Mısır Müslüman Kardeşler Cemaati Uluslararası İlişkiler Eski Sorumlusu Yusuf Neda, cuma günü Anadolu Ajansı aracılığıyla bir mesaj yayımladı.

Cemaat ile rejim arasındaki tıkanmayı gidermek üzere “Mısır ve halkı için hayır dileyen herkesle görüşmeye hazırım” diyen Neda, ülkenin “patlamaya hazır bir bomba” olduğunu ve olası bir patlamanın uzun yıllar etkisi sürecek yıkıcı sonuçlar doğuracağını söyledi.

Mesajında Mısır ordusuna seslenen Neda, “Mısır ordusunun ulusallığını kaybettiğini ve yozlaştığını iddia etmiyorum; ama bazı komutanların öyle olduğunu açıkça söylüyorum” dedi.

Orduya görevinin halka karşı hükümetin yanında yer almak değil düşmana karşı ülkeyi savunmak olduğunu hatırlatan Neda’nın bu mesajı, Müslüman Kardeşler içinde ve dışında, darbe destekçileri ve karşıtları arasında farklı yorumlara ve tartışmalara yol açtı.

Mesajın diyalog çağrısı içerse de Mısır ordusunu Abdülfettah El Sisi’yi terk etmeye davet ettiği gayet açık.

Yani Neda, darbe lideriyle ve ekibiyle değil orduyla, ordunun içinde mevcut durumdan rahatsız olan subaylarla diyalog öneriyor.

Bu nedenle darbe yanlısı medya mesajı, “devlet kurumlarını Abdülfettah El Sisi’ye karşı kışkırtmak” olarak nitelendirdi.

Neda’nın El Cezire kanalına yaptığı açıklamada, mesajı kendisinin yazmadığını, bilakis kendisinden böyle bir mesaj yazmasının istendiğini söylemesi ise kafaları karıştırdı.

Abdülfettah El Sisi taraftarlarını hayli telaşlandıran ve öfkelendiren mesaj, Müslüman Kardeşler Cemaati Uluslararası İlişkiler Eski Sorumlusu’nun kendi girişimi değilse ardında gerçekte kim var?

Müslüman Kardeşler Cemaati içinden bir grup mu?

Bölge ülkelerinden biri mi?

Örneğin, Suudi Arabistan mı?

Yoksa Mısır ordusu içindeki “rahatsız genç subaylar” mı?

Ordu, mevcut durumun ileride kendisine birçok şey kaybettireceğini fark ettiği için konumunu ve çıkarlarını mı korumaya çalışıyor?

Yusuf Neda’nın “darbeye karşı darbe” şeklinde özetlenebilecek bir düşünce üzerine kurulu mesajının, darbe yandaşlarını kızdırsa da darbe karşıtları ve devrimci gruplar tarafından tamamen benimsendiği söylenemez.

Çünkü mesajın ana fikri, Mısır ordusunu siyasetten uzaklaştırmıyor.

Abdülfettah El Sisi ve ekibinin yerine gelecek olanların Mısır’ın demokratikleşmesi ve normalleşmesi yönünde adım atacaklarının garantisi yok.

Yusuf Neda’nın mesajından birkaç gün önce gündeme düşen Mısır ordusunun genç subaylarından 26’sının “darbe girişimi” ithamıyla gözaltına alındıkları iddiası şayet gerçekse ordu içindeki gerilime ve rahatsızlığa hitap eden mesaj daha anlamlı hale geliyor.

Darbe lideri Abdülfettah El Sisi, Almanya’da Merkel tarafından kırmızı halıyla karşılansa da hem ülke içinde hem de dışarıda henüz kendini kabul ettirebilmiş değil.

İşgal edilen Filistin toprakları üzerinde kurulduğu günden bu yana sürekli yok olma kabusuyla yaşayan İsrail gibi Abdülfettah El Sisi de benzer bir korkudan muzdarip.

Destekçilerini birer birer kaybediyor.

Çevresindeki çemberin gün geçtikçe daraldığının farkında.

Tepkilerden korktuğu için 25’inci Afrika Birliği Zirvesi’ne katılmaktan vazgeçti ve Johannesburg’a gitmedi.

Fakat korkunun ecele faydası yok.

Kaçınılmaz son er ya da geç mutlaka gelecek.

Diriliş Postası