1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Haberal, Ergenekon ve medyanın rolü
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Haberal, Ergenekon ve medyanın rolü

16 Şubat 2010 Salı 17:22A+A-

Bundan 4 yıl kadar önce Ecevit başbakandı.

Bir gün hastalandı.

Bağırsak iltihabı dediler, kaburga kırığı dediler, adamı enterne ettiler.

Sonra bu hastane kaynaklı bilgiler büyük medyaya sızmaya başladı: Üç aydır yıkanmamış, bisküvitle beslenmiş hiç gıda almamış, tırnakları bile kesilmemiş.

MHP ile eşit sandalye sayısına inmiş DSP lideri için “gitti-gidiyor” havası yaratılıp üçlü koalisyon iyice titrek hale getirilmişti.

Amaç, Ecevit’i devre dışı bırakıp bir başka ismi başbakan yapmaktı. 

O zamanın dolabı böyle bir dolaptı.

İstanbul sermayesi, büyük medya ve kimi askerler bu işin bir parçasıydı.

Sonunda kimi yurtsever bürokratlar gidip Rahşan Hanım’ı uyardı. Rahşan Hanım da ‘Kocamı öldürecekler’ diye kıyamet koparıp kocasını hastaneden adeta kaçırdı ve GATA’ya götürdü.

Gerçekten de çok geçmeden Bülent Bey iyileşip görevinin başına döndü.

Aradan 4 yıl geçti, bütün bunlar unutuldu.”

Bu satırları 17 Haziran 2006’da SABAH’taki köşemde yazmıştım.

Ergenekon zanlısı olarak hastanede tutuklu olan Prof. Mehmet Haberal, bu yazımla ilgili dava açmış ama sonuç alamamıştı.

Şimdi Ecevit’in hastalığı ve tedavisi süreci de Ergenekon soruşturma sürecine dahil edilmiş.

Bu önemli bir gelişme.

Hatırlayın, o dönem SABAH Gazetesi de Doğan’ın kontrolündeydi ve hepsi bir ağızdan

kamuoyu oluşturma yayınları yapıyordu.

SABAH, Hürriyet ve Milliyet’in manşetlerinden Ecevit’in ne kadar kötü bakıldığına, ne kadar pis olduğuna ilişkin ha

berler eksik olmuyordu.

(411 oyla gerçekleşen Anayasa değişikliğinin ardından SABAH’ın yerini Vatan almış ve bu kez Hürriyet, Milliyet ve Vatan büyük bir kampanya başlatmıştı.

Sonunda AK Parti’ye kapatma davası açılmıştı.)

Çünkü o dönem bir kısım asker, büyük işadamı ve bir kısım medya Ecevit’i devirme kararı almıştı.

Osmanlı dönemindeki saray darbeleri gibi.

Ecevit bir sağlık raporuyla ‘’görev yapamaz’’ ilan edilecek ve başbakan yine DSP’den güçlü bir isim olacaktı.

Plan son anda bozuldu.

Şimdi eğer öyle bir plan vardıysa, katkıda bulunan herkesin uykusu kaçıyordur.

Çünkü seçilmiş başbakana komplo da darbe girişimidir.

Bu soruşturma Ergenekon konusundaki önyargıları aydınlatmaya yardımcı olabilir.

Dönüp baktığınızda Ergenekon davasını kimlerin küçültmeye çalıştığını, ağır insan haklarıyla malul olduğuna bakarsanız, bu soruşturmanın önemini daha iyi anlarsınız.

Onun için sıkı takipçisi olmak gerekir.

İki darbe arasında

İskender Pala’nın edebiyat öğretmenliğinden askerliğe uzanan ve 28 Şubat’ta acımasız bir şekilde noktalanan serüveni...

Akıcı bir üslupla kaleme alınmış anılar bir roman tadında ve dönemine objektif biçimde tanıklık ediyor.

Yargıya başvurma hakları ellerinden alınarak sokağa konulan binlerce insandan sadece birinin öyküsü.

O dönemi daha iyi kavramak, insanların yaşadıklarını daha iyi anlamak için mutlaka okunması gereken bir kitap.

Okur da farkında açıkçası çünkü çok satanlar listesine hızla tırmanıyor ve yeni yeni baskıları yapılıyor.

STAR

YAZIYA YORUM KAT