1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. İnönü Üni.’de "Ramazan Sohbetleri" programı yapıldı
İnönü Üni.’de "Ramazan Sohbetleri" programı yapıldı

İnönü Üni.’de "Ramazan Sohbetleri" programı yapıldı

İnönü Üniversitesi Bilgi ve Erdem Topluluğu hanımlara yönelik  "Ramazan Sohbetleri" programının ilkini İlahiyat Fakültesi Ebu Hanife Konferans Salonunda  Prof. Dr. Mehmet Birsin ile gerçekleştirdi.

17 Mart 2024 Pazar 07:20A+A-

Mehmet Birsin sözlerine şöyle başladı:

Oruç'lunun ilmi halinden bahsederken Ramazan ayındaki oruçludan bahsediyoruz. Çünkü Ramazan ayı dışında da Müslüman oruç tutar. Biz hususen Ramazan üzerinde duracağız. Allah seçim yapar, Allah seçer.

Mesela Allah Ademi istifa etti seçti. Hz. peygamberin isimlerinden bir tanesi Mustafa seçilmiş aynı kökten gelir. Yani aslında yeryüzünde çok çeşitli türden yaratıklar vardı. Allah onların arasından Ademi seçti, kendisine halife olması için. Başka örnek verecek olursak Allah meleklerden ve insanlardan elçiler seçer .Yani dolayısıyla Allah insanlar arasından, mekanlar arasından , zamanlar arasından, işler fiiler arasından, geceler arasından seçişler yapar

Peki Yüce Allah'ın seçimi tombaladan çeker gibi midir?

İşte ne napıyolar bir torbanın içine numaraları koyuyolar ,rastgele seçiyolar ve her ne çıkarsa bahtına diyolar.

Peki yüce Allah'ın seçimleri böyle olabilir mi? Haşa olamaz. Çünkü Allah  her şeyi bilir ve bilirkende hikmetle yapar yerli yerinde yapar.Allah nasıl seçer ve neleri seçmiştir diye baktığımız zaman İbn Abbas'tan gelen bir ifade var : Yaratılmışlarının en iyilerini seçer. Mesela ne yapar insanlardan, meleklerden elçiler seçer,sözlerdende söz seçer. Peki Allah'ın seçtiği en güzel söz nedir?

Allah'ın zikri olan sözüdür, doğru olan sözdür.

Dolayısıyla sözünde güzeli vardır. Allah'ı tesbih etmek , tenzih etmek, yüceltmek Allah'ın sözler arasından seçtiğidir.

Allah mekanlar arasında da mekan seçer. Aslında bütün mekanları yaratan Allah değil midir?

Ama onlar içinden mekanlar seçer , onlara biz Beytullah deriz, bu seçim oraya verilen  önemi ve ihtimamı ifade eder.

Yine aylardan ay seçer.Ramazan ayıda Allah'ın seçtiği aylardandır.

"Sizden kim Ramazan ayına tanık olursa orda oruç tutsun".dediğinde ayı seçmiştir.

Mesela günlerden cumayı seçmiştir. "İbadete çağrıldığınız zaman Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın" demiştir.

Cuma gününden dua için bir vakti seçmiştir duaların kabul olduğu.

Gecelerden seçmiştir mesela: Kadir Gecesi.

Peki neden seçmiştir? Çünkü bu seçim rastgele değildir.Bir manası olması gerek. Şimdi dönüp baktığımızda

Ademi seçmiştir dedik, Ademi seçmek insanı seçmektir, akıl ve iradesinin olduğunu görürüz.

Bir günü seçmiştir dedik müminlerin toplu Allah'a kulluk günüdür. Ramazanı seçmiştir, Kur'an'ın indiği aydır.

Kadir gecesini seçmiştir, Kur'an'ın indiği gecedir.

Dolayısıyla hepsinin dayandığı bir sebep var.  Gerçekten de bugünün değeri olmalıdır diyeceği bir sebebe dayanıyor.

