1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. FİLİSTİN

  4. Filistin Yönetimi’nin Gazze Tutumu: Sebep ve İhtimaller
Filistin Yönetimi’nin Gazze Tutumu: Sebep ve İhtimaller

Filistin Yönetimi’nin Gazze Tutumu: Sebep ve İhtimaller

Muhammed Dahlan kâbusu Filistin Yönetimi Başkanının zihninde canlı duruyor ve onu kovalıyor.

14 Mayıs 2017 Pazar 16:00A+A-

Sabir Gülanberi / FİEM

İslamî Direniş Hareketi’nin 2006 seçimlerini kazanmasından sonra Gazze ve Batı Yaka yeni bir sürece girdi.

Bu dönemde Filistinliler, kendilerini temsil edecek kesimi seçtikleri için cezalandırıldılar. Cezalandırma iki şekilde oldu. Batı Yaka’da geniş çaplı tutuklamalar şeklinde kendini gösterdi. Milletvekilleri ve aktivistler bir bir tutuklandı. Filistin Yönetimi ile işgal rejimi arasında güvenlik koordinasyonu maksimum seviyeye çıkartıldı. Gazze ve halkı ise, dayanılmaz bir kuşatma ve üç savaşla cezalandırdı.

Ve bugün…

Bu toplu cezalandırmadan on yıl sonra ve Filistin Yönetimi’nin Hamas yönetimini düşürme başarısızlığının ardından Gazze yeni bir psikolojik savaşla karşı karşıya. Bir yandan işgal rejimi dördüncü savaşı çıkarma tehdidinde bulunurken, Filistin Yönetimi ise yeni kararlar ve sert yaptırımlarla tehdit ediyor.

Temelde dört çevre Filistinlilere özellikle Gazze halkına yapılan zulme iştirak ediyor. Bunlar işgal rejimi, Filistin Yönetimi, Arap devletleri ve Amerika’dır. Her bir çevrenin ayrı ve özel bir rolü var. Hepsinin buluştuğu nokta ise işgal rejiminin çıkarıdır.

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’a yakın kişilerin Gazze’ye karşı tehdit dilini kullanmaları ve Evkaf Bakanı Mahmud El-Hebbaş’ın Gazze’nin yakılması çağrısında bulunmasından sonra Mahmud Abbas da koroya katılıp, 11 Nisan’da Ramallah’ta Filistin büyükelçileriyle yaptığı toplantıda Gazze’ye karşı sert ve kararlı adımlar atma tehdidinde bulundu.

Abbas tehdit gerekçesinde bu yaptırımlarla Hamas’ı Filistin sahasındaki bölünmeyi ve Gazze’de oluşturduğu durumu sonlandırmaya zorlamayı amaçladıklarını iddia etti. Hamas’tan açıkça beyaz bayrak kaldırmasını istedi.

Çok geçmeden Filistin Yönetimi Gazze’yi kuşatan taraflara açıkça katılarak, buradaki memur maaşlarında %30 kesinti yaparak Gazze’ye yönelik sorumluluklarından kaçmaya başladı. Ardından Gazze’ye verilen elektriğin faturalarını ödememeye başladı. Bununla halkı karanlığa boğdu ve bölgeyi kanalizasyon suları altında bıraktı. Başta çocuk hastalar olmak üzere hastaları hastanelerde ölüme terk etti.

Bu uygulamaların birçok nedeni var, ama muhtemel onları şunlardır:

1.Gazze’ye yönelik bu uygulamalar, İsrail ile bölgesel ve küresel çevrelerin bölgedeki direnişi bitirme planlarının bir halkasıdır.

2. Bu, şahsi sebeplerle Mahmud Abbas ve ona bağlı Filistin Yönetimi’nin tek başlarına aldığı bir karardır.

Birinci ihtimali ele alırsak:

Güvenilir kaynaklar, Filistin’in de içinde bulunduğu bölgedeki direnişi 2020 yılına kadar bitirme planından bahsediyorlar. Onlara göre bu plan ve projenin Filistin’de başlatılması işi Mahmud Abbas’a verildi. Kişisel olarak bu planın doğruluğuna inansam da bunun henüz olgunlaşmadığı ve dolayısıyla hayata geçirilmediği kanaatindeyim. Aynı şekilde birçok nedenden dolayı Gazze bu planın ilk durağı da değildir.

