1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Gazze soykırımı Antalya’da protesto edildi
Gazze soykırımı Antalya’da protesto edildi

Gazze soykırımı Antalya’da protesto edildi

Sağlık çalışanları tarafından Gazze Soykırımı Antalya’da protesto edildi.

17 Mayıs 2025 Cumartesi 17:12A+A-

HAKSÖZ-HABER

Sağlık çalışanları Gazze'deki soykırımı, soykırımın başladığı 7 Ekim'den bu yana her cumartesi günü 14.00'da Antalya'da sessiz protesto yürüyüşüyle protesto ediyor.

Sağlık çalışanları ve Hekimler adına Doktor Zeynep Sapan okuduğu basın açıklamasında şunları ifade etti:

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

Allah’ın selamı, rahmeti ve mağfireti; katledilen mazlumların, yetim kalan çocukların, paramparça bedenlerin, sessizce çığlık atan kutlu GAZZE toprağının, üzerine olsun.

Allah’ın selamı, bombalar altındayken “hastalarım yaşasın” diye hastaneden ayrılmayan ve kendisi hedef alınan sağlık çalışanı kardeşlerimizin üzerine olsun.

Allah’ın selamı, içinde bulundukları ambulansa pusu kurulan, “ben sadece bir canı kurtarmaya gelmiştim” demeye fırsat bile bulamadan şehit edilen paramedik meslektaşımızın, acil sağlık çalışanlarının üzerine olsun.

Allah’ın selamı, bu vahşetin tanığı olmaktan utanan, kalbi kan ağlayan, gönlüyle, sözüyle, eylemiyle bu vahşetin karşısında duran, “Ben insanım ve bu acıya sessiz kalamam” diyen siz vicdan sahiplerinin üzerine olsun.

Biz bugün burada sadece bir grup sağlık çalışanı değiliz…

Bugün burada, bir çocuğun son nefesini izlerken hiçbir şey yapamamanın çaresizliğiyle, bir annenin paramparça evladını kucakladığı sahneyi unutamamanın yüküyle, bir hastane koridorunda infaz edilen meslektaşımızın kan izlerini kalbimizde taşıyarak toplandık.

Susmanın ihanete dönüştüğü bir zamanda, susmamak için buradayız!

Bizler gözyaşının dini olmaz diyen sağlık çalışanlarıyız. Bizler mazlumun din, dil ve ırkına bakmaksızın şahit olunan her vahşetin karşısında durulması gerektiğinin farkında olan insanlarız. Buna ek olarak ALLAH’ın ayetleriyle bizi kardeş kıldığı kişiler, Allah’ın bizi ayetleriyle düşman kıldığı kişilerle karşı karşıya geldiği için safımızı belli etmemizin vazife olduğunu bilen müslümanlarız.

Ama zulüm yalnız Filistin’de değil…

Bugün Doğu Türkistan’da da bir annenin gözleri bağlı doğum yaptığını, çocuğunu kucağına bile alamadan annenin hapse atıldığını biliyoruz.

Arakan’da topraklarından sürülen Müslümanların denizde can verdiğini,

Keşmir’de çocukların gözlerine kurşun sıkıldığını,

Afrika’da susuzlukla, Asya’da açlıkla sınanan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hammadde ihtiyacını karşılamaları için hiçbir insani tedbirin alınmadığı madenler ve tarım alanlarında çalıştırılan hayatların haykırışlarını duyuyoruz.

Ve bütün bu karanlığın karşısında bir mum yakmak için buradayız.

Ekonomik boykot, bizim elimizdeki en sade ama en etkili silahtır.

Denilmiştir ki “Gerekçesi ne olursa olsun güçsüze karşı güçlünün sazını çalmak namussuz sayılmak için yeterlidir.” (Dücane Cündioğlu) Bu nedenle Gazze’nin güvenliği sağlanmadan İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışanları Allah’a havale ediyoruz. Ayrıca soykırıma destek veren firmaların ürünlerini satın almaya devam etmek güçlünün sazını çalmak değil de nedir Allah aşkına? Bu nedenle İsrail’e destek veren firmaların ürünlerini almamak bir ticari tercih değil, vicdani bir duruştur.

Sigara içen kardeşlerimiz… Unutmayın! Çektiğiniz her nefeste Filistinli bir çocuğun kanı var!

Kullandığımız ilaçlar, tükettiğimiz gıdalar, satın aldığımız teknolojilerle bu katliamı  fonlayan biz olamayız! Fonlayanlara tek bir kuruş dahi kazandıramayız! Her boykot ürününün alternatifini oluşturmak da şehit edilen binlerce çocuğa borcumuzdur.

Biz, Allah’ın huzuruna çıktığımızda, “Ben sustum, çünkü yapacak bir şeyim yoktu” demek yerine, “Elimden bu kadarı geldi” diyebilmek istiyoruz.

Susarsak, onların feryadı karanlıkta boğulur.

Susarsak, aynı kurşun bir gün bizim çocuklarımıza da sıkılır.

Susarsak, zalimin kalemi daha çok mürekkep bulur.

Bu yüzden diyoruz ki:

Zulmü kanıksamayacağız.

Alışmayacağız.

Unutmayacağız.

Ve zalim kim olursa olsun, onun karşısında durmaya devam edeceğiz!

Hep hatırlamak için kopan bacağına isminin yazılmasını isteyen yavrunun feryadını unutmayacağız!

Adımı bacağıma yaz anne.
Siyah sabit keçe kalem kullan
akmayan mürekkeple, ıslanırsa,
erimeyen ısıya maruz kalırsa,

Adımı bacağıma yaz anne.
kız ve erkek kardeşlerimin bacaklarına da yaz
böylece birbirimize ait olacağız biz.
Böylece tanınacağız biz,
sizin çocuklarınız olarak
Adımı bacağıma yaz, anne.
ve lütfen kendi adını da yaz bacağına
ve Baba'mızın adını da yaz bacaklarına
ki böylece hatırlanalım biz,
bir aile olarak
Adımı bacağıma yaz, anne.
bomba evimizi vurduğunda
duvarlar kafataslarımızla kemiklerimizi ezdiğinde
bacaklarımız anlatacak hikâyemizi asıl,
anlatacak nasıl: kaçabileceğimiz hiçbir yer olmadığını. -Zeina Azzam
Şimdi de hep birlikte mazlumlara dua edelim:

Allah’ım, sen ki duaya karşılık verensin

Filistinli çocukları yetim bırakma.

Mescid-i Aksa’yı sahipsiz bırakma.

Doğu Türkistanlı anneleri çocuklarından, Arakanlıları yurtlarından ayırma.

Zulme sessiz kalanların, koltuğunda oturup kınamakla yetinenlerin değil; acizliğini görenlerin, dua edenlerin, meydanlarda haykıranların safında olmayı bizlere nasip eyle.

Başka dinlere mensup olmasına rağmen insanlık onuru ile ayağa kalkıp sokaklara dökülen, “özgür filistin” “Allah-u Ekber” diye haykıranlara, ülkelerinin zulme verdiği desteğe karşı çıkanlara hidayet nasip et.

Koltuğunda oturup sadece kınayanları da bir an önce yoluna döndür, onlara basiret ver. İslam alemine birlik ver.

Amin.

Şehit sağlık çalışanlarının, katledilen çocukların ve yıkılan vicdanların ruhu için El-Fatiha.

antalya-1.jpeg

antalya-2.jpeg

antalya-4.jpeg

antalya-5.jpeg

HABERE YORUM KAT

1 Yorum