1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. “Hamdolsun dindar Kemalist’iz, muhafazakâr Atatürkçüyüz!”
“Hamdolsun dindar Kemalist’iz, muhafazakâr Atatürkçüyüz!”

“Hamdolsun dindar Kemalist’iz, muhafazakâr Atatürkçüyüz!”

Kenan Alpay, son örnekler bağlamında Kemalist tapınma kültürünün serencamını değerlendirdiği yazısında, başta iktidar partisi olmak üzere pragmatik hesaplarla M. Kemal ve Kemalizm güzellemeleri yapanlara da hatırlatmalarda bulundu.

09 Şubat 2022 Çarşamba 11:33A+A-

Kenan Alpay, Samsun’daki Atatürk anıtını hedef alan urganlı saldırıyı ve sonuçlarını değerlendirdi.

Bu hadiseyi müteakip Kemalist cenahta büyük bir coşkuyla birbirini izleyen “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz”, “Sonsuza dek izindeyiz Ata’m”, “Ona uzattığınız her el, bizi birbirimize daha çok kenetleyecektir!” hamaseti ve meşalelerle anıt önünde ve etrafında el ele tutuşup eylem yapan vatandaşların varlığına dikkati çeken Kenan Alpay, Atatürk heykellerine keramet yüklemeye kadar varan Kemalist mantığın doğasındaki çelişki ve dayatmacılığı vurguladı. Ayrıca Samsun’dakine benzer hadiselerin Kemalistlerce öteden beri arzulanan olaylar olduğunu belirten Alpay “İzmir Suikastı girişimi ve Menemen Hadisesi’nden bugüne bütün Kemalistler severler böyle tertipleri.” dedi.

Bu tür hadiselerin de tetiklemesiyle pragmatik kaygılarla Kemalizm’i ve “Ulu Önder”i sevgi ve sadakatla anma yarışına giren muhafazakar kişi-kesimlerin açmazlarına da dikkati çeken Kenan Alpay şu tenkitlerde bulundu:

“’Madem aşamıyoruz o halde kendimize uygun bir modele dönüştürelim ve bu modeli kullanalım’ gibi bir pragmatizm Ulu Önder Atatürk kültünü güçlendirmekten, vesayetin kaynağı Kemalizm’i birincil meşruiyet kaynağı haline getirmekten ve İslam dahil bütün değerleri ona bağımlı hale sokup çürütmekten başkaca bir sonuç vermiyor. Siyaseti ve toplumun özellikle 15 Temmuz sonrasında bizzat kurucusu ve temsilcilerine dahi fayda vermemiş Kemalizm’e sevgi ve sadakat bildiren ve açıkça öğrenilmiş çaresizliğe işaret eden acayip bir istikamete yönelmesini etraflıca tartışmak gerekiyor.”

Kenan Alpay’ın yazısının tam metni >>>