Günlerdir sokaklarda devam eden bekleyiş dün gece nihayetine erdi çok şükür! Arkadaşlarımıza, Şehitlerimize, Şahitlerimize kavuştuk... Bu öyle fevkalade bir süreç oldu ki...

İstanbul başta olmak üzere ülkemiz, hatta Dünya, baştan başa Gazze'ye dönüştü desek hata olmaz...
İHH, bütün dünyanın gözlerini ve kalplerini Gazze'ye çevirmeyi başardı.
Yüreklerinden taşan merhametleri, bir sel olup taşan bu insani yardım gönüllüleri, hepimizin öğretmeni oldu. Birer mum misali başlayan kişisel iyilikler, tertemiz niyetlerle bir araya gelince toplumsal ışığa, adeta güneşe evrildi... Aydınlanma, hepimizi etkisi altına aldı. Ve insanlık çoktandır içinde dondurduğu, sesini kıstığı o iyilik bilgisini yeniden gündeme alıp, canlandırdı.
Cesaretin ve iyiliğin simgesi haline dönüşmüş bu gönüllüleri yürekten tebrik ediyorum...
Onların varlığı, onların her şeyden vazgeçerek nice fedakarlıklarla çıktığı yol, sadece kendi hayat maceraları ile ilgili değildir. Onlar, hayatlarını, hayatın önemini vurgulamak için böylesi kutlu bir yardım göreviyle yükselttiler. Ve bu gidiş, bu haliyle, kişisel olmaktan çıkıp insanlık adına ne yapabilirim sorusunun kutlu bir cevabına dönüştü.
İHH, insanı insana kavuşturdu. İnsana insanlığını hatırlattı...
Gazze'de yaşanan ölüm ablukalarını, küçük yürekleriyle yıkmak istediler barış gönüllüleri. Sadece Filistin'e değil, gözlerimizin önüne, vicdanlarımıza çekilmiş kontrol kulelerini, içine atıldıkları bu fedakarlık sınavıyla çekip attılar...
İşte Fedakarlık!
Fedakarlığın elleri, dünyanın kalbine vurulmuş abluka zincirleri söküp fırlattı.
İşte Fedakarlık!
Kibir ve Hoyratlık nizamının aslında nasıl da güçsüz olduğunu bize bir kere daha öğretti...
Irkçılığı, hayat karşıtlığını, varoluş düşmanlığını en kaba saba metodlarla uygulayan İsrail Rejimine karşı, elinde inancı ve merhametinden başka hiçbir kalkanı olmayan insanların yazdığı bir gönül efsanesine dönüştü yaşadıklarımız...
İHH, Gazze seferberliğinde bize insan olduğumuzu bir kere daha hatırlattı!
Hukuk kurallarını hiçe sayanlar...
Beyaz bayrak sallayan bir yardım gemisine uluslar arası açık denizde saldıranlar...
Hiçbir silahı olmayanlara, gözü dönmüş canileri yollayanlar...
İnsanlığa yüz karası ve felaket abidesi olduklarını bir kez daha öğrettiler...
İsrail'in gözünde insan nedir?
Hayat nedir?
Varoluş nedir?
İsrail bunların cevabını bilmiyor!
Kendinden başka kimseye hayat hakkı tanımayan bu dar ırkçı bakış açısının ne dini, ne hukuki, ne de felsefi bir sözü var insanlığa dair...
Barış ve iyilik, Gazze'ye dair öyle güçlü bir cümle kurdu ki; insanlık kendi anlamını bir kere daha okudu o merhamet gemileri üzerinden...
Ve bir ayet gibiydi gözümüzün önünden geçen gemiler...
“Sevdiklerinizden vermedikçe hakiki iyilik mertebesine ulaşamazsınız”... (Al-i İmran 92)

VAKİT