Balyoz Darbe Planı nedeniyle tutuklanan emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın'ın subaylara yaptığı bir konuşmanın ses kaydı internet sitelerinde yayınlandı.

Yavuz Paşa, oldukça sert ifadeler kullanıyor.

Siyasilere de ağza alınmayacak küfürler savuruyor.

Dönemin üç muhalefet lideri için şu ifadeleri kullanıyor:

"Birisi (Deniz Baykal) Antalya'da gayet güzel yüzüyor, öbürü (Devlet Bahçeli) otağlarda oturuyor kımız içiyor, öbürü hırlı mı, hırsız mı mafya mı nedir o belli değil... Muhalefet, ohh yat para tıkır tıkır alıyor, hiç yapıcı bir muhalefet gördünüz mü?"

Başbakan için "Türk olduğuna dahi inanmıyorum" diyor.

Sonra bir başka etnik düşmanlık yapıyor, "Hanımı da Arap. Yok, Türk kadını, kadınını bunlar temsil edemez ya!"

Paşaya kalırsa, "Türkiye, özgürlük, insan hakları bilmem ne furyası ile AB'nin kapısında şahsiyetini kaybetti."

Güvenilir tek güç var, o da Türk Silahlı Kuvvetleri.

"Polis Teşkilatı bilmem ne! Vatan millet, cumhuriyetin bekçisi falan yok öyle bir şey yok. Yok! Tek biz varız. Ha onlar bizim yanımıza gelir, yamacımıza koltuğumuzun altına girerler..."

Yavuz Paşa'nın önerdiği çözüm oldukça basit.

Ne de olsa elinde Balyoz Darbe Planı var.

"OHAL ilan edelim? Komutanlara sıkıyönetim yetkileri verelim."

Paşanın subaylarına bir de nasihati var:

"Eee bizde oldu takip ediyorlar, türban takıp lojmanların girişinden önce çıkarıp içeri girip içeride takanlar o modelde insanlar da var. Hiç acımayın arkadaşlar, hiç acımayın."

Nasıl ama?

Sadece bir konuşmada insan bu kadar anti-demokratik ve özgürlük karşıtı mesajı nasıl bir araya getirebilir.

Yavuz Paşa'nın görüşleri Balyoz Darbe Planı'nın nasıl hatalı yargılar üzerine inşa edildiğini gösteriyor.

Neredeyse bütün toplum düşman.

Paşa da elinde "Balyoz" düzen kurmaya çalışıyor!

***

CHP nasıl çizgi değiştirdi?

Demokratik açılım konusunda CHP oldukça sert bir muhalefet sergiliyor.

BDP Milletvekili Sırrı Sakık'ın dün Meclis kürsüsünde dile getirdiği sözler, bu sebeple herkesi şaşırttı.

Sakık, 1999 seçimlerinden hemen önce barajın altında kalma riskini gören CHP'nin bir arabulucuyla kendilerine "Sizinle ittifak yapmaya hazırız, Türk'ü, Sakık'ı, Yurttaş'ı kaldıramam ama bana 20 militan gönderin onları aday göstereyim" mesajı gönderdiğini iddia etti.

Sakık daha ileri giderek CHP'lilere yer ve tarih de verdi.

"1999'da sizin genel başkan yardımcınız bir heyetle Sayın Deniz Baykal'ın temsilcisi olarak oturdular. 1999'a gidelim Eşref Erdem'in evine... Bunun 1990'ı da var."

CHP 1999 seçimlerine Deniz Baykal'ın başkanlığında girmiş ve tarihinde ilk defa barajın altında kalmıştı.

Sakık'ın mesaj gönderildi iddiasını reddetmeyen CHP'liler, "20 militan talep edildi" kısmınıysa reddetti.

1991'de Baykal'ın Genel Sekreterliği'ni Hikmet Çetin'e devrettiği SHP de HEP ile ittifak yapmıştı.

Sakık'ın 1990 göndermesi, o sırada Genel Başkan'ın Baykal olmasından...

Başka bir deyişle CHP'nin 1999'da o günkü DEHAP'a teklif götürmesinde şaşılacak bir şey yok.

CHP yine o yıl "Doğu ve Güneydoğu" raporlarından ilkini yayınladı.

İnanılması güç olan CHP'nin bugün geldiği "demokratik açılım" karşıtı çizgidir.

Sakık'ın son açıklamaları bu sorunun cevabını daha da çetrefilli hale getirdi. 

BUGÜN