İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Zahit Aksu Konferans salonunda sunuculuğunu Bilgi ve Erdem Topluluğu üyesi Ramazan Bayram'ın üstlendiği program Üniversite Kampüs Camii İmam Hatibi Süleyman Bozkurt'un okuduğu Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Kur'an-ı Kerim'in ardından Danışmanı Hüseyin Polat devraldı.

Hüseyin Polat; Bilgi ve Erdem Topluluğu geçmişte çok güzel etkinliklere imza attı bu açıdan geçmişimizi hayırla yad etmemiz gerekiyor. Tabii bu ve gelecek günlerimizin geçmişten daha da güzel olması gerekiyor. Daha güzel etkinlik ve programlara inşallah hep birlikte imza atacağız. Gençlik, İslami mücadelenin omurgası, beyni, öncüsü, önderi ve fedaileridir.  Tarihe baktığımız zamanda bu İslami Mücadelenin, Allah'a kul olmanın o dönemin peygamberinin yanında yer alma işi gençlerin işidir. Herkes bunu yapıp ve başaramaz. Ama gençlik bunu en iyi şekilde ifade eder. Günümüzde de bunun en güzel örneğini İzzettin Kassam Tugayları Ebu Ubeyde'nin arkadaşları yerine getiriyor. Her coğrafyanın kendine özgü şartları, sorumlulukları vecibeleri var. Artık ümmet olarak geçersiz bir takım mazeretlerin arkasına sığınmak gibi bir lüksümüzün olmadığını herkesin idrak etmesi gerekiyor diyerek sözlerine son verdi.

Söze daha sonra konferansını yapması için Bilgi ve Erdem Vakfı Başkanı Nureddin Yargıcı aldı. “Konumuz İslami Mücadele ve Gençlik. Kur'an'a baktığımız, hakkıyla kıraat ettiğimiz zaman göreceğiz ki Kur'an'ın ana teması ve konusu bu 2 temel değerden oluşur. Kur'an İslam değeri, tasavvuru ve mefkuresi üzerinden yücelir ve yükselir. Kur'an'ın ana teması İslamdır. Kur'an'ın ikinci konusu ise İslami Mücadeledir.  Bu iki konu Kur'anla bize ulaşır, sorumlu tutar, bizi uyarır, inşa eder ve diriltir.

Sonra sözlerine şu şekilde devam etti: Kur'an'a dikkatle baktığımız zaman Kur'an'ın bütün ayetlerinde bir mücadele ruhu vardır. Peygamberlerinin hayatlarının tümü mücadeledir. Hz. Adem'den Hz. Muhammed’e kadar gelen bütün peygamberlerin hayatı. Ama bizde 2 milyar adı Müslüman var. 5 milyonluk Yahudi bizi galebe edebiliyor. İslam yüceliğini, kıymetini, değerini nereden alıyor? Alemlerinden Rabbinden alıyor. Çünkü onun dinidir İslam. O bizi İslamla müşerref kıldı. Bu anlamda İslam'ın azameti, yüceliğini, kıymetini, değerini anlayamayan, ölçemeyen, hiçbir kimse adı ne olursa olsun allamei cihan, profesör, hafız, isterse peygamberin soyundan gelsin kim olursa olsun İslam'ın azametini yüceliğini, değerini ve kıymetini anlayamıyorsa onu tasavvurunda, düşüncesinde, kalbinde işleyememişse onun yolunda yapılacak mücadelenin de azametini ve yüceliğini anlayamaz. Dava için yapacağı mücadelenin, ona harcayacağı zamanın, imkanların ne kadar kıymetli ve değerli olduğunu ve aslında varoluş sebebinin bu olduğunu anlayamaz. Daha İslam'ı anlamamış İslam'ın değerini bilmiyor. Müslüman olmanın kıymetini bilmiyor nasıl bir şerefe, kıymete, izzete haiz olduğunun farkında değil.

Bugün İslam ümmetinin en büyük sorunu budur; hareketsizliğimizin, sorumsuzluğumuzun, heyecansızlığımızın asıl nedeni İslam'ın kıymetini bilmememizden kaynaklanıyor. Şuur ve bilinç düzeyinde değiliz bunun için ilk derdim,hepimizin derdi ilk önce Müslümanlara neye sahip olduklarını anlatabilmektir.Elimizde öyle bir kıymet ve değer var ki size nasıl anlatayım.

Yargıcı sözlerine şu şekilde devam etti: Değerli kardeşlerim bu İslam davası kadar önemli azametli bir dava yok ve yeryüzüne bir daha böyle bir dava gelmeyecek. Bu dava uğruna mücadele edenlerin ve ölenlerin şerefine denk hiçbir şeref makam ve mertebe mevcut bulunmayacaktır. Bakın Allah bu değeri nasıl anlatıyor bize: "Allah katında din İslamdır". Hayat İslam'dır, dünya görüşü, yaşam tarzı ve insanın yaşam biçimi İslamdır. Onunla insan onur, kıymet ve şeref kazanır. İnsan insanı izzetli kılar. Kim İslam'dan başka yol, hayat tarzı, dünya görüşü vs ararsa modernizmi kendine put edinirse bu ondan kabul olunmayacaktır. Hüsrana düşenlerden olacaktır. Din Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın.  İster kendi nefsinizle ister evinizde okulunuzda nerede olursa olsun o mücadeleyi vererek. Dini Allah'a has kılarak onlarla mücadele edin diyerek İslam'ın hayatın her alanına yayılmasını  tavsiye etti.

Sözlerine şunları da ekleyerek devam eden Yargıcı; Allah bize bir emanet göndermiş Allah Resulünün örnekliğinde mücadele netleşmiştir. İbadetlerimizden ticaretimize kadar bütün teferruatıyla dört başına mamur kemale ermiş anlaşılmaması mümkün olmayan sorunun kendisinde değil anlamayan kafalarda olan mükemmel bir dini İslamı göndermişti. Bu konuda hiçbir sıkıntımızın olmaması lazım. Dinde sıkıntı yoktur sıkıntı bizdedir. Bize kalan onlara tabi olmaktır hayatımızı İslam'a göre ayarlamaktır. İslam'ı hayatımızın her alanını koymak ve son nefesimize kadar mücadele vermemiz gereklidir. Eğer biz böyle bir mücadele bilincinde değilsek; tembelsek, korkaksak, vaktimiz yok diyorsak sadece adımız Müslüman olur. Hal böyle olunca ne kendimize ne toplumda bir faydamız olur. O zaman İsrail gelir senin bütün hayatını kuşatır, kültürü anlayışı, tasavvuru, inancıyla. Sen de ümitsiz olursun, korkak olursun. Kuran'ı doğru düzgün bilemezsin. Ondan bile şüphe duymaya başlarsın. Görüyoruz ki İslam bize gökten zembille inmemiştir. Hz Adem'den Hz Muhammed'e kadar muazzam ve fedakar çabayla bir mücadelenin sonucu olarak gelmiştir. Bize miras ve emanettir. Kendi nefsine zulmedenler, orta yolu bulanlar, zamanının çoğunu dünyevi işlere harcayanlar İslam'a yeterince zarar verdiler. Bizim hayatını İslam'a adayan Müslümanlara özellikle de gençlere ihtiyacımız var geleceğimizi onlara emanet edeceğiz. İslam'ı yaşamak ve yaşatmak için mücadele etmek zorundayız. Aldığımız ve verdiğimiz nefesten hesap sorulacağımızı bilen insanlarız Allah Celle Celalühü mümini şöyle açıklamıştır: "O Allah ve Resulüne iman eder, kuşkuya kapılmaz, malları ve canlarıyla Allah yolunda Cihat ederler işte sadık olanlar onlardır” demiştir.

Yargıcı konuşmasının sonuna doğru şöyle devam etti:

Allah diyor ki: " Kim bir mücadele yaparsa kendi nefsi için yapar." İslam’ın hayatımıza yansıdığını görmemiz lazım. Bu anlamda Rabbim bize İslam bilincini ve kıymetini bilmeyi nasip etsin. Allah'ın değer verdiğine değer verelim. Bugün nelere değer verdiğimize dikkat edelim. Önceliğimizin ne olduğuna dikkat edelim. Bir kişi Allah'ın yanındaki değerini bilmek istiyorsa Allah'ın kendi yanındaki değerine baksın. Rabbim bu şuurla, bilinçle Kur'an'a sarılan gençlerden kişilerden olmayı nasip etsin.

Nureddin Yargıcı; Diyarbakır'daki vakıflarının ismine muadil olan Bilgi ve Erdem Topluluğu'nun yöneticilerine bu çalışmayı yaptıklarından dolayı teşekkürlerini sunarak sözlerine son verdi. Konferansın ardından Nureddin Yargıcı'ya verilen teşekkür armağanıyla program sona erdi.

Haber: Gülcan Canpolat – Şilan Sarıkaya

Fotoğraf: Bünyamin Esen