1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Medyanın geleceği yapay zekanın elinde mi?
Medyanın geleceği yapay zekanın elinde mi?

Medyanın geleceği yapay zekanın elinde mi?

“Radyo gazeteyi, televizyon radyoyu, internet de televizyonu bitiremedi. Şimdi ise gözler yapay zekada… Peki medya, yapay zekanın gölgesinde yok oluşa mı sürükleniyor yoksa bir dönüşüm mü yaşayacak?”

04 Temmuz 2025 Cuma 15:30A+A-

Medyanın Geleceği Yapay Zekanın Elinde mi?

Yunus Arslan / Fokus+


Radyo gazeteleri, televizyon radyoyu, internet televizyonu bitirecek söylemi, yerini yeni medyanın geleneksel medyayı bitireceği iddiasına bıraktı. Ancak her biri bir şekilde varlığını sürdürdü ve sürdürmeye devam ediyor. Şimdilerde ise asıl korku, yapay zekanın tümünü birden ortadan kaldıracağına yönelik.  

Her iletişim aracı, bir öncekinin dinamiklerini kullanarak yeni teknolojik imkanlarla dönüşüm geçirir. Bu dönüşüm sürecinde bazı meslek pratikleri de değişime uğrar. Elbette, popülerliği azalan eski medya araçları, sınırlı kitlesiyle yoluna devam edebilir.  

Burada ne bir gazetenin okuma keyfine ne de radyonun insanlarda bıraktığı etkiye romantik bir bakış açısı sunacağım. Popülerliği azalan medya araçlarının varlığını sürdürmesinin temel nedeni reklam gelirleri. Bugün hala televizyonda reklam yayınlamanın saniye başına yüksek ücretleri ve hem markaya hem izleyiciye sunduğu “prestij” en belirgin parametre.  

Dikkat ekonomisi ve yapay zekanın yükselişi  

Medya araçları değiştikçe ve dönüştükçe, son kullanıcının kazançları ve kayıpları ortaya çıkıyor. Bayiden gazete alıp okumak, radyodan sesli yayın dinlemek ya da televizyonda metnin görsellerle ve sesle sunulması büyük kolaylık sağlıyor. Hele ki tüm bunlar bir telefon aracılığıyla erişilebilir hale geldiğinde bu kolaylık katlanıyor. Ancak dikkat ekonomisi kavramı açısından, her medya aracı insanların zihninde belirli tahribatlar bırakıyor; bu uzun süredir tartışılıyor.  

Okuma oranlarının yıllardır düştüğü bilinen bir gerçek. Her araç, kitleyi çekmek için farklı yöntemler deniyor: Kitaplar etkileyici kapak tasarımları ve dizgilerle, gazeteler ilgi çekici metinler ve görsellerle, televizyonlar yanıp sönen ışıklar, etkileyici anlatımlar ve şov dünyasını aratmayan haber sunumlarıyla kitleleri cezbetmeye çalışıyor. Web siteleri de bu rekabetten muaf değil; onlar da tüm imkanları kullanarak okur kitlesinin karşısına çıkmaya çalışıyor. Bin bir teknikle okuyucuyu siteye çekmeye çalışırken, bir yandan da sürdürülebilirlik için reklam gelirlerinden daha fazla pay almayı hedefliyor.  

Medyadaki değişim ve etkilerine kısaca değindikten sonra, son birkaç yıldır herkesi şaşırtan yapay zeka araçlarına gelelim. Bilgi araştırmaktan kişisel danışmanlığa kadar geniş bir kullanım yelpazesi sunan yapay zeka çağında; metin, ses ve görüntü gibi farklı araçlar kitlelerin önüne kolayca ulaşıyor. Her yeni teknolojik araç, alışkanlıklarımızı değiştirdi. Okumak yerine göz atmak bile kimileri için yeterli hale geldi; daha ötesi, yoğun izleme alışkanlıkları oluştu.  

Bu etkiler üzerine yapılan binlerce çalışma, araştırma ve söylem, zihnimizi tembelleştirdiğini öne sürüyor. Elle kağıda yazı yazmak artık neredeyse kullanılmayan bir pratik. Okumak yerine dinlemek ya da izlemek tercih edilir oldu ve yine zihnimizin tembelleştiği söylendi. Şimdi yapay zekanın çok yönlü imkanlarıyla, araştırmacı, öğretmen, gazeteci, editör ya da kişisel danışman gibi uzayan bir liste, zihinsel yapımızı hızla değiştirmeye başladı; bunda da herkes hemfikir.  

Nasıl ki her medya aracı bir öncekinin popülerliğini azalttıysa, yapay zekanın sunduğu imkanlarla önceki medya araçları da popülerliklerini kaybetmeye başlayacak. Yeni medyanın geleneksel medyayı bitireceği söylemi o kadar sık tekrarlandı ki, herkes buna inanır oldu; ancak geleneksel medya bir şekilde varlığını sürdürdü. Hala “geleneksel medya bitti” söylemini sürdürerek kendini ikna etmeye çalışanlar var. Oysa gerçek şu ki, geleneksel medya olarak adlandırılan kuruluşlar varlıklarını sürdürüyor.  

