1. YAZARLAR

  2. Mümtazer Türköne

  3. Güneydoğu'da sandık güvenliği nasıl sağlanacak?
Mümtazer Türköne

Mümtazer Türköne

Yazarın Tüm Yazıları >

Güneydoğu'da sandık güvenliği nasıl sağlanacak?

20 Mayıs 2011 Cuma 00:51A+A-

Kastamonu saldırısından sonra PKK-BDP siyasetçilerine ve Ergenekonculara 'bir mermi kaç oy eder?' diye sormuştum. BDP eşbaşkanı Filiz Koçali'nin yazılı açıklamasını acı bir şaka gibi okudum.

Koçali, BDP'nin bağımsız adayları adına 'Kürt'e sıkılan her kurşuna karşı, bağımsız adaylara bir oy' çağrısında bulunuyor. Allah aşkına! Kürt kanı bu kadar ucuz mu? Hesap böyle: 1 kurşun=1 oy. Bu hesap yanlış değil mi? Bir tek insanın hayatı -ister Kürt ister Türk olsun- AK Parti'nin, CHP'nin, MHP'nin aldığı oyların toplamından daha değerli olmalı. İnsan hayatı üzerinden oy hesabı yapanları, Cenab-ı Allah'ın 'kahhar' sıfatına havale etmekten başka çare var mı?

Çarşamba günü, İsmail Beşikçi'yi dinledim. Kürt sorununu, birikimli bir 'Kürt hakları müdafi'inden dinlemek öğretici. Kürt sorunu etrafındaki aşırı politizasyon bir görüş ve muhakeme aksaklığına yol açıyor. Beşikçi bütün askerî darbelerin Kürt sorunu yüzünden yapıldığını iddia etti. Kanıt sordum. Karşılık veremedi. Kürt sorunu Türkiye'nin en önemli sorunu; çünkü demokrasiyi geliştirirken önümüze çıkan birçok engelin bahanesi. Askerî vesayet düzeni Kürt sorunu ile beslendi. Yeterli besin alamadığı zaman da bizzat kendisi sorunu büyütmedi mi? 1983 yılında Kürtçeyi yasaklayanlarla, aynı yıllarda Güneydoğu'da on binlerce insanı işkenceden geçirenler kimlerdi? Kürt sorunu askerî vesayet düzenini sürdürmek adına içinden çıkılmaz hale getirildi. Bu yüzden askerî vesayet düzeni sona ermeden Kürt sorununu çözmek mümkün değildi.

Bugün askerî vesayet geriledi. Şimdi Kürt sorununun çözümü önündeki en büyük engel, PKK'nın silahlı vesayeti. Filiz Koçali'nin yaptığı mermi-oy hesabı, PKK militanlarının estirdiği şehir terörü, AK Parti seçim bürolarına yapılan saldırılar sadece ve sadece bu vesayetin devamı için. Artık gelinen noktada, Kürt sorununu çözebilmek için ikinci en önemli engeli aşmamız, PKK'nın Kürtler üzerindeki silahlı vesayetine son vermemiz gerekiyor. Kürt sorununun çözümsüzlüğü PKK'nın varlık sebebi olduğuna göre, PKK hiçbir zaman bu sorunu çözmeyecektir.

PKK-BDP'nin varlığını çözümsüzlüğe bağlamasının somut delili, bölgesel özerklik talebi. Bölgesel özerklik türünden talep edilen statülerin hiçbiri Kürt sorununu çözmüyor; sadece Kürt ulusal hareketine mevzi kazandırıyor. BDP, Türkiye'nin batısında yaşayan Kürtlere, yerel ölçekte elde edeceği statülerle Kürt sorununu nasıl çözeceğini anlatabilir mi?

Aynı şekilde PKK, estirdiği şiddet rüzgârı ile 12 Haziran seçimlerinin Güneydoğu'daki meşruiyetini de şimdiden gölgelemiş durumda. Köylüleri 'bağımsız adaylar dışında kaç oy çıkarsa, bu köyden o kadar cenaze çıkar' diye tehdit eden PKK'nın, Güneydoğu'dan devşireceği oyların meşruiyetini kim ciddiye alacak? AK Parti'nin bağımsız adaylarla rekabet edeceği seçim bölgelerinde gözden kaçırılmaması gereken bir ayrıntı var. Bu bölgelerde AK Parti adaylarının seçim kampanyası yürütmesi gerekmiyor. Çünkü, bağımsız adaylar dışında kalan sandalyeleri zaten kazanacaklar. Seçimler kimin kazanacağını değil, kimin ne kadar oy alacağını belirlemek için yapılıyor.

BDP'li adayların alacakları oyların demokratik meşruiyeti, bu yoğun şiddet atmosferi ve mermiler üzerinden yapılan oy hesabı yüzünden daha şimdiden yara aldı. BDP silah zoruyla aldığı oyları, seçim sonrasında Kürt sorununun çözümü için masaya bir koz olarak koyamayacak. Ama hâlâ bir şansı var. İki şey yapması lâzım. Birincisi hemen şimdi, özellikle AK Parti'ye karşı tırmandırdığı şiddeti durdurmak ve adayların ağzından inandırıcı biçimde kınamak. İkincisi, Güneydoğu'da seçim sandıklarına tarafsızlığı herkes tarafından kabul edilen ulusal veya uluslararası düzeyde gözlemciler davet etmek. Birçok uluslararası resmî ve sivil kuruluş bu işi zaten yapıyor. BDP, mangalda kül bırakmadıkları demokrasi ve özgürlükler konusunda samimi iseler, buyursunlar gözlemci davet etsinler. Bizler de bu gözlemcilerin raporlarına dayanarak, Güneydoğu'dan gelen oyların, orada yaşayan insanların özgür iradesini temsil ettiğine inanalım.

Kürt sorununun çözümü önünde bugün en ciddi engel BDP-PKK çözümsüzlüğünü büyüten mermi-oy hesapları. Onlar askerî vesayetçiler gibi çözümsüzlükten besleniyorlar. Çözüm isteyenler kazanırsa, Kürt sorunu hal yoluna girecek. Kararı, çözümden yana olanlar verecek.?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT