1. YAZARLAR

  2. MURAT KAYACAN

  3. Kıskançlık ve iyi insan olmayı erteleme
MURAT KAYACAN

MURAT KAYACAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Kıskançlık ve iyi insan olmayı erteleme

23 Kasım 2023 Perşembe 17:46A+A-

Kıskançlık, insanın sahip olma arzusuna eşlik eden bir duygudur. Bu duygu, bazen olumlu bir motivasyon kaynağı olarak görülse de bazen olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle kıskançlığın varabileceği boyutları incelemek önemlidir. “Kıskançlık ve iyi insan olmayı erteleme” konulu farklı yorumların değerlendirilmesinin amaçlandığı bu yazıda Yûsuf sûresi 8.-9. ayetler mihver alınmış ve Kur'an yorum tarihine odaklanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre hasetlik boyutlarına varan kıskançlık, insanları büyük suç işlemeye ve iyi insan olmayı erteleme düşüncesine sevk edebilmektedir.

Hz. Yûsuf’un kardeşlerinin kıskançlığı

Hz. Yûsuf’un kardeşleri, ondan söz ederken Bünyamin’den de bahsedip onun Yûsuf’un kardeşi olduğunu belirtmektedir: “Hani kardeşleri: Gerçekten Yûsuf ve kardeşi, babamıza bizden daha sevgilidir. Hâlbuki biz, bir topluluğuz. Şüphesiz babamız apaçık bir yanlışlık içindedir.” (Yûsuf 12/8). Hz. Ya'kūb, muhtemelen Hz. Yûsuf’ta daha fazla sevilmeye neden olacak bir nitelik görmüştü. Yûsuf’un rüyası onun sevgisini daha da pekiştirdi. Bu sevgi, Yûsuf’un kardeşlerini kıskandırdı. Yûsuf’un kardeşlerinin kıskançlığı, sadece annelerinin farklı olmasından dolayı değildir. Öyle olsaydı Yûsuf’un kardeşine de hemen hemen aynı düzeyde kötülük yapmayı düşünürlerdi. Çocukların babalarına atfettikleri “yanlışlık” din konusunda değil, Yûsuf’a olan sevgisinin çokluğuna dönük bir iddiadır. Çocuklarının Hz. Ya'kūb’un peygamberliğine bir itirazları bilinmediği gibi onların daha sonra peygamber oldukları da söylenmiştir.

Hz. Yûsuf’un kardeşlerinin psikolojik analizi

Yûsuf’un kardeşleri; ona kötülük yapmaya niyetlenirler, iyi insan olmayı ise sonraki bir döneme ertelerler: “Yûsuf'u öldürün yahut onu bir yere atın ki, babanızın yüzü yalnız size kalsın; siz de sonradan iyi bir topluluk olursunuz, demişlerdi.” (Yûsuf 12/9). Bu ayet, hasetliğin hangi boyutlara varabileceğine dair iyi bir örnektir. Yûsuf’un kardeşlerinin batıl amaçlı istişarelerinde gündeme gelen Hz. Yûsuf’un “bir yere (أرضا)” atılması önerisi, kuyunun bilinir الجب)) bir kuyu (Yûsuf 12/10) olması nedeniyle herhangi bir yere atılmasından ziyade “uzak” bir yere atılması teklifidir. Bu sayede Yûsuf bulunamayacak onlar da ondan kurtulmuş olacaklardır. Yûsuf’un kardeşleri, ondan kurtulduklarında babalarının “yüzü” sadece onlara kalır diye düşünmüşlerdir. Kastettikleri ise sadece babalarının yüzü değil, kendisidir. Bu ifade birisine “eline sağlık” denilip “bedenine sağlık” ifadesinin kastedilmiş olması gibidir. Yine onların “siz de sonradan iyi bir topluluk olursunuz” diyerek yaptıklarının yanlış olduğunu kendilerinin de bildiğini bununla birlikte henüz günah işlemeden tövbe etmeye karar verdiklerini gösterir. Zaten mümin, ne kadar günah işlese de tövbe etmekten yani yüce Allah’a yönelmekten başka çaresi olmadığını bilir. Onların Yûsuf’u öldürme seçeneğini gündeme getirip ardından da tövbe etmeyi hesaplamalarıyla ilişkili olarak tövbe konusunda bir imkânsızlığın belirtilmemesinden hareketle “katilin tövbesinin kabul edilebileceği” söylenmiştir. Yûsuf’un kardeşlerinin de peygamber olduğunu düşünenler, onların Yûsuf’a dönük tuzaklarını “peygamberlik öncesi” bir fiil olarak tanımlar.

Sonuç

Görüldüğü gibi kıskançlık, insanın sahip olma arzusunu kamçılayan bir duygudur. Bu duygu, bazen olumlu bir motivasyon kaynağı olarak görülse de bazen de olumsuz sonuçlara yol açabilir. Yûsuf Suresi 8.-9. ayetlerde, kıskançlığın kötü sonuçlara yol açabileceğine dair önemli bir örnek sunulmaktadır. Hz. Yûsuf'un kardeşleri, babalarının onu daha çok sevdiğini görünce kıskançlık duymuşlardır. Bu kıskançlık, onları yanlış bir karar vermeye yöneltmiştir. O kadar ki Yûsuf'u öldürmeyi bir seçenek olarak tartışmışlardır. Bununla birlikte çok şükür ki bundan daha az kötü bir seçenekte (uzaktaki bir su kuyusuna atma) ittifak etmişlerdir. Kıskançlık, insanı bencilleştirir ve başkalarının hak ve hukukunu göz ardı etmesine neden olabilir. Bu da insanı kötü davranışlara yöneltebilir. Ayrıca iyi insan olmak ertelenecek bir şey değildir. Doğru olan şey, elde edilen ilk fırsatta iyilik yapmaktır. Zira ecelin ne zaman geleceği belli değildir. Unutmayalım ki hepimiz ölecek yaştayız.

 

YAZIYA YORUM KAT