İşte bu mübarek Ramazan ayında da orucun tutulmasınıda kavramaya çalıştığımız zaman Ramazan ayı niye kıymetli ?Çünkü içinde Kadir  Gecesi var.

Peki Kadir Gecesi niye kıymetli? Çünkü içinde Kur'an'ın indiği gece var.

Aslında Kur'an'ın indiği bu ayı Rabbimiz oruçla taçlandırın diyor.Yani oruç ibadeti bunu bir programa dönüştürüyor.

Sertifika programlarında işte şu konuyu öğreteceğiz derler. İşte Ramazan ayı bir sertifika programı gibidir.

İçerisinde Kur'an var mı var ,oruç var mı var, namaz var mı var, zekat var mı var  yani aslında bütün mali bedeni nitelikli  ibadetlerin bu ayda sanki bir sertifika programına giren bir kimse gibi Allah hızlıca bizi o programdan geçiriyor.

Tabi her sertifika programına giren başarılı olur mu  konusu vardır. Eğer gerçek bir programsa olur,

Ama laf olsun diye açılırsa olmaz. Çünkü program bittiğinde adama program sonunda kâğıdı veriyorlar sen bu işi başardın. Ama yap deseler yapamıyor.

Ama gerçek bir programda kişi bazı nitelikleri kazanarak buradan ayrılır.O zaman oruç ibadetininde bazı nitelikler kazandırması gerekiyor. Mesela mal ile ilgili hususlarda  malın üzerinde hayır cihetinde tasarrufta bulunabilme becerisi kazanıyo.

Eğer malınız mülkünüz yoksa işiniz kolay, zekat vermem gerekmiyo diyorsunuz.

Peki malınız olduktan sonra  dürüst olarak içinizden cimrilik duygusu  şuradan biraz kırpalım , buradan biraz kırpalım demeye başlar mı  gerçekten başlar.

Dolayısıyla Ramazanda sen zekatını verince , sadakanı verince  mal üzerinde ki cimriliği şiddetle mücadele eder.Eğer bunu başarırsa sertifikayı hakeder.İşte geçen bir müslümanla konuşuyoruz.Ya hocam diyo biz zekat vereceğimiz zaman zekat malımızı ayırıyoruz. Diyelimki benim 50 bin lira zekât vermem gerekiyor.

Bu 50 bin lirayı parça parça veriyoruz yıl boyunca.Çünkü zekat malını ayırdıktan sonra parça parça verebilirsin bunda mahsur yok.

Ama hocam diyor müthiş bir enflasyon var ülkede.Diyelimki fakir bu 50 bin lirayı bugün haketmişse siz o 50 bin lirayı 10 ay sonra  10 bin lirasını verdiğiniz zaman aradaki  değer kaybı sebebiyle aslında fakir zarara uğratılmış olmaz mı?

Olur evet, ama biz bunları söylerken enflasyonun böyle olmadığı bir zaman için konuşuyoruz aslında.

Fakat enflasyon artmış. Böyle bir durumda siz 10 bin lirayı şimdi verseniz. Kendisinin belki 2 aylık ihtiyacını karşılayacakken 5 ay sonra verdiğinde belki bir aylığa karşılık gelmeyebiliyor.Yani bunuda düşünebilecek kadar hassas olan bir insan  yani mal üzerindeki  yoksulun hakkını gözetebiliyosa işte o zaman başarmıştır.

  Daha sonra Birsin  sözlerine şöyle devam etti:

Ramazan yoğun bir namaz programıdır.Tabii tartışılıyo teravih namazı var mıdır yok mudur , peygamber teravih kıldı mı diye. Bu tartışmanın içerisinde bir lafız tartışması vardır. Evet Hz. Peygamber zamanında adına teravih denilen bir namaz yoktu ama adına teravih denilen namaz yoktu.Yoksa Ramazan Gecesi kılınan namaz yok muydu  tabiki vardı. Müslümanlarda ona bakarak kılmışlardır.Sonradan adına teravih denilmiştir.

Sonradan adına teravih denildiği için öncesinde  bu namazın olmadığı anlamına gelir mi gelmez.

