1. YAZARLAR

  2. Abdülkadir Selvi

  3. İsrail-İran-Suriye üçgeninde yeni oyun
Abdülkadir Selvi

Abdülkadir Selvi

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail-İran-Suriye üçgeninde yeni oyun

07 Mayıs 2013 Salı 00:25A+A-

Esed rejimi güçlenince, Suriyeli muhaliflere destek artırılıyor.

Ne zaman ki Suriyeli muhalifler baskın hale geliyor, bu kez yardım kanalları kapatılıyor.

Ve Suriye'de tam 2 yıldır, kanlı bir tahterevalli oynanıyor.

Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da kısa sürede başarılı olan Arap baharı bu nedenle, saplanıp kaldığı Şam sokaklarından bir türlü çıkamadı.

Suriye'de iç savaşa dönüşen Arap uyanışı, böylece bölgede yayılma dinamizmini kaybetti.

Daha kötüsü, Ortadoğu halklarının en büyük tarihi uyanışlarından biri olan, 'Arap baharı' sadece Şam sokaklarına saplanıp kalmadı, iç savaşla birlikte, misyonundan uzaklaştı.

Galiba batının yapmak istediği de buydu.

Esed'in gitmesini geciktirerek, Arap uyanışının dinamizmini kaybetmesi sağlandı.

Şimdi ise amaç Esed sonrasında da iç savaşın devam ettiği bir Suriye bırakmak.

100 bin kişi hayatını kaybetti.

1 milyona yakın insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Daha vahimi ise yarın ne olacağına dair kimsede bir bilginin olmaması.

Esed, Rusya, Çin ve İran desteğiyle ayakta kaldı. Bu doğru.

Ama çok daha önemlisi, ABD hiçbir zaman Esed gitsin demedi.

İlk itirazları, Esed giderse Müslüman Kardeşler yönetime gelecek şeklinde oldu.

Suriye'deki Hristiyanlar başta olmak üzere dini azınlıkların geleceği söz konusu edildi.

Suriye muhalefetinin yönetiminde gayri Müslimlerin de ağırlıkla temsil edildiği laik ve batılı bir revizyon yapılınca bu kez, Esed giderse kim gelecek o konuda bir uzlaşmaya varılamadı ipine sarıldılar.

Muhalefete açılan yardım kanalları ise ancak onların iç savaş ateşini canlı tutmalarına yarayacak miktara göre ayarlandı.

Şimdi ikinci bir aşamaya geçiliyor.

Suriye olayına İsrail'in güvenliği ne olacak diye bakanlar, bu kez 'düşman kardeşler' üzerinden yeni bir stratejiyi devreye sokuyorlar.

Bu kez tahterevalli'nin bir ucunda İran, diğer ucunda İsrail var.

İsrail'in, Suriye'ye yönelik saldırıları artmaya başladı.

İsrail, her iki saldırıyı da İran'ın, Hizbullah'a ulaştırmak istediği uzun menzilli füzeleri engellemek amacıyla, yaptığı şeklinde açıkladı.

Ve İsrail'in her saldırısı, Esed rejimi açısından bir cansuyu oldu.

Asıl cevabı aranan soru şu; Bu saldırılar tekrar ettiği taktirde, ayakta durmakta zorlanan Esed rejimi son bir hamle ile İsrail'e savaş ilan edebilir mi?

Şam rejimi, son saldırıyı 'Savaş nedeni sayılabilecek' bir durum olarak niteleyerek, bunun ipucunu verdi.

Esed rejiminin var olma mücadelesini bir süredir İran devralmış durumda.

1-Suriye'deki savaşın bir bölümünü, birliklere komuta edecek, orta seviyedeki Devrim Muhafızı komutanları yönetiyor.

İran, devrim muhafızlarıyla fiilen sahada.

2-İran kontrolündeki Hizbullah aktif olarak çatışmalara katılıyor.

Yani İran hem bedeni hem de kolları aracılığıyla Suriye iç savaşına fiilen katılmış durumda.

İran ve İsrail'in bölgede birbirlerini besledikleri, 'Büyük Oyun' ise bundan sonra sahneye konulabilir.

O da, Esed rejiminin son bir çıkış olarak İsrail'e savaş ilan etmesi.

Kendi içindeki direnişe karşı ayakta durmakta zorlanan Suriye, İsrail'e savaş ilan etme gücünü nereden alacak?

Acem siyasetinden.

Böylece, İsrail'e karşı savaş ilan eden, Arap kahramanı bir Esed'in devrilmesinin meşru zeminin ortadan kaldırılması amaçlanacak?

Esed, İsrail'e savaş ilan ettiği andan itibaren, muhalifler hangi gerekçe ile Şam yönetimine karşı saldırabilecek?

İsrail'le savaşan Esed'e destek vermeyen bir Arap ülkesi ya da İslam dünyası tarih karşısında hangi pozisyona düşmüş olacak?

Babası Hafız Esed, İsrail'e karşı savaşı kaybettikten sonra, Baas darbesi sonucunda Suriye'nin başına geçmişti. Oğlunun son kurtuluş reçetesi de İsrail'e savaş ilanı olmasın.

Şam'daki tahterevalli'de kimin inip çıktığı değil, iki ucunda kimin oturduğu önemli.

YENİ ŞAFAK

 

YAZIYA YORUM KAT