1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Katar Ablukası: Suudilerin Dezenformasyon Savaşı Buzdağının Görünen Yüzü
Katar Ablukası: Suudilerin Dezenformasyon Savaşı Buzdağının Görünen Yüzü

Katar Ablukası: Suudilerin Dezenformasyon Savaşı Buzdağının Görünen Yüzü

Suudi Arabistan ve BAE’nin başını çektiği Arap ülkelerin Katar’a uyguladıkları ablukada 3 yıl geride kaldı. Suudilerin sosyal medyada yürüttükleri dezenformasyon kampanyası bu bloğun Katar’a yönelik faaliyetlerinin ablukayla sınırlı olmadığını gösteriyor.

05 Haziran 2020 Cuma 07:45A+A-

Marc Owen Jones / Middle East Eye
Çeviri: Yusuf Ahmet Kaya / Haksöz Haber

Geçtiğimiz üç yıl, krizin dezenformasyon için bölgede ateşli bir ortam yaratmasına rağmen bize henüz, daha kötüsünün gelmediğini söylüyor.

5 Haziran 2017 tarihinde, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır Katar’a karşı kara, deniz ve hava sınırlarını kapatarak bir abluka başlattılar. Eşi benzeri görülmemiş bu saldırı aileleri parçaladı, insan haklarını ihlal etti ve Katar ile Arap komşularının çoğu arasındaki güveni yok etti.

Bu kriz enformasyon savaşının gelişimi açısından bir dönüm noktasıdır. Sahte haberlerin ve dezenformasyonun yayılması, gerçeklerin değil duygulara hitap etmenin başlıca politik geçerlilik olduğu hakikat sonrası çağa geçisin temeli olmuştur.

Son üç yıl bize henüz, en kötünün gelmediğini söylüyor.

Sosyal Medya Bahaneleri

Pek çok kriz bir bahane gerektirir. ABD tarafından ABD-Irak Savaşı Saddam Hüseyin’in ürettiği kitle imha silahları vasıtasıyla kabul ettirilirken, Vietnam Savaşı, Kuzey Vietnam savaş gemilerinin 1964’te ABD savaş gemilerine saldırdığı iddia edilen Tonkin Körfezi olayı etrafında başlatıldı.

Bahaneler savaş veya abluka gibi popüler olmayan siyasi kararlar olarak kabul edilebilecek şeylere kamuoyu desteği oluşturmak için tasarlanmış haber değeri taşıyan olaylardır.2017'den önce, bu tür bahaneler geleneksel olarak eski medya, radyo, televizyon ve gazeteler aracılığıyla servis edilirdi.

Katar krizinin ayrı bir kriz olarak kaydedilmesinin sebebi önceden ayarlanmış bir hack ve dezenformasyon kampanyası etrafında başlatılan ilk uluslararası krizlerden biri olmasıdır. Burada bahane, devletin haber ajansının hacklenmesi, olağandışı bir hareketti ancak Katar'ı İran yanlısı olarak lekeleme operasyonu Başkan Donald Trump'ın yönetimi altındaki Washington'ın sempatisini kazanmak içindi.

Saldırıya müteakiben on binlerce sahte hesap Katar karşıtı tabloyu kuvvetlendirmek ve Katar karşıtı popüler düşmanlığın ani artışta olduğu gibi bir sahte görüntü oluşturmak için sahaya sürüldüler.  Mayıs 2017 ve Mayıs 2020 arasında bu hesaplar darbeleri teşvik etmeye, eğilimleri manipüle etmeye, Katar’ı Orta Doğu'da savaşa taraf bir aktör olarak göstermeye ve Körfez krizi çerçevesinde gerçeğe dair suyu bulandırmaya devam etti.

Üç yıl sonra, ablukadan bu yana üçüncü Ramazan'ı belirtmek için, Suudi liderliğindeki büyük dezenformasyon kampanyasında kullanılan çorap kuklaları, troller ve seçilmiş fenomenler "Katar'da bir darbe" hakkında dezenformasyon yaydı. Amerikalı bir şarkı yazarının ve profesyonel basketbol oyuncusunun hacklendiği teyit edilen hesapları bile dezenformasyonu yaymak için kullanıldı.

Koronavirüsten Afro-Amerikanların Hayatına

Twitter, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır ile irtibatlı binlerce hesabı kasten askıya almasına rağmen bilgi savaşı azalma belirtileri göstermiyor. Bırakın dinmeyi, Aksine, Körfez rejimleri Katar, İran ve Türkiye karşıtı bir gündemi barındırmak için birçok küresel siyasi meseleden faydalanıyor.

Tüm bu dezenformasyonun giderek artan etkisi, onun etki alanı açısında rahatsız edici bir hâl aldı. İngiltere Premier Ligi'nden, koronavirüse kadar, hemen hemen her konu bundan etkilenmiş durumda.

