1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. İsyan bu topraklarda köklü bir gelenektir
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

İsyan bu topraklarda köklü bir gelenektir

21 Ekim 2009 Çarşamba 03:10A+A-

Sayısı 20’yi aşan Kürt isyanı, Celali isyanları, Şeyh Bedrettin ve Börtlüce Mustafa isyanı. Atilla İlhan’ın deyimiyle memleket ne zaman bir kurtlar sofrasına dönse, isyan bir hak haline gelmiştir.

NTV Tarih Dergisi son sayısında Börtlüce Mustafa ve Şeyh Bedrettin isyanlarını ele almış. Anadolu’da hüküm süren Fetret devrinin halkı nasıl perişan ettiğini ve isyan noktasına getirdiğini anlatmış.

Vergiler, adaletsiz yönetim hristiyanı müslümanı herkesi merkezi yönetimden soğutmuş ve halk “Yarin yanağından gayri herşeyde bir” şiarıyla yönetime isyan etmiş.

İsyan özellikle İzmir’in bugünkü adıyla Karaburun ilçesinde çok etkili olmuş. Ancak sonunda iki isyan da kanlı biçimde bastırılmış, isyancılar kılıçtan geçirilmiş ve liderleri asılmış.

12 Eylül’ün ardından Türkiye, daha doğrusu darbeci liderler benzer bir politikayı Kürtlere karşı uyguladı. Diyarbakır zindanının öyküleri bugün bile insanın yüreğini yaralar.

Kürt kimliği inkar edildi, Kürtçe konuşanlara genç yaşlı demeden ceza verildi.

Sonunda Kürtler dağa çıktı. Yani dağa piknik yapmaya çıkmadılar, devletin kendilerine hak gördüğü muameleden dolayı çıktılar.

25 yıl süren bir çatışma ortamında binlerce can heba oldu, Doğu’nun kalkınmasına harcanacak kaynaklar silahlara harcandı.

Hayalinizde canlandırmak için söyleyeyim, bilinen rakamlarla Fenerbahçe Stadyumu’nda her koltuğa bir ceset düştüğünü düşünün.

Çatışma ortamı çatışan taraflarda büyük bir ahlak erozyonuna yol açtı. Yargısız infaz, uyuşturucu kaçakçılığı sıradan olaylar haline geldi.

Bu korkunç çatışma ortamının bedelini, Bülent Arınç’ın da vurguladığı gibi tuzu kuruların çocukları değil, garibanlar ödedi.

Türkiye’nin Doğu’sunda da, Batı’sında da...

Savaşta bedeli hep yoksullar ödemez mi zaten.

Sınıfsız, imtiyazsız ve kaynaşmış bir kitleyiz ama Doğu’da askerliği hep garibanlar yapar, şehit cenazeleri hep fakir camilerinden kalkar.

Üstelik artık Osmanlı döneminde değiliz, isyankarları ve destekçilerini kılıçtan geçirmek mümkün değil. Liderlerini çarşı da asmak da. Tek çözüm var, insanları dağa çıkaran nedenleri ortadan kaldırmak, insan onuruna yakışır şekilde davranmak.

Dağdan inen militanların taleplerine bir bakın, ço

ğunluğuyla hayır diyemeyeceğiniz, gerçekçi bir liste.  

- Öcalan’ın mektubunun muhataplarına iletilmesi.

- Her türlü operasyonun durdurulması.

- Kürt kimliğinin anayasal güvence altına alınması.

- Anadile serbesti sağlanması.

- Çocuklara Kürtçe isim verilmesine izin ve Kürtçe eğitim.

- Kürtler’in tarih ve kültürlerine sahip çıkabilmeleri.

- Yer isimlerinin iadesi.

- Demokratik-sivil bir anayasa.

Bir kısmı Türkiye’nin makul çoğuluğunun hemen evet diyeceği talepler.

Bu talepler, PKK’nın da artık çatışmacı sürecin sonuna gelindiğini gördüğünün açık bir göstergesi.

Çünkü bu bölge, tarımı, enerji kaynakları, uluslarası ticareti ve tüketimiyle dünya sisteminin bir parçası olmak zorunda. Bunun için demokratik sistemin artık bu coğrafyada da hakim olması gerekiyor.

Türkiye, kör-topal 50 yılı aşkın deneyimi ile bu konuda öncü bir rol oynamaya hazır.

Artık silahların sustuğu bir döneme giriyoruz ve Ergenekoncular tam siper olduğu için bu süreci baltalayabilecek fazla güç odağı da yok.

Dileriz çıkmaz da...

STAR

YAZIYA YORUM KAT