1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Muhtıra veremediler istifalarını verdiler!
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Muhtıra veremediler istifalarını verdiler!

30 Temmuz 2011 Cumartesi 03:26A+A-

Başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner olmak üzere kuvvet komutanlarının istifasını kimi medya deprem diye verirse, şaşırmayın.

Ayrıca da inanmayın.

Bu sistem açısından ne kriz, ne de depremdir.

Türkiye demokrasi tarihinde bir dönüm noktasıdır ve sivil iradenin askerin dayatmasına karşı koyması açısından eşi görülmemiş bir öneme sahiptir.

Biraz 1971’de Ecevit ve Demirel’in işbirliği yapıp Faruk Gürler’in cumhurbaşkanlığı yolunu kesmesine benzetilebilir ama ancak benzetilebilir.

Çünkü Gürler emekliydi, direnen komutanlar ise aktif görevde.

Abdullah Gül’e ‘’Karın başını niye açmıyor’’ sorusunu yöneltebilecek küstahlıktan, istediği komutanlar atanmayınca istifa noktasına gelen generaller gerçeği Türkiye’de demokrasinin gelişmişlik düzeyini göstermesi açısından önemlidir.

Kişi başı milli gelirin 10 bin doları aşması, Türkiye’nin dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olması, bütün dünya ekonomik krizde kıvranırken dimdik ayakta kalması bu noktada önemlidir.

Ama daha önemlisi sivil iradenin duruşudur.

Düne kadar Yüksek Askeri Şura, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın noter görevi gördüğü kurumsal bir toplantıydı.

Askerler kimin, nereye atanacağına karar verir, siviller onaylardı.

Kimileri rahatsız oldu ama Erdoğan’ın sözleri doğruydu.

Başbakan’a selam vermekten kaçınan komutan emekli edileceği gibi, Cumhurbaşkanı’nın karısının elini sıkmaktan kaçınan general de terfi ettirilmez.

Türkiye gerçek bir demokrasi olacaksa, doğrusu budur.

Yaşanan olaylar tek tek kişiler açısından ele alındığında elbette üzücüdür ama ülkenin genel gidişatı açısından olumludur.

İstifalar için söylenebilecek ilk söz, “Yetmez ama evet”tir çünkü hala Aktütün, Dağlıca’da ne olduğunu bilmediğimiz gibi, Silvan’da ne olduğunu bilmiyoruz.

Yeraltından çıkan silahlara ‘’boru’’ diyen eski genelkurmay başkanlarımız var.

Genelkurmay’ın harcamaları hala Sayıştay denetimi dışında, askeri okullarda okutulan müfredat hala sivillerin denetimine tabii değil.

Askerlik elbette kendine özgü önemi ve kuralları olan bir meslektir.

Bu mesleğin bu önemi nedeniyle belli bir özerkliği olması anlaşılan bir şeydir ama bunun bir sınırı vardır, o da milli iradedir.

Böyle bilinmesi gerekir.

Hoşgeldin Fehmi Ağabey

Hiç beklemediği bir anda gazetesinden kopunca Zaman onun dediği gibi kendisine bir sığınak oldu.

Şimdi artık bizimle beraber...

Bilgisi, soğukkanlılığı, birikimi, kültürü ile birlikte olmaktan keyif aldığım bir insan Fehmi Koru...

Yıllarca aynı çatı altında çalışabilmek için çaba harcadım, kısmet bugüneymiş.

STAR, Fehmi Koru’nun katılımıyla daha da güçlendi, ağırlık katsayısı arttı.

Tekrar hoşgeldin Fehmi Ağabey...

Benim kuşağım

Yılmaz Özdil dün Hürriyet’teki köşesinde kendi bakış açısından kendi neslinin hikayesini anlatmış.

Bir dönem atv’deki ‘’Son Baskı’’ programında yaptığımız gibi, ben de kendi kuşağımı anlatayım...

Benim kuşağım, 16 Mart, 1 Mayıs gibi katliamlarda arkadaşlarının kimi kamu görevlilerinin de aralarında bulunduğu çetelerce öldürülmesini gördü...

Gazeteci Abdi İpekçi’nin soğukkanlılıkla katline, katilinin ‘’Bizim çocuklar’’ tarafından kışladan kaçırılmasını da gördü..

Bu ülkenin 70 cent’e muhtaç hale gelişini, bir paket sanayağı için saatlerce beklenilen kuyrukları da gördü..

Çete reislerinin özelleştirme raconu kesmesini de gördü bu kuşak.

İstanbul’da su kesintisine karşı küvette su biriktirmeyi de gördü.

Ardından aynı çetelerin günümüz versiyonlarının işlediği cinayetleri de gördü ama katillerin kıskıvrak yakalanıp arkalarındaki suç örgütünün ortaya çıkarılmasını da gördü.

Türkiyeli olmanın günümüz dünyasındaki itibar ve gücünü de gördü.

Kuyrukların bitişine, susuzluğun ortadan kalkmasına, köylere bile elektrik-su götürülmesine tanıklık etti.

Yani, tanıklık bazen bakış açısına göre değişiyor.

Fıkradaki papazın dediği gibi, ‘’Buradan öyle görünüyor...’’

STAR 

YAZIYA YORUM KAT