlı İslâm çıkardılar. Ama bu da pek uzun sürmez. Onların kafası almaz bu ülkedeki meseleleri. Yanlış yaptıklarını anlar, gene gelirler kapımıza. Yavaş yavaş kıpırdanmalar başladı çok şükür. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin dışişleri bakanı çıkmış “evet, yeni Osmanlıcıyız” diyor. Hiç olacak iş mi?

İyice çevirsinler rotayı Ortadoğu’ya da, görsünler o zaman babasının şarap çanaklarını.

Bu Tayyip de Özal gibi. O Kenan Paşa’yı kandırıyordu, bu da bizi. Şimdiye kadar posta(lı)mızı sert koymadık diye tepemize bindi. Ama Amerika’yı da kandırmaya çalışıyor bu. Onlar yemezler. Üç beş yazı çıktı mı “Türkiye nereye gidiyor” diye, deliğe süpürürler nasıl olsa.

“Burası Ergenekon buradan çıkış yok” desek, biraz paradoksal olacak galiba, çıkış var mı yok mu, kim çıkıyor, kim içerde kalıyor, anlamı pek karışık.

En iyisi her şeyin birbirine karışması. Ortalık toz duman olunca, nasıl olsa bundan en çok kurtlar istifade eder. Vadide kurt bol ne de olsa.

Bütün bunlar neyin nesi? Ne bileyim işte. Bayram neşesi...

TARAF

YAZIYA YORUM KAT