Her dönüşüm, fırsatlar ve tehditler getirir. Reklam gelirleri, sahadaki operasyonlar ve uzun yıllara dayanan çok yönlü ilişkiler gibi nedenlerle bu kuruluşlar ayakta kalıyor. Kimileri bu dönüşüme daha iyi uyum sağladı, kimileri ise istemediği fedakarlıklar ya da vazgeçişler yaşadı. Ancak sanayi devrimiyle kıyaslanan, hatta kimilerine göre ondan daha büyük bir etki olarak görülen yapay zeka, medyada ciddi bir dönüşüm yaratıyor; bunda da herkes hemfikir.  

Sıfır tıklama tehdidi  

Hala bir insanın yazdığı uzun bir metni okumak için en kolay yol web siteleri. Yapay zeka öncesinden bugüne, yapay zekanın medyada nasıl bir dönüşüm yaratabileceğine dair biraz düşünelim.  

Bir medya platformunun en büyük gelir kaynağı şüphesiz reklam. Web siteleri, okuyucuların siteye gelmesi ve uzun süre kalmasıyla gelirlerini artırıyor. Bu nedenle uzun zamandır SEO teknikleri, içeriğin önüne geçmeye başladı. Basit bir bilgiyi bulmak, iğneyle kuyu kazmak gibi bir hale geldi. Her yerden fırlayan reklamlar, okuyucunun bir yazıyı rahatça okumasını zorlaştırırken, daha fazla gelir elde etmek öncelik kazandı.  

Google, her yıl yaptığı güncellemelerle içerik kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar yaptı. Web siteleri, gelir kaybını önlemek için bu güncellemelere hızla uyum sağladı. Bu alanda çalışanların sayısı da hızla arttı. Ancak Google, basit bir bilgiyi arayan okuyucunun karşısına anında çıkarma hedefiyle hareket etti. Bu, web siteleri için gelir kaybına yol açtı. Yine de okuyucuyu sitede daha fazla tutmak için çalışanlar yeni teknikler geliştirdi ve geliştirmeye devam ediyor.  

Anahtar kelimelerle okuyucunun karşısına çıkmaya çalışan web siteleri, şimdi de Cevap Motoru Optimizasyonu (Answer Engine Optimization) ile okuyucunun tam aradığı sorulara uygun başlıklar ve cevaplarla öne çıkmaya çalışıyor. Ancak bu geçici bir durum olabilir; çünkü asıl tehlike, yapay zeka platformlarının sunduğu kolaylıkla öne çıkan “sıfır tıklama aramaları”nın (zero-click searches) yaygınlaşması.  

İçerik hala kral olabilir mi?  

Geleneksel arama yönteminde Google üzerinden yapılan bir araştırma için okuyucunun sarf ettiği çaba yerine, yapay zeka her şeyi sizin için yapacak! Doğru bir soru sormanıza bile gerek kalmayacak; yapay zeka sizi daha iyi anlayacak, hatta hakkınızda bildiği bilgilerle asıl sormak istediğinize yönelik cevaplar verebilecek. Tüm bunlar göz önüne alındığında, yapay zeka, web sitelerinin temel gelir kaynağı olan tıklama ve sitede geçirilen süreye dayalı reklam gelirlerini tehdit ediyor.  

Reklam geliri olmadan işleri sürdürmek zorlaşacak. Bu durum, konuyu takip edenler tarafından büyük bir tehlike olarak görülüyor. Farklı senaryolarda, yapay zekanın yeni bilgilere ihtiyaç duyması nedeniyle içerik üreticilerine gelir imkânı sunabileceği düşünülüyor. Ancak daha kötü bir senaryoda, yapay zeka böyle bir ihtiyaca gerek duymadan yeni bir medya aracı olarak eski araçların popülerliğini ele geçirebilir. Yapay zekanın gelişim hızı, gerçekten korkutucu bir seviyede.  

Kimse tam olarak ne olacağını bilemiyor; sadece çeşitli senaryolar var. Ancak medyanın kutsal sözlerinden “content is king” yani “içerik kraldır” iddiası hala medyada geçerliliğini koruyor. Kimse tam olarak ne olacağını bilemiyor; sadece çeşitli senaryolar var. Ancak medyanın kutsal sözlerinden “content is king” yani “içerik kraldır” iddiası hala medyada geçerliliğini koruyor. Nitekim hem Google hem de sosyal medya platformlarında iyi tanımlanmış, kaliteli içerikler hala öne çıkıyor.  

Bu nedenle, değişen teknolojik imkanlara rağmen hem yapay zekanın hem de insanların ilgisini çeken içerikler, dikkat çekmeye ve maddi değer yaratmaya devam edecek.

Geleneksel medyanın sona erdiğine dair tartışmalar uzun yıllardır sürse de bunun cevabını almamız hızlı gelişen yapay zeka teknolojisiyle uzun sürmeyecek gibi görünüyor.  

 

 

HABERE YORUM KAT