Halbuki mübarek Ramazanın Gecesinde namazla orayı şenlendirmek vardır. Çünkü gündüzünü oruçla geçirdiğin günün, gecesinde namaz neden olmasın.

Geçen gün camiden aradılar eleştiri geldi. Hocam bayanlar geldiler yer bulamadılar gittiler. Dedik çözelim ilave yaptılar, diğer gün çözüldü o sorun.

Şimdi kendi kendine soruyosun teravihte bu kadar hassas davranan bayanlarımız, normal farz namazlarda niye bu hassasiyet olmuyor. Burada örf devreye giriyor.

Burada aslında fıkhımızı bir ibadet için tayin ettiğimiz değeri  örf belirlemeye başlıyor.

Burada aslında namazın önemini muhafaza etmişiz.Eksiklerimiz var, yanlış uygulamalarımız var ama namazın bu ibadetin ayrılamaz parçası olduğunu farketmişiz. İstiyoruzki gecelerimizi ihya edelim.

Teravih dediğimiz şey Ramazan Gecesini ihya etmek.

Bunu örfleştirmişiz. Örfleştirmenin 2 yönü vardır:

- Örfleşen şey kolay ve sürekli hale gelir.

-Örfleleşen şey anlamını kaybeder ki bu kötü tarafıdır.

İşte ozaman  jet imam ararız niye jet imam ararız çünkü o örfleşmiştir yapacağız ama en hızlı , en serisinden olsun diyoruz.

Ama örfleşmemiş olsaydı zaten yapmayacaktık ve böyle bir arayış içerisine girmeyecektik.

Ama örfleşince yapmamız gerekiyor ve en seri , kestirmesinden olması gerekiyor. Dolayısıyla örfleşen şeyin böyle bir handikapı var.

Örfleşmek kolaylaştırır bu güzel tarafıdır.

Örfleşmek anlamını buharlaştırır buda kötü tarafıdır.

Dolayısıyla o dengeyi oluşturmak gerekiyor.

Oruçlunun ilmi hali derken halimizin bir ilmi vardır.

Eğer oruçlu iseniz o hali doğru  takdir ve tayin edebilmeniz için onun ilmine vakıf olmanız gerekir.

Dolayısıyla oruçlu olan bir kimsenin şunu demesi lazım ben yoğunlaştırılmış bir sertifika programına tabiyim. Bunun bir çok ayağı var.

Ayağından birincisi malın üzerindeki tasarrufundur.

İkincisi vaktin üzerindeki konrolüdür.

Vakti kontrol edeceksiniz. Örnek olarak sahura kalkmak müstehabtır. "Sahura kalkınız , sahurda bereket vardır." der Allah.

Peki sahura kalkmaya aramız nasıldır?

Sahurun imsaktan önce  kurulması aslında bir zaman planlamasınıda içeriyor. Yani gecemizi nasıl kullanacağız?

Birçoğumuz  elektriğin icadı , televizyonun icadı , telefonun icadı, internetin icadı ile beraber  gece ileriye doğru akmaya başladı.

Aka, aka, aka nereye geldi?

Mesela saat bir oluyo ya diyo daha yatma zamanı geldi mi ki diyor .Saat bir de erkense senin uyuma ve kalkma zamanın ne zamandır?

Yani Kur'an diyorki:

"Biz gündüzü maişetinizin temin yeri kıldık.

Geceyide dinlenesiniz uyuyasınız diye kıldık."

Hatta bunun gerekçesi anlatılırken gündüzü aydınlattık , geceyide  yıldızlar koyduk ama öyle çokta aydınlıkta değil yani. Gece öretecek sizi ki uyuyasınız, güneş üzerinizdeki örtüyü kaldıracak ki uyanasınız.

Normalde zamanın bu şekilde planlanması lazım ama biz hep geceden çalarak hayatı sürdürüyoruz .

İşte böyle sarkıttığınız zaman sahura kalkmak zor olacak , işe gitmek zor olacak , uykusuzluk problemi ile mücadele başlayacak. Otuçtaki en büyük zorluklarımızdan bir taneside uykusuzlukla mücadele haline geliyor.

Şimdi gerçekten oruç uykusuzluk yapar mı?

Aslında yapmaz yani makulde yatabilsek , makulde uyanabilsek  aslında yapmayacak.

Ama yaşam şeklimiz bizi buna götürüyo.

O zaman Ramazanın  bize zaman yönetimi, geceyi yönetimle ilgili de bir şeyler öğretiyor olması lazım ama.

Bu dersi gerçekten alabiliyor muyuz?

Gecenin tamamını ayakta geçirince gündüzün tamamını uyuyarak geçirmek lazım. Hepimiz insanız Allah bize kodlar vermiştir. İnsan kendi kodlarını aşamaz. Bu mümkün değildir bu fıtrata müdaheledir. Müdahale ettiğimizde olumsuz sonuçlar karşımıza çıkar. Zaman yönetimi konusunda bir ayar yapmak gerekiyor. Sehere ve sahura vakit kalabilsin. Bugün hepimize kolay gelen gece bir şeyler yiyip atıştırmak aslında. Burada zamanı planlamada başarısız olduğumuzu kabul ediyoruz sağlığımız alanındaki planımızı da yapmamız gerekiyor. Rükunları ve  sıhhat şartları tamam ise bu geçerli bir ibadettir. Geçerli bir ibadet Allah katında kabul görmüş bir ibadettir anlamına gelmez bütün ibadetlerde bir fiil vardır. Oruç diğer bütün ibadetlerden ayrılır. Diğer bütün ibadetler görünür cinstendir Oruç görünmeyen cinstendir. Oruç benimle kurulumun arasındadır. Oruçta haricen ortaya koyacağımız bir fiil yoktur. Ortaya koymamanız gereken fiil vardır yemeyeceksiniz, içmeyeceksiniz Bu yönüyle kendini diğer ibadetlerden ayırdı yapmak mı güçlü irade ister terk etmek mi güçlü irade ister, farzları yerine getirmek mi kolaydır, haramlardan kaçınmak mı kolaydır? Normal şartlarda fiili ortaya koymak fiili terkten daha zordur. Fiilin terki işlenmesinden daha kolaydır insanlarda yansıması böyle değildir. Çünkü insanların istekleri, nefsi yapmaması daha kolay olan bir fiili yapmaya sevk ediyor. Yapmaması gereken bir şeyi yapmak için bir zorluğa katlanıyor. Bundan dolayı nehiyleri yapmak daha zordur, haram işlemek emredileni yapmaktan daha zordur. Sonuçları itibariyle de emredileni yapmışsanız rahatlamışsınızdır mutlusunuzdur kendinizi güvende hissedersiniz, iyi bir insan olduğunuzu düşünürsünüz. Bir haram işlendiği zaman sonraki aşamada  kendini suçlu günahkar hisseder. Bu durumda fiili terk etmek daha kolaydır. Oruçlu'nun gönlünü ve dilini çirkin söz ve düşüncelerden uzak tutması gerekiyor. Aslında her zaman bundan uzak durmak gerekiyor.  Allah bazı günleri seçer seçtiği günlerdeki ibadetler daha fazla sevaptır.  Ama kötü şey de daha günahtır. Dolayısıyla yalan her zaman kötüdür, Ramazan'da daha kötüdür. Çirkin söz her zaman daha kötüdür, Ramazan'da çok daha kötüdür.

Oruç aslında Kur'an'ı bir ay boyu kutlamaktır. Müslüman Kur'an'ın gelişini onu okuyarak, anlayarak onun ruhunu ve özünü gerçekleştirerek kutluyor. Bu ayı yeni bir iklim olarak heyecanı ile  devam ettirmeliyiz diyerek sözlerine son verdi.

img-20240316-052938-847.jpg

img-20240316-052938-347.jpg

img-20240316-052938-458.jpg

Haber: Gülcan Canpolat - Seher Kızılbağ

HABERE YORUM KAT