Kağıthane’de Gazze ile Dayanışma Gecesi düzenlendi

Gazze’de yaşanan Siyonist katliamların karşısında durup Filistin halkının yanında olma adına Kağıthane’de faaliyet gösteren kuruluşların oluşturduğu Kağıthane Filistin Dayanışma Platformu"Gazze ile Dayanışma Gecesi" düzenlendi.

Seyrantepe Kültür Merkezi'ndeki gece yoğun bir katılımla gerçekleşti.

Sunumunu Serkan Kaplan’ın yaptığı programa, Gazeteci, yazar Adem Özköse, Filistinli araştırmacı, aktivist Naîm Eyyûbî ve AKMER başkanı yazar Hamza Er konuşmacı olarak katıldı. Grup Yürüyüş solisti Mehmet Ali Aslanda Filistin ve şehadet ezgileriyle geceye katkı sundu.Programda, Aksa Tufanı ve Siyonist soykırımın konu alındığı sinevizyon gösterimi de yapıldı

Kur’an’ı Kerim’den sabır, cihat ve dayanışma konulu ayetlerin okunmasıyla başlayan programın açılış ve selamlama konuşmasını Davet Derneği başkanı Asım Dündar gerçekleştirdi.

Batının da desteğini alan İsrail terör örgütünün sistematik bir şekilde mukaddes topraklarda kendi necis emellerini gerçekleştirmek için hiç bir hukuk ve sınır tanımadan operasyonlarına devam ettiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Asım Dündar, “artık devran döndü ve dün işgalci örgüte karşı sapan ve taşla mücadele veren ümmetin çocukları bugün büyüdüler ve hiç kimsenin beklemediği bir anda, hiç kimsenin beklemediği bir metotla ebabiller gibi terör örgütünün üzerine bir kâbus gibi çöktüler” dedi.

Filistin sorunu olarak görülen konunun aslında bir İsrail sorunu olduğunu söyleyen Dündar, “bugün İstanbul, Filistin halkının yanında, Ankara, Batman, Diyarbakır, Beyrut, Karaçi, Stockholm, Bağdat, Frankfurt, Londra, Paris, Newyork ve adını sayamadığım bir çok şehirde vicdan sahibi insanlarFilistin’e destek için meydanlarda eylemdeler. Bu eylemlerin getireceği uyanış Filistin için bir kurtuluş vesilesi ve terör örgütü İsrail için sonun başlangıcı olacaktır inşallah” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Programda ilk olarak söz alan Gazeteci-Yazar Adem Özköse,İsrail'in yeryüzünün en acımasız terör örgütü olduğunu ifade ederek, işgal devletinin Filistin'i adım adım nasıl işgal ettiğini anlattı. Özköse,Hamas'ın direnişinin sadece İslami değil; insani ve hukuki de olduğuna dikkat çekerek Gazze''nin dipdiri olduğunu, bu mücadelenin asıl bizi diriltmesi, kendimize getirmesi gerektiğini belirtti.

Gazze'de çok büyük bir katliam yaşandığını vurgulayan Özköse, "3000'den fazla çocuk katledildi. Bir şehir yakılıp yıkılıyor. Biz bir ümmetiz. Bazı ülkelerin sadece siyasi sınırları vardır. Bizim ise aynı zamanda medeniyet, inanç sınırlarımız var. Gazze'ye düşen bombalar İstanbul'da, Konya'da, Kağıthane'de de hissedilir." diye konuştu.

“Nasıl ki PKK terör örgütünün bu topraklarda temsilcilik bulundurması tuhaf ve kabul edilemezse, işgal ve terör rejimi olan İsrail’in de Türkiye’de temsilciğinin bulunması o kadar yanlış ve kabul edilemezdir” diyen Adem Özköse, sokakları dolduran halkın taleplerinin siyasiler tarafından görmezden gelinmemesi gerektiğini, özellikle de Siyonist elçilik ve konsoloslukların kapatılıp varlıklarının gayrı meşru ilan edilmesi beklentisine ilgisiz kalınmamasını vurguladı.

Âdem Özköse, mazlumlarla dayanışma içinde olanlar Siyonist çeteye karşı çekinceli bir tutum geliştirmeyi bir an önce bırakmalı, temiz pak Filistin direnişinden yana tavırlarını daha güçlü bir şekilde ortaya koymalıdır uyarısıyla konuşmasını tamamladı.

Daha sonra söz alan Filistinli aktivist Naîm Eyyûbî, “Gazze’deki gidişat bizim aleyhimize değil bizim lehimizedir; korkak Siyonist asker ve destekçiler kaçmaya başlamıştır, Siyonist İsrail devletiinşallah 80. Yılını göremeyecektir” mesajlarını vererek konuşmasına başladı.

İslam ümmetinin ayakta olup fethe hazır olduğunu, sadece fiili adımları beklediğini ifade eden Naîm Eyyûbî, “Filistin halkının önünde 2 seçenek vardı. Ya ezikliğe esarete mahkûm kalmaya devam edeceklerdi, ya da gündemlerini kendileri belirleyip, ‘artık yeter’ diyeceklerdi. Gazze halkı ikincisini, zulme karşı mücadele etmeyi tercih etti” dedi.