Suudi Arabistan’ın egemen servet fonu tarafından Newcastle United Futbol Kulübü'nün muhtemel satın alınışını eleştirenler "Katar yanlısı" sayılıyor. İngiliz Newcastle United taraftarları olarak görünen sahte hesaplar, NUFC'nin ele geçirilmesine karşı korsanlığı ve insan hakları endişeleri şeklinde değil, konuyu yalnızca bölgesel politika olarak ele almaya çalışarak Katar karşıtı içeriği teşvik ediyor.

Bilinen bir NUFC hayranı, öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz'i bile onu Suudilerin kulübü satın alma sürecini durdurmak için küçük bir Katar girişiminin bir parçası olmakla suçladı.

Associated Press gazetesinden Rob Harris veya Independent gazetesinden Miguel Delaney gibi BAE’ye ait Manchester City kulübü hakkında yazı yazan spor yazarları kendilerini Katar yanlısı ve terörist sempatizanı olarak buldular Belki de en rahatsız edici nokta Körfez rejimlerinin, İngiliz vatandaşlarının dışişleri perspektifini etkilemeye çalışmak için futbolun duygusal gücünden faydalanmasıdır.

Devam eden koronavirüs krizi çoktan siyasallaştırıldı. Geçen Mart ayında, sahte hesaplar ağı Katar'ı virüsü Arjantin'e yaymakla suçladı. Suudlu gazeteci Nura el-Muteri, Katar'ın Suudi ve BAE ekonomisine zarar vermek için hastalığın gelişimine yardımcı olmak amacıyla Çin'e para verdiğini iddia eden koronavirus komplo teorilerini yaydı.

Afro-Amerikan George Floyd'un öldürülmesinin ardından, yurtdışındaki sözde Katar muhalif şahsiyet Halid el-Hail, Katar'ın eski Başbakanı Hamad bin Casim’in ABD eski Başkanı Barack Obama'ya "köle" olarak atıfta bulunduğu bir kaydını sızdırdı. Bu, Hamad bin Casim'in bölgenin kötülüğünün çoğunun kaynağı olduğu abluka hikayesine uyuyor, ancak gerçekten “Black Lives Mater” söylemi altında küresel olarak birleşen ırkçı karşıtlarının duygularını sömürmeye çalışıyor.

Dezenformasyon 4.0

Dijital medya eski haberciliği güçlendirirken Orta Doğu'da genellikle eski medyanın sosyal medyada meydana gelen dezenformasyonu güçlendirdiği görülmektedir. Propaganda, insanlar propaganda olduğunu bildiğinde etkili olmaktan çıkar, ancak bu propaganda sosyal medyada belirsiz köklere sahipse, yani devlet kontrollü medyandan değilse, güvenilirliğe sahiptir çünkü sivil toplumdan organik olarak çıktığı sanılır.

Aslında, sosyal medyada ortaya çıkan dezenformasyonun organik erişimi, bir zamanlar saygın medya kuruluşları tarafından kolaylaştırılmaktadır. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yakın bağları bulunan bir kuruluş olan Suudi Araştırma ve Pazarlama Grubu, İngiliz Independent gazetesiyle Indy markası altında Arapça, Farsça, Urduca ve Türkçe haber siteleri yürütmek için bir anlaşmaya vardı.

En son "Katar'da darbe" dezenformasyon kampanyası sırasında, Indy Arabia Twitter tarafından daha sonra askıya alınan hesaplara atıfta bulunarak eleştirmeden darbe deformasyonunu sahiplenen hikayeler yayınladı.

Buz Dağı’nın Görünen Yüzü

Ama en nihayetinde bu sahte organik mesajları sosyal medyada kim yaratıyor? Biz her zaman bilmiyoruz. Buna karşın Guardian'a göre, şatafatlı Mayfair ofisleri olan görünüşte saygın bazı İngiliz şirketleri, suni kamuoyu oluşturma operasyonları yürütüyor ve Muhammed bin Selman'ın itibarını artırmak için sahte hesaplar oluşturuyor.

Ve bu muhtemelen buzdağının görünen kısmı.

Körfez'de, Muhammed bin Selman ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed'in artan gücü, Trump'ın gerçeğe, küresel kurumlara ve insan haklarına olan kifayetsiz saygısı ile birleştiğinde, dezenformasyon için ateşli bir ortam yarattı. Bunun ayrılmaz bir parçası, abluka yapan ülkelerin, "terörist destekleyici" Katar tarafından oluşturulan bir kampanyanın sonucu olarak kendilerine yönelik her türlü eleştiriyi reddettiği Körfez krizi oldu.

Köşedeki yüksek kaliteli derin sahte ürünler, büyüyen bir dezenformasyon sanayi kompleksi ve gerçeğin dünyadaki birçok rejim tarafından değersiz bir konsept olmasıyla, dezenformasyon savaşının bir sonraki aşaması felaket olacak.

* Marc Owen Jones, Orta Doğu Çalışmaları ve Dijital Beşerî Bilimler, Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Hamad bin Khalifa Üniversitesi (Katar)öğretim üyesidir.

HABERE YORUM KAT