1. YAZARLAR

  2. Alian Gresh

  3. İsrail daha ne kadar cezasız kalacak?
Alian Gresh

Alian Gresh

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail daha ne kadar cezasız kalacak?

02 Haziran 2010 Çarşamba 08:29A+A-

31 Mayıs günü sabaha karşı İsrail ordusunun Gazze'ye insani yardım taşıyan filoya yaptığı saldırı 20 kişinin ölümüne yol açtı. Bu saldırı uluslararası sularda gerçekleşti.

Saldırının ardından Avrupa devletlerinin ve Fransa hükümetinin içinde yer aldığı birçok güç bu saldırıyı mahkum etti. Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner de "Hiçbir şey mahkum ettiğimiz bu şiddeti meşru gösteremez" açıklamasını yaptı. Birçok ülke, İsveç, İspanya, Türkiye ve Fransa İsrail büyükelçilerini çağırdı. Yunanistan, İsrail ile birlikte gerçekleştireceği hava manevralarını ve İsrail hava kuvvetleri komutanının ziyaretini iptal etti.

Bu askerî operasyonun öncesinde, Bernard-Henri Lévy ne İsrail'i mahkum eden bir söz etti ne de ölenler için bir üzüntü sözü sarf etti. Şimdi ortada olan soru, İsrail hükümetinin bunun karşılığında ne bedel ödeyeceğidir. Çünkü zaten yıllardan beri BM onlarca çözüm metni oluşturmaktadır. Avrupa Birliği de, İsrail'i, mesela Gazze'deki ablukayı kaldırarak, uluslararası hukuka ya da başka bir deyişle insancıl hukuka uygun davranmaya davet eden onlarca metni oyladı. Bu metinler hiçbir zaman hiçbir etki uyandırmadı. Tam aksine, Avrupa Birliği ile ABD İsrail'i mükâfatlandırdı.

Geçen hafta İsrail'in OECD'ye üyeliğinin kabul edilmesi, bunun kutlanması için Netanyahu'nun Fransa ziyareti de bu durumun bir kanıtıdır. France-Palestine Solidarité [Fransa-Filistin dayanışması] (AFPS) örgütünün bir metninde de belirttiği gibi "İsrail OECD'de? Bu barışa vurulmuş kötü bir darbe!" Bu üyeliğe kabul kararı, Batı Şeria'nın ve Golan Tepeleri'nin İsrail "sınırları" içinde bulunduğunun kabulü anlamına da gelmektedir. İsrail'in bu karardan birkaç gün sonra bir barış filosuna saldırması bu devletin her türlü eylemi kendisine hak gördüğünü teyit etmektedir.

2008 Aralık ayında olan da buydu. AB-İsrail ikili ilişkilerinin yükseltilmesi kararı da İsrail'e, o güne kadar sadece büyük güçlere ait olan bir ayrıcalığın verilmesiydi. İsrail tankları birkaç gün sonra Gazze topraklarına, işlediği "savaş suçları" hatta "insanlığa karşı suçlar"dan dolayı hiçbir şekilde cezalandırılmaksızın saldırıya girişti.

BM işgal altındaki topraklar özel temsilcisi Richard Falk, Le Monde Diplomatique dergisine şu başlıkta bir metin hazırlamıştı: "Gazze'ye karşı saldırının sorumlularının zorunlu suçlanması". Birkaç ay sonra BM komisyonu kendi sonuçlarını aktaran Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone başkanlığında toplanmıştı. Bu kararlar, her ne kadar Hamas'ı da kapsasa da, İsrail açısından ağır kararlardı. Metin, ateşkesi bozanın İsrail ordusu olduğunu ve İsrail ordusunun işlediği suçları gün yüzüne çıkarıyordu. Bu metin bize daha önce yayınlanmış olan Amnesty International ve Human Rights Watch tarafından yayınlananlarla birçok bağlantıya sahiptir.

Acaba İsrail'in yaptıklarının cezasız kalması durumu sürecek mi, yoksa bazı hükümetler İsrail'e, hükümetine (ve halkına) bu politikanın bir bedelinin, baskının ve işgalin bedelinin olduğunu kavratmak için müeyyide uygulamak amacıyla bazı tedbirler almaya cesaret edebilecekler mi?

Fransa, Avrupalı ortaklarının katılımını beklemeksizin hemen şu 3 tedbiri de alabilir:

Öncelikle, sadece Avrupa Birliği'nin hukukuna ve kararlarına uyarak, Fransa'ya ihraç edilen İsrail mallarının kökenini izleyip, işgal altındaki topraklardaki Yahudi yerleşimlerinden gelen malların ülkeye girişini (sadece yüksek vergiler getirmekle yetinmeyip) yasaklayabilir.

Daha sonra, işgal altındaki topraklara Yahudi yerleşimcilerin yerleştirilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtip bu kişilerin Fransa'ya girmek istediklerinde vize almalarını zorunlu kılabilir. Bu, ülkemize gelmek isteyenlerin adreslerini takipten hareketle kolayca uygulanabilir bir tedbir olacaktır.

Nihayet Fransa, İsrail'de askerlik görevi yapan (Yahudi) Fransız vatandaşlarının işgal altındaki topraklarda hizmet etmelerini yasaklayabilir. Fransız vatandaşlarının bir işgal ordusunun eylemlerine katılımları yasal takibe alınabilir.

Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, gemilerde öldürülenler arasında Fransız vatandaşlarının bulunmadığını bildirdi. Peki, bu cinayeti işleyenler arasında Fransız vatandaşlarının olup olmadığını biliyor mu?

Alian Gresh, Le Monde Diplomatique, 31 Mayıs 2010

ZAMAN

 

YAZIYA YORUM KAT