1. YAZARLAR

  2. Taha Kıvanç

  3. Garih Cinayeti: Kronolojiyi düzeltiyorum
Taha Kıvanç

Taha Kıvanç

Yazarın Tüm Yazıları >

Garih Cinayeti: Kronolojiyi düzeltiyorum

28 Aralık 2008 Pazar 07:25A+A-

Alarko'nun artık tek başına kalmış ortağı İshak Alaton suskunluğunu südürüyor, ama müteveffa ortağı Üzeyir Garih'in eski mesai arkadaşları konuşmaya başladılar. İshak Bey kendilerine cesaret veriyor mudur, yoksa konuşan bunu kendi kararıyla mı yapıyor?

Sanıyorum, suskunluğun devam etmesinde hayır buluyor İshak Bey; ben ise konuyla ilgili bilgi sahibi olanların konuşmalarının ülkeye büyük hayrı dokunacağına inanıyorum...

Doğan Kasadolu Alarko Holding'in ithalat koordinatörüymüş... Üzeyir Bey'e de, çocuklarına da yakınmış... Garih'in damadı Doron'un kendisine söylediklerini savcılığa verdiği dilekçede yıllar sonra şöyle anlattı Kasadolu: “Cinayetin işlendiği gün Garih'in 14 yaşındaki torunu Tal kendisine polis süsü veren kişilerce kaçırıldı. Kaçıranlar olayın üzerine gidilmesi halinde cinayetin Tal'in üzerine yıkılacağını söylediler.”

Aile kaçıranlara fidye ödemiş de çocuğu öyle bırakmışlar. Garih'in iki torunu da o gün bugündür ABD'de yaşamaktaymış...

Kamuoyumuzun bu haberi öğrendiği günün ertesinde, Yeni Şafak, cinayete kurban giden işadamının bir başka yakınının perdeyi aralayan ifadesine yer verdi: Meğer Üzeyir Garih çetenin finans kaynaklarından biriymiş; Azerbaycan'da Aliyev'i devirmeyi planlayan çete kendisinden yüklü bir yardım talep etmiş...

Ortağının şiddetli itirazı üzerine Üzeyir Bey o güne kadar düzenli biçimde sürdürdüğü yardımlarını âniden kesivermiş...

Hatırlayacaksınız: Bazı ulusalcı güçler Haydar Aliyev'i iktidardan edip yerine Ebülfeyz Elçibey'i geçirmek üzere bir darbe hazırlamışlardı Azerbaycan'da; girişim son anda ve Süleyman Demirel'in Aliyev'e ihbarıyla durdurulmuştu.

Yakın dostu Süleyman Demirel de “Darbecilerin arkasından çekil” ricasında bulunmuş olabilir Üzeyir Garih'ten...

Ne kadar karışık işler, değil mi?

Bence o kadar da karışık değil. Ortalıkta sere serpe dolaşan ipleri birbirine bağlamayı becerebilirsek pek çok başka olayı da aydınlatabilecek bilgilere buradan ulaşabiliriz. Cinayetin oluş biçimiyle verilen mesajlar yeterince göz açıcı çünkü...

Kendimize göre cinayet gününün kronolojisini yeniden tasarlamakla işe başlayabiliriz:

Torun Tal Garih'in kaçırılmasını dedesinin cinayetinden sonraya değil de hemen önceye yerleştirelim sözgelimi... Polis üniforması giymiş tipler önce Tal'i kaçırsın... Ardından dedeyi fidyeyi ödemek üzere Eyüp Mezarlığı'ndaki Şeyh'in huzuruna çağırsınlar... Telefonda torununun sesini işiten Üzeyir Bey fidyeyi ödemek üzere kendisine tarif edilen yere koşsun... İşadamı kendisini bekleyen örgüt tetikçileri tarafından orada bir tür cinai ritüelle öldürülsün; toruna da ritüeli izlettirsinler, hatta cinayeti torunun üzerine atabilecekleri bir biçimde... Sonra da, Tal'i serbest bırakırken, “Üzerine gidilirse cinayeti onun üstüne yıkarız” desinler...

Kimse kulağıma bir şey fısıldamadı, sizlerden fazla bildiğim bir şey yok, ama bu kronoloji aklıma daha fazla yatıyor benim...

İshak Alaton'un dün değindiğim “Dul kadına ödemek üzere yanına 10 bin dolar almıştı” şifresi de böylece bir anlam kazanıyor. Üzeyir Garih'in locadan arkadaşlarını uyarma, sonra da onlardan bu konuda yardım talep etme çağrısı olabilir o. “Bakın ben konuşmuyorum, sizin içinizden konuyu bilenler de müteveffaya saygı gösterip konuşmasınlar” çağrısı...

Aradan yedi yıl geçti ve köprülerin altından bayağı su aktı. Bazı konular 'tabu' olmaktan çıktı ülkemizde; geçmişte üzerilerine gidilemeyen kişi ve örgütlerin dokunulmazlığı da kalktı. Konuyla ilgili bilgi sahibi olanların bildiklerini kamoyuyla paylaşmasında yarar var.

İtalya'da Gladio davası görülürken örgüt üyesi olarak listelerde yer alan bazı işadamlarının buna nasıl zorlandıkları da öğrenilmişti. O işadamlarından bazısı İtalya'da hâlâ ticaret, sanayi, hatta siyaset hayatının içindeyseler bugün, bunun bir sebebi, kamuoyunun onların buna zorla mecbur edildiklerine inanmasıdır.

Bizde de çetelere çeşitli yöntemlerle yardıma zorlananlar olmuştur.

Alarko Holding bir ara Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri'nde çok faaldi; holdingin üstlendiği Türkmenistan Havaalanı inşaatını çok kısa zamanda tamamladığını hatırlıyorum. O sırada kurulmuş olan ilişkiler daha derinleşmiş, içinde çıkılmaz bir hal almış olabilir. “Artık benden paso” denilmesini çok yönlü bir hesaplaşma için vesile etmiş olabilir çete...

Savcılar Yener Yermez'in mektubu üzerine Garih cinayeti dosyasını da ilgi alanları içine soktular. Onların dikkatli araştırma ve soruşturmaları ortalıkta sere serpe dolaşan ipleri birbirina bağlamayı, bu da hiç beklenmedik bir yerden çetenin künhüne vâkıf olmayı getirebilir.

Ha gayret!

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT