Muğla'da karşıt görüşlü üniversite öğrencileri arasında çıkan kavgada silahla vurularak yaşamını yitiren Şerzan Kurt'un davası tam bir hukuk skandalıyla başladı. Davanın ilk duruşması duyurulduğu 10 ağustosta değil, bir gün önce, üstelik aileye ve avukatlarına bile haber verilmeden akşam saatlerinde görüldü.

 

Dava görüldü, geç kaldınız...

Şerzan Kurt davası nedeniyle Muğla'da geniş güvenlik önlemleri alındı. Sabah erken saatlerde Aydın-Muğla Karayolu üzerindeki Bayır Beldesi'nde jandarma, kent girişlerinde de polis konuşlandı. Emniyette tüm izinler dava nedeniyle iptal edildi. Gelen araçlar kontrol edilirken, çevik kuvvet ekipleri de Muğla Adliyesi önünde adeta kuş uçurtmadı. Ellerindeki döviz ve pankartlarla adliye önüne gelen Şerzan Kurt'un yakınları ve aralarında BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın da bulunduğu grup, Türkçe ve Kürtçe olarak "Şerzan yoldaş ölümsüzdür", "Katil polis hesap verecek", "Artık yeter" sloganları attı.

Grup adliyeye geldiğinde tam bir şok yaşadı. Davanın ilk duruşmasının önceki gün görüldüğü bilgisi verilen avukatlar, savcının yanına giderek bu duruma uzun süre itiraz etti. İtirazın reddedilmesi üzerine adliye dışına çıkan Kurt'un avukatlarından Arif Ali Cangı gruba seslendi: "Bugün saat 09.30'da davanın çağrısı yapıldı. Duruşmada valiliğin talebi üzerine davanın bundan sonraki oturumlarının Eskişehir'de yapılacağı duyurulacaktı. Duruşmaya geldiğimiz zaman mahkemece dün saat 17.00 civarında Yargıtay'dan gelen nakil kararı gerekçe gösterilerek, evrak üzerinden davadan el çekme kararı alındığını öğrendik. Bundan ne yazık ki hiç birimizin haberi yok."

 

Şerzan'ın vurulduğu yere karanfil

Grup daha sonra Şerzan Kurt'un vurulduğu, bir kilometre uzaklıktaki Recai Güreli Caddesi'ne yürümek istedi. Kurt'un vurulduğu yere karanfil bırakmak isteyen gruba, İl Emniyet Müdürü Kadir Ay tarafından, slogan atmamaları ve kaldırımdan yürümeleri kaydıyla izin verildi. Çevik kuvvet polisleri ile özel harekât timleri de yürüyüş boyunca gruba eşlik etti. Burada konuşan BDP milletvekili Sırrı Sakık, "Dünyanın hiçbir yerinde adalet Türkiye'deki gibi hukuksuzluk üzerine işlemiyor" dedi. Basın mensuplarına açıklama yaparken göz yaşlarına hâkim olamayan Şerzan Kurt'un annesi Necla Kurt ise, "İçim yanıyor, ciğerim parçalanıyor. İki bin kilometreden adalet aramaya gelirken adaletsizlik ile karşı karşıya kaldık. Katil polisin gerekli cezayı alması gerekiyor" diye konuştu.

Baba Ömer Kurt da, "Evladım Muğla halkı ile bütünleşmişti. Şerzan'ın mezuniyetine gelmeyi hayal ederken cansız bedenini götürdüm. Yetkililerin oğlumun ismini Muğla'da bir caddeye vermesini istiyorum" dedi. Grup, Şerzan Kurt'un vurulduğu yere karanfil bıraktıktan sonra olaysız dağıldı.

 

Polis kurşunuyla öldü

Muğla'da geçen 11 mayısta Kürt üniversite öğrencileriyle ülkücüler arasında taşlı sopalı çatışma çıkmış, olaylar polisin müdahalesiyle bastırılmıştı. Olayda Batman doğumlu Şerzan Kurt omzuna isabet eden kurşunla ölmüş, yapılan inceleme sonucu Kurt'u vuran silahı Gültekin Şahin isimli polisin ateşlediği saptanmıştı. Kameralarla da saptanan bu görüntünün ardından tutuklanan Şahin "Kastı aşan şekilde adam öldürmek" suçlamasıyla müebbet hapis istemiyle yargılanıyor.

(Mustafa Ünlü - Burhan Ekinci / Taraf)