Yıllardır elektrik, su, gıda ve tıbbi malzeme gibi yaşam imkânlarından ablukayla mahrum bırakılan Gazze halkının direnişinin bir hak olduğunu hatırlatan Eyyûbî, “bu tarz programlarla onlara sahip çıktığımızı göstermeli, motive olmalarını sağlamalıyız. Çünkü onlar bu etkinlikleri görüp mutlu oluyorlar, Gazze için çalışan, dua eden herkesten Allah razı olsun” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Programda son olarak AKMER başkanı yazar Hamza Er konuşma yaptı. Filistin direnişinin de sürekli belirttiği gibi bugünlerin birer Furkan Günleri olduğunu, maskeleri düşürüp safların netleşmesini sağladığını hatırlatarak sözlerine başlayan Er, ayrıca Filistin’in bir mektep, bir okul olduğu tespitinde de bulundu.

Filistin direniş mektebinin, unutmayıp vazgeçmemeyi, imanın en büyük imkân olduğunu, yenilmez görülenlerin de yıkılabileceğini, küfrün, zulmün tek millet olduğunu bizlere öğretip, düşen medeniyet maskelerini, ikiyüzlü, tutarsız kimlikleri ve içimizdeki İsraillilerin kimler olduğunu da gösterdiğini konuşmasında maddeleyerek anlatan Hamza Er, bu başlıklar altında özetle şunları ifade etti:

“İşgalci İsrail’in dayandığı ‘büyükler ölür, küçükler de unutur!’ teorisi 75 yıldır Filistin Halkı için geçersiz kalmıştır. Ne toprakları zorla, silahla, baskıyla gasp edilen ataların çocukları evlerini, yurtlarını geri almaktan vazgeçmiş ne de Filistin topraklarının gerçek sahipleri olan yurtlarından sürgün edilmiş Filistinliler geri dönüş umutlarından vazgeçmişlerdir. Büyükler öldü ama o küçükler de büyüdü ve taşlarla, sapanlarla başlattıkları evlerini, yurtlarını geri alma mücadelesini havadan, karadan, denizden, yerin altından ve üstünden yürütebildikleri kapsamlı bir direnişe dönüştürdüler.

Mekanik, şişirilmiş dev ağır bir yumruk yemiş, yara almış, kanı akmıştır. Onun yenileceği ve yıkılacağının umudu yeni nesillere aktarılmıştır.

Firavun bebekleri öldürüyor, anneleri sağ bırakıyordu. Bugün Firavunun yolunu sürdürenler bebekleri, anneleriyle birlikte katletmektedir.İnsan hakları, Demokrasi, gelişmişlik, barış maskeleri birer birer düşmüştür. Bu kesimlerin, haklarını savunacağı insan kategorisine katledilen 3000’i çocuk 8000 insan daha ne zaman girecektir? Medeniyetin yüzü, yönü Batı değildir. Kravatlı, takım elbiseli kalıplar içinden Gazze’deki katliamı, yıkımı normal gören cellatlar, sadistler ortaya çıkmıştır.

Bugün gördüğümüz bu acı ve dayanılmaz manzaralara karşı halen ‘ama’ diyen, ‘Araplar’ diyen, ‘Ataları şunu yapmış’ diyen, ‘niye başlatmış’ diyen kesimlerle aynı havayı soluduğum, aynı dünyada yaşadığım için utanıyorum.

Avrupa, Amerika ve Asya’dan büyük kitleler yönetimlerinin eylem ve Filistin bayrağı taşıma yasaklarına rest çekmişlerdir. LGBT eylemlerine, Kur’an yakma, Peygamberi çirkince tasvir etme girişimlerine ve PKK yürüyüşlerine izin veren tek dişi kalmış medeniyetin insanları içinden şerefine, onuruna sahip çıkanlar, ‘yaratıcının, insanlığın ve vicdanın yönlendirmesi dururken bizler hakkın, doğrunun şahitleri olmak için kimseden izin istemeyiz’ duruşunu ortaya koymuşlardır.

Bugün Filistin halkının 2006 seçimleriyle yetki verdiği HAMAS hareketini marjinal gösterip terör listelerine almaya çalışanlar şunu bilsinler ki, bizler Filistin halkının ve insanlığın onurunu, şerefini koruyan İslami Direniş Hareketinin yanındayız. Onunla aynı yerde durduğumuz için iftihar ediyor, gurur duyuyoruz. Bu dünyada izzetli mücahitlerle aynı safta olma şerefini bizlere nasip eden Allah’a hamd ediyoruz.”

Gazze’yle Dayanışma Gecesine katılanlar, gönüllülerce Gazzelilere yardım amacıyla düzenlenen kermese de yoğun ilgi gösterdi.

Gece, Grup Yürüyüş solisti Mehmet Ali Arslan’ın seslendirdiği Filistin temalı ezgilerle sona erdi.

Gazze’yle Dayanışma Gecemiz yoğun bir katılımla gerçekleşti.

Emeği geçen, iştirak eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun.

Rabbimiz Filistinli kardeşlerimizin yardımcısı olsun.

Grup Yürüyüş, @AslanAliMehmet kardeşimize teşekkürler.#akmer #Gaza #hamzaer #ademözköse pic.twitter.com/BUnEWswj6A

— AKMER (@akmermesaj) October 29, 2023