1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Mazi Kalbimizde Yara Olarak mı Kalsın?
Mazi Kalbimizde Yara Olarak mı Kalsın?

Mazi Kalbimizde Yara Olarak mı Kalsın?

“Elbette tarihin esiri olamayız, olmamalıyız da. Ancak tarihi keyfe göre, konjonktürel ihtiyaçlara göre aktüel gelişmelere uyarlamakla ne etkili bir siyaset yapabiliriz ne de toplumsal gelişmelerin önünü açabiliriz.”

27 Nisan 2018 Cuma 12:40A+A-

Kenan Alpay’ın yorumu:

Mazi Kalbimizde Yara Olarak mı Kalsın?

 “Tehlikenin Farkındayız!” sloganıyla bütün bir toplumu korkutarak sindirmeye kalkışan Bayrak ve Cumhuriyet Mitingleri’nin final sahnesi olan 27 Nisan e-muhtırası’nın üzerinden tam 11 uzun yıl geçti. Hikâye bu ya mitingleri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği organize ediyormuş görüntüsü veriliyordu. Lakin körler sağırlar dâhil hemen herkes bu bildik komitacılık faaliyetlerinin TSK, Yüksek Yargı, CHP ve Kemalist oligarşinin diğer tüm bileşenleri tarafından yeni bir darbe sürecini hızlandırmak amacıyla sahaya sürüldüğünü gayet net olarak biliyordu.

Ne var ki bugün okuyacağımız pek çok yazıda, dinleyeceğimiz birçok analizde 27 Nisan’ın evvelemirde 28 Şubat’ın bir devamı ve de 15 Temmuz’un öncülü olduğuna dair müşahhas bağlantılar bahse değer görülmeyecek belki. “Ezelden ebede tüm musibetlerin anası Fetö’dür” söylemiyle tecrübe ettiğimiz yakıcı ve yıkıcı hakikatlerin değiştirilebileceğine iman düzeyinde inanan bir iklime muhatap olduğumuz için dikkat çekmek istiyorum. Tek boyutlu ve propaganda mahiyeti kazanmış söylemlerle, kesin ve keskin inançlı bir toplum oluşturarak çözümü değil üstümüze atılmak istenen düğümleri güçlendirmiş oluruz. Mazi yani tarih üzerinde oynamak son derece tehlikeli sonuçlar doğurur. Elbette tarihin esiri olamayız, olmamalıyız da. Ancak tarihi keyfe göre, konjonktürel ihtiyaçlara göre aktüel gelişmelere uyarlamakla ne etkili bir siyaset yapabiliriz ne de toplumsal gelişmelerin önünü açabiliriz. (…)

Yazının devamı >>>