HAKSÖZ-HABER

***

Mümtazer Türköne seçim sürecinde birbirinden iddialı, abartılı ve keskin yazılar kaleme almıştı. 30 Mart’tan sonra artık susar ve utanarak geri çekilir diye düşünülürken, kendisine yeni meşgaleler bulmuş da, çoktan seçimleri unutmuş gibi davranıyor.

Bugün (10 Nisan) yazdığı “529 ve Twitter” yazısı tam da böyle bir kurnazlık ürünü. AK Parti’yi hem de Mısır siyaseti üzerinden vurmaya kalkışmış. Yazısından şu bölümü birlikte okuyalım:

“…Mısır’daki zulüm, Arap Baharı’nın kaşarlanmış statüko tarafından bastırılmasıyla ve İhvan’ın kısa iktidar süresince peş peşe yaptığı hatalarla büyüdü. İktidar tecrübesi olmayan İhvan, eline geçirdiği gücü etkili bir şekilde kullanamadı; üstelik başka kesimlerle paylaşmaya yanaşmadı. Bize düşen daha önemli bir pay var. 529 kişiyi idama mahkûm eden zulmü iktidara getiren faktörler arasında hükümetimizin hataları önemli yer tutuyor. Mısırlılar bu hataları bugün çok yüksek sesle dile getiriyorlar. Meselâ neler? Geliyorum diyen darbeye karşı, Mursî’nin destek alacağı kesimlere karşı uzlaşmaz bir tutum almasını telkin etmek gibi. Belki en önemlisi, İhvan’ın daha işin başında geçiş döneminde -İhvan’ın bir kanadının itiraz ettiği şekilde- seçimlere girmesi ve hazırlıksız bir şekilde iktidarı devralması büyük bir hata idi.

Mısır’daki mahkemenin 529 idam kararını verirken takındığı pervasızlık, bu yüzden biraz da Türkiye’ye karşı. AK Parti’den gelen itirazların ve protestoların Mısır’daki cunta yönetimi nezdinde ve uluslararası kamuoyunda hiçbir ağırlığı yok; ama CHP ve MHP’nin bu konuda yayımladığı ortak deklarasyon var. Neden? Çünkü AK Parti gibi tükenmiş ve bu dramı araçsallaştırmış değiller. ‘Araçsallaştırma’ dediğim şeyin delili, AK Parti’nin tekeline aldığını zannettiği bu konuda, CHP’nin inisiyatifine dahil olmaya yanaşmaması. Deklarasyon metnini neden imzalamadı?...”

Ne dahiyane tespitler değil mi? Mısır’daki darbenin sorumluluğu darbeciler ile İhvan arasında paylaştırılmış. Neymiş? İhvan farklı kesimlerle uzlaşmamış? Hiçbir bilgi sahibi olmadığı bir konuda sallamak diye buna denir işte! Ve devam ediyor, darbecilerin uygulamalarından aynı zamanda AK Parti de sorumluymuş!

Bu arada bir başka Zaman yazarı Ali Bulaç’ın da ilginç bir tevafukla bugün yazdığı yazıda hem Suriye’de, hem Mısır’da yaşanan vahşette AK Parti hükümetinin büyük vebali olduğunu ileri sürdüğünü hatırlatalım ve Abdullah Gül’e Sisi’ye ziyareti tavsiye eden bu yazıyı hiç kale almadan geçelim!  

Mümtazer Türköne’ye dönecek olursak, ne diyor? AK Parti sadece dramı araçsallaştırma derdindeymiş. Ama MHP ve CHP samimiymiş! Delili de hazırlanan ortak deklarasyonu AK Parti’nin imzalamamasıymış!

Bir kere 4 partinin ortak deklarasyonu ortada, dolayısıyla Türköne resmen savurmuş!

İkinci olarak da AK Parti bu partilerle ortak bir metni  imzalamasa daha doğru yapardı. Çünkü bunlar Mısır cuntasına karşı bugüne kadar hiçbir tavır almadılar, şimdi kalkıp idamları kınamaları bir şey ifade etmiyor.

Ve üçüncü olarak hükümetin konuyu araçsallaştıdığı iddiası yalan, bugüne kadar darbeye karşı hükümet ilkeli bir tutumla karşı koydu. Dolayısıyla bu iddia havada kalır ama aynı itham bizzat yazarın kendisi için cuk oturuyor. Bugüne kadar ilgilenmediği, umursamadığı bir konuda sırf AK Parti’ye çakma adına topa girmek ve Müslümanların kanları üzerinden hükümete muhalefet kapısı açmak araçsallaştırmanın şahı değil de nedir?

Ve son söz, yazdığın gazete aylardır “Mısır’la aramız bozuldu, yalnızlaştık” türünden ağlamaklı eleştiriler yöneltirken, Müslümanların idamını dert edineme pozları vermeniz kimseye inandırıcı gelmiyor. Yaptığınız şey dayanışma değil, sadece açık aramak olarak gözüküyor.