Fatih DEMİR / HAKSÖZ HABER

Uluslararası medya, Polonya ile Belarus sınırındaki ormanlık bir alanda soğuk kış koşullarında sınırı geçmelerine izin verilmeyen Iraklıların ve diğer göçmenlerin fotoğraf ve videolarını haftalardır yayınlıyor.

Avrupa Birliği, sürekli insanlık dersi verdiği dünyaya sınıfta kalmış olmanın verdiği aymazlıkla tavır alırken, insanların yaşamını “hümanizm putunu yiyerek” önemsemediğini gösteriyor.

Irak hükümeti haftalardır sınırda sıkışmış olan vatandaşlarını Irak’a geri götürmek için uçuşlar düzenlemeye başladı.

Irak, Minsk'ten düzenlenen ilk uçuşla beraber çoğunluğu Kürt olan 400'ün üzerinde vatandaşını geri götürdü. Irak hükümeti geri dönmek isteyenlerin başvurularını geçtiğimiz hafta almaya başlamıştı.

Kimi tahminlere göre Belarus-Polonya sınırında bekleyen göçmenlerin sayısı 3.000 ila 20.000 arasında değişiyor.

Binlerce göçmen Belarus sınırından Avrupa Birliği ülkelerine geçmek için bekleyişlerini sürdürürken, Avrupa Birliği, Polonya’ya desteklerini yineleyerek bölgede konuşlu Polonya askerlerinin sayısının arttırılması talebinde bulunarak, göçmenlere geçit verilmeyeceğini deklare etti.

Suriyeliler, Iraklılar, Kürtler ve diğer milletlerden olan binlerce kişi Avrupa sınırındaki bekleyişlerini ise sürdürüyor.

Özellikle Iraklı Kürtlerin yoğun bir şekilde Belarus sınırını geçmeye çalıştığı görülürken, bu konu hakkında yerel yetkililerin yaptıkları açıklamalarda, “bu insanların PKK’nın etkinliğini arttırması ile beraber artan istikrarsızlıktan kaçmaya çalıştıklarını” aktardı.

Al-Monitor'a konuşan kimi geri dönen göçmenler, bu yolculukları nasıl gerçekleştirdiklerini ve ne kadar ödediklerini de söyledi.

Göçmenlerin en yoğun kullandığı rota için, “Süleymaniye'den Türkiye'ye ve oradan da Minsk'e gitmek” olduğu belirtilirken, yolculuk için en az 3.000 dolar ödendiği, kimi göçmenlerin ise 10.000 dolara kadar ödemede bulunduğu iddia edildi.

AB, insan hakları ihlalleri nedeniyle Belarus'a defalarca yaptırım uyguladı. Mevcut krizin, Belarus'un göçmenleri misilleme olarak Polonya sınırından AB'ye akın etmeye teşvik etmesinden kaynaklandığını savunuluyor.