28 Şubat Alt Komisyonu’nun dinlediği bir başka isim olan dönemin Refahyol hükümetinin Kültür ve Spor Bakanı Bahattin Şeker’di. Şeker, postmodern darbe sürecinde çok sıkıntılı günler geçirdiklerini söyledi.

İlk başlarda Refah Partisi mensuplarının hedef alındığını belirten Şeker, daha sonra sıranın DYP olarak kendilerini geldiğini dile getirdi. Askerin atayacağı gençlik ve spor il müdürlerine bile karıştığını belir­ten Şeker, “Tunceli ve Aksaray'a atanacak müdürler için irticası falan dediler. Bundan dolayı askerlerle aram bozuldu” dedi.

ERKAYA FİŞLEMEYİ ŞAKAYLA AÇIK ETMİŞ

Yüz binlerce insanı fişleyen BÇG'nin mimarı olan dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın bir keresinde kendisini uyardığını ve Erkaya'nın sözlerinden fişlendiğini anladığını kayde­den Şeker, “Komutanlar şaka yoluyla bizlere birtakım şeyler söylüyordu. Güven Erkaya bana ‘Biz seni seviyoruz ama ailen biraz irticacıymış. Bir abin Fethullahçı, bir abin de Süleymancıymış' dedi. O za­man fişlendiğimizi anladım” şeklinde konuştu. Cunta ve işbirlikçisi medyanın açıklarını bulmaya çalışa­rak kendilerini istifaya zorladıklarını anlatan Şeker, “Banka hesaplarıma bakmışlar. Lise diplomamın sahte olup olmadığına bakmışlar. Bizden ayrılarak ayrı partilere giren arkadaşlar yanımıza gelerek bizi kendilerine katılmaya çağırıyorlardı. İşte DYP artık bitti gelin ayrılın diye telkinlerde bulunuyorlardı” ifadeleri kullandı.

HER TAŞIN ALTINDAN DÜNDAR ÇIKIYOR

Askerliğine ve çürük raporu aldığına dair medyada asparagas haberler yapıldığını ve bunun başını Uğur Dündar'ın çektiğini vurgulayan Bahattin Şeker, “Bizi parti değiştirmeye zorluyorlardı. Her gün ga­zetelerde, televizyonlardaydık. O yükü taşımak çok zor. Herkes üstüne geliyor. Şu iş bitsin de kurtula­lım diyorsun. Yok işte kilo almış askerliğini yapmamak için, yok yurtdışına kaçacak vs. Son derece onur kırıcı şeylerdi bunlar” dedi. Spor yayınları ihalesi için de medyayla arasının açıldığını aktaran Şe­ker, “Bu konuda Uğur Dündar'la takıştık. Bana ‘hayır ben Aydın Doğan'ın işlerini takip etmiyorum' di­yordu. Öbür dünyaya havale ediyorum hakkımı” diye konuştu. (akit)