Ancak, ABD Başkanı Trump’ın bölgeye yapacağı ziyaretin çok tehlikeli bir viraj olduğunu unutmamak gerekir.

Abbas’ın Gazze’ye dönük yaptırımlarının bu planın Filistin’de başlatıldığı anlamına gelmediğini güçlendiren diğer bir husus, direnişin başta İsrail olmak üzere başka çevrelerin müdahalesi olmadan Filistin Yönetimi’nin tek başına direnişi bitirme imkânının olmayışıdır. Çünkü dayatılan üç savaşta İsrail’in gerçekleştiremediğini Filistin Yönetimi’nin gerçekleştirmesi mümkün değildir. Diğer taraftan İsrail iç cephesi birçok nedenden ötürü bu aşamada, böylesine büyük bir planın ağır yükünü kaldıracak konumda da değildir.

Bu açıdan ve ortaya koyduğumuz nedenlerden dolayı Mahmud Abbas’ın Gazze’ye dönük yaptırım ve cezalandırmada daha ileri gitmesi beklenmiyor. Çünkü belli sınırı aşarsa onun olumsuz etkileri ilk önce İsrail’e dönecek; var olan ateşkes bozulacak ve yeni bir savaşın çıkmasına neden olacaktır. İsrail ise şu anda yukarıda ifade ettiğimiz gibi böylesine bir savaşa hazır değildir. Aynı şekilde ertelenmiş zorunlu yeni bir savaşın zamanı da henüz gelmemiştir.

Hal böyle olunca büyük ihtimalle işgal rejimi Mahmud Abbas’ın yaptırımlar için aşmayacağı bir tavan belirleyecektir. Bunu da Abbas’ın Gazze’ye karşı kullandığı sihrin zamansız kullanılması durumunda profesyonel sihirbaz olan İsrail’in aleyhine dönüşme korkusundan yapacak.

Önümüzde ikinci şık kalıyor. Ağır basan odur. Buna göre Gazze’ye karşı yaptırımlar Mahmud Abbas’ın şahsi kararlarıyla ve şahsi nedenlerle alınmıştır.

Abbas’ı buna iten sebeplerden bazıları şunlardır:

1.Büyük bir kurban takdim edeceği ABD Başkanı Trump ile görüşmeye hazırlık yapıyor. Ya da, İsrail gazetesi Haaretz’in ifadesiyle bu yaptırımlar “Abbas’ın Washington’a giderken beraberinde götürdüğü bir mehirdir.” Bu hususta temel hedef, Arap liderlerinin Trump’tan Abbas’ı Dahlan ile değiştirme taleplerine karşı Abbas’ın Amerika Başkanı Trump’ın teveccühünü kazanmak ve Filistin direnişine karşı durmada herkesten daha becerikli olduğunu ispat etme çabasıdır.

2.Hamas’ı Filistin Yönetimi’nin öne sürdüğü şartları kabul etmeye zorlamak. Gelmekte olan Dahlan tehlikesini bertaraf etmek için kaybolan gücünü tekrar kazanmak istiyor. Bu durumda da Abbas’ın alacağı karar ve uygulayacağı yaptırımların belli bir sınırı geçmemesi bekleniyor.

Her iki durumda da Dahlan kâbusu Filistin Yönetimi Başkanının zihninde canlı duruyor ve onu kovalıyor. Ancak Mahmud Abbas burada çok önemli bir gerçeği görmüyor. O da şudur. Bu tür yaptırım ve cezalandırmalar genelde amacına ulaşmıyor. Dolayısıyla onun Gazze’ye yönelik uygulamalarından birinci derecede Dahlan istifade edecekken, zararı da Abbas görecektir. Burada insanı düşündüren diğer bir husus, bazı Arap devletlerinin Dahlan’ın lehine hasmı Abbas’ın eliyle bazı kazançlar elde etmek için Abbas’ı böyle bir bataklığın içine sokma ihtimalidir.

Sözün özü şudur:

Gazze barut fıçısı gibidir. Bölgenin artık Filistin Yönetimi’nin eliyle yapılan uygulamalarla ağırlaştırılan kuşatmayı kaldırabilecek takati kalmadı. Her an bu fıçı her tarafa doğru patlayabilir.

Diğer yandan bu bölge, Abbas Yönetimi gibi bir yönetimin iradesini kıramayacağı kadar güçlü ve köklüdür.

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT