1. HABERLER

  2. İSLAM

  3. KUR'AN

  4. "Kıyamet günü, biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz"
"Kıyamet günü, biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz"

"Kıyamet günü, biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz"

"Kıyamet günü, biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükûn buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız." (İsra/97)

29 Ekim 2025 Çarşamba 08:32A+A-

وَمَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُمْ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِه۪ۜ وَنَحْشُرُهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ عَلٰى وُجُوهِهِمْ عُمْيًا وَبُكْمًا وَصُمًّاۜ مَأْوٰيهُمْ جَهَنَّمُۜ كُلَّمَا خَبَتْ زِدْنَاهُمْ سَع۪يرًا ﴿٩٧﴾

97- Allah, kimi hidayete ulaştırırsa, işte o, hidayet bulmuştur, kimi de saptırırsa onlar için O'nun dışında asla veliler bulamazsın. Kıyamet günü, biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükûn buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız.

Evet kendi hür iradesiyle hidâyeti tercih edip de Allah’ın da tercihini onayladığı kimse hidâyette, hak yoldadır. Kim de tercihini dalâletten, sapıklıktan yana kullanmış da Allah da onun bu tercihini onaylamışsa onun için de Allah’tan başka dostlar bulamazsın. 

Rabbimiz her iki tarafın da tercihlerini onaylıyor. Kim dalâleti tercih eder de Allah da onun tercihini onaylamışsa artık onu hidâyete ulaştıracak kimse bulamazsın.  Allah’ın duyurmadığına kim duyurabilir? Allah’ın göstermediğine kim gösterebilir? Allah’ın diriltmediğini kim diriltebilir? Allah korusun, onları kıyâmet günü bu tercihlerinin karşılığı olarak yüzleri üstü dirilteceklerdir.

Allah’ın kendilerine lütfettiği azalarını kullanmamayı tercih etmişlerdi. İşte bu yüzden onların akıp dolacakları yer cehennemdir. O cehennemin ateşi ne zaman biraz sönmeye yüz tutmuşsa Biz onun alevini, hararetini biraz daha artıracağız buyuruyor.

BASAİRUL KUR’AN

Bu ayette Kur'an ilâhî bir kuralı ortaya koymaktadır. Allah, sadece kendi hidayetine uymayı isteyen kimseyi doğru yola ulaştırır ve sapmak isteyenin de sapıtmasına izin verir. Bundan sonra Allah'ın hidayet kapısını kapadığı kimseyi doğru yola getirmeye hiç kimsenin gücü yetmez, çünkü o kimse inatçılığı ve sapıklıktaki ısrarı nedeniyle hidayetten mahrum edilmiştir. Şu açık bir gerçektir ki, eğer bir kimse hakka sırtını döner ve bâtıla bağlanırsa, dünyada onu bâtıldan çevirip hakka döndürebilecek hiç bir güç yoktur. Çünkü bu sapıklıktan sonra Allah böyle bir kimse için haktan daha da uzaklaşıp bâtıla daha çok sevgi duymasına neden olan vesileler yaratır.

Yüce Allah doğru yolun da sapıklığın da yasalarını belirlemiştir. İnsanları bu yasalarla başbaşa bırakmıştır. Bunlara göre yürümelerini ve sonunda akıbetlerine katlanmalarını dilemiştir. Doğru yol üzerinde veya sapıklık yolunda yürüme isteği ve çalışmasının sonucunda insanın nihai tercihi belirginlik kazanır. Yönelişi ve çabası ile Allah’ın hidayetini hakedeni Allah doğruyola iletir. İşte gerçekten doğru yolda olan da budur. Zira o Allah’ın belirlediği doğruyolu izlemiştir. Doğru yolun delillerinden, belgelerinden, işaretlerinden yüz çevirerek sapıklığı hakedenleri ise hiç kimse Allah’ın azabından koruyamaz:

Allah onları kıyamet gününde aşağılayıcı, tiksindirici bir halde mahşer meydanına getirecektir:

“Yüzüstü süründürürüz.”

Emekleyerek yürürler.

“Kör, sağır ve dilsiz olarak.”

Bu kalabalıkta kendilerine yol gösterecek olan organlarından mahrum olurlar. Bu organlarını etkisiz halde bulurlar. Sonunda;

“Varacakları yer cehennemdir.”

Soğumayan ve aralıksız olarak yanan cehennem.

“Sönmeye yüz tuttukça onu yeniden tutuştururuz.”

Bu gerçekten ürperten bir sonuç ve korkunç bir cezadır. Fakat onlar Allah’ın ayetlerini inkâr etmekle bunu çoktan haketmişlerdir.

FİZİLALİL KUR’AN

HABERE YORUM KAT

4 Yorum