Kadir Özbek’le, HSYK başkanvekilliği döneminde “korsancılık oyunu”nun perde arkasını aralamaya çalışırken, görüşmüştüm bir kez...

Açıkça “Alevi misiniz?” sorusuna Özbek, hiç eğip bükmeden dobra dobra şu karşılığı vermişti: “Evet Aleviyim”

Ardından da, “İnançlarımı işime karıştırmam” diye eklemişti.

Ben de o gün Özbek’e inanmıştım.

Ancak, görüşmemizden kısa bir süre sonra teknik takibe takılan resmi kayıtlara baktığımızda, Özbek’in “İnançlarımı işime karıştırmam” sözünün “koca bir yalan” olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrenmiştim.

O gün Seyfi Oktay ile HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in nasıl bir inançsal ve mezhepsel dayanışmayla hareket ettikleri ayan beyan gözler önüne serilmişti...

Seyfi beyin kendi ilçesindeki hakim ve savcılar başta olmak üzere yurdun dört bir yanından kendisini tanıyan pek çok “TSE damgalı” hakim ve savcı, hatta mübaşirlerin bile atama istekleri için Kadir beyle görüşmeleri hâlâ hafızamızdaki yerini koruyor...

11 ay içinde sadece telefonla 21 atamada aracı olmaları, devam eden 28 davada tavassutta bulunmaları, 2 kişi için hakimlik sınavında torpil istemeleri, toplamda 51 müdahalede bulunmaları, Tike isimli kebapçıda kadrolaşma çalışmaları filan, daha dün gibi taze...

O gün şaşırmıştım, “Sadece 11 ayda bu kadar! Peki ya teknik takip yapılmayan 30 yılda ne kadar?” diye...

Teselliyi ise, “Ne yapılırsa yapılsın, gerçekler hiçbir zaman saklanamaz, bir gün şu ya da bu şekilde mutlaka gün yüzüne çıkar hakikat” sözünde bulmuştum.

İşte Seyfi Oktay, altından halı çekildiğinde, perdeler açıldığında nasıl da karşısında bulmuştu gerçekleri.

Neyse konumuz bu değil.

Şimdi ne korsan kararname krizi var, ne de siparişli TİB baskınları...

Kadir bey HSYK’dan istifa ettikten sonra Yargıtay’daki görevine döndü.

Oraya başkan olabilmek için yoğun kulis faaliyetleri başlattığı yazılıp çizildi daha evvel.

Ancak Yargıtay başkanlığı için ideolojik kimliği ve de yıpranmışlığı hep engel olarak çıkarıldı karşısına.

Önceki gün Yargıtay çevresinden bir arkadaşım, “Kadir beyle ilgili yeni bir gelişme var mı?” diye sorduğumda çok ilginç bir şey anlattı...

İddiaya göre Kadir bey, görevinden istifa edecek.

“Peki niçin?” dediğimde, “Yargıtay ve Danıştay’a yeni daire kurulması ve üyelerinin artırılması ile birlikte Başkan seçilmesi tehlikeye düşen Kadir bey, CHP’den milletvekilliği düşünüyor” cevabını aldım.

Şaşkınlık içerisinde “Bunu neye göre söylüyorsun?” diye sorduğumda kanıt olarak beni daha da şaşırtan şu özel bilgiyi aktardı:

“Kadir bey kendisine Volvo marka yepyeni bir jeep aldı.”

Arkadaşın iddiasına göre; piyasa değeri 150 ila 200 milyar arasında değişen Volvo marka bu jeeple Kadir bey, seçim çalışmalarına katılıp, Anadolu yollarına düşecek.

Eğer kendisiyle aynı mezhepten olan Kılıçdaroğlu tarafından aday gösterilirse tabii...

Bence güzel olur aday gösterilmesi...

Böylece Anadolu’yla da tanışmış olur Kadir bey...

YENİ AKİT