1. YAZARLAR

  2. Refat Nasif

  3. İsrail Hamas’a karşı Arap devletlerinin de desteğini aldı
Refat Nasif

Refat Nasif

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail Hamas’a karşı Arap devletlerinin de desteğini aldı

15 Ocak 2009 Perşembe 13:24A+A-

İsrail’in Gazze savaşının sebebi, direnişin attığı füzeler olamaz. Zira saldırı Filistin seçimleri sonrası Gazze’ye dayatılan ve uluslararası toplumla bazı Arap rejimlerinin desteklediği ablukayla başladı, savaşla zirveye çıktı

Pek çok kişi Siyonist oluşumun Gazze’ye açtığı savaşı sorguluyor. Savaşta hiçbir şey, camiler, hastaneler, üniversiteler ve okullar bile istisna sayılmadı. Binlerce insanın ölmesi, on binlerce kişinin mülteci konumuna düşmesi ve benzeri görülmemiş bir yıkımın yaşanması için, uluslararası kuruluşlar bile hedef alındı.

Peki tüm bunların nedeni direnişin füze atması olabilir mi? Düşman çevrelerin Hamas’a karşı yürütüldüğünü söylediği bu savaşla ilgili gerçeğe yaklaşmak için bazı noktalar iyi anlaşılmalı. Öncelikle, bu saldırı parlamento seçimlerinden sonra başladı. Saldırı bu dönemde ablukalarla ilk sürece girdi, bugün zirveye çıktı. İkincisi, Filistin, Arap ve uluslararası çevreler seçimden beri yuvarlanarak gelen bu saldırıya bir şekilde katıldı. Üçüncüsü, saldırıların durması için yapılan çağrıların açık bir şartı var: Hamas’ın uluslararası talepleri yerine getirmesi. Yani Siyonist oluşumun tanınması ve ona Filistin topraklarında meşruiyet verilmesi. Dördüncüsü, ateşkesi ihlal eden işgal gücünün gerekçesi füzelerdi. Fakat sebep füzeler olsaydı, bunları ateşkesi koruyarak durdurma imkânı vardı. Beşincisi, birçok Siyonist yetkilinin savaşın başlarında, hedefin Gazze’deki Hamas yönetimine son vermek olduğunu açıkladığını hatırlatmak gerek.

Savaşın sebeplerini anlamak için biraz geriye gitmeliyiz.

Bazılarının davanın sona erdiğini sanmasının ardından 1987 intifadası davaya hayat getirmiş, Hamas’ın doğuşuna yol açmıştı. Siyonist düşman direnişi bitirmekte ve Filistinlilerin özgürlük iradesini kırmakta başarısız olunca, bölgesel ve uluslararası destekle aldatma politikasına başvurdu. Bazı Filistinliler tuzağa düşüp Madrid ve Oslo’ya gidince bu siyaset meyve verdi. Düşman yine destek bulduğunu düşündü. 1996’da Şarm el Şeyh’te toplanan liderler, Oslo Anlaşması’nı ve Siyonist oluşumu tanımayı reddeden Hamas’a saldırı kararı aldı. Hamas bugün olduğu gibi bu kampanyanın en belirgin adresiydi. Fakat vaatlerin zayıflığı kısa sürede anlaşıldı ve güçlü bir intifada patlak verdi. Hamas direnişin en belirgin adı oldu. Hamas’ın direnişten sapması için maruz bırakıldığı darbelerin başarısız olunca, yerel, bölgesel ve ulusla-rarası çevreler bir kez daha aldatma politikasına başvurdu.

Hamas bazı süreçlerde şartlı ve sınırlı ateşkese olumlu karşılık verdi. Fakat temel konularda ödün verme sürecine gelindiğinde yine engel olarak belirdi. Zira girişim, Hamas’ı arka kapıdan da olsa çözüm karesine çekme amaçlıydı. Filistin’de seçim yapılmasının başlangıç olacağını, Hamas’ın seçime girdiği için demokrasiye saygı göstermek zorunda kalacağını, çoğunluğu kazanamayacağını ve azınlığın çoğunluğun görüşüne saygı göstermesi yoluyla çözüm karesine gireceğini düşündüler. Ancak sonuçlar kafaları karıştırdı. Hamas’ın kazanması direnişin başarısı ve Siyonist oluşuma güçlü bir tokat anlamına geliyordu. Oluşumun kazanımları tehdit altına girdi ve işgal projelerini sürdürme gücünün önünde yeni engeller belirdi.

Bazı Arap rejimleriyse, Hamas’ın başarısının ülkelerindeki İslami hareketlerin başarısı anlamına gelmesi endişesini taşıyordu; Hamas model olmamalıydı. Bu başarı ayrıca, uluslararası sistemin Afganistan ve Irak’ta İslami yöntemi veya direnişi yapılandıranları yok etmekte başarılı olduğunu müjdelediği bir zamanda geldi. Hamas’ın başarısı bu iddiaları geçersiz kıldı. Hamas zorluklara rağmen güvenliği korudu, siyasetle direnişi birleştirdi. Bu durumdan rahatsız olanlarsa, Hamas’ı zayıflatma ihtiyacında anlaştı. Gazze’deki suçların gerçek arka planı bu ve bazı Arap rejimleriyle uluslararası çevrelerin saldırılara verdiği desteği açıklıyor.

(Londra’da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, Hamas üyesi, 13 Ocak 2009)

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT