AHMET MARUF DEMİR

AHMET MARUF DEMİR

Yazarın Tüm Yazıları >

Ey Şehit!

09 Haziran 2019 Pazar 00:54A+A-

Ey Şehit!

Kalemim söze nasıl başlayacağını inan bilmiyor. Zihnimdeki hazne eriyor. Sana dair her kelime bir ateş misali. Parmaklarımı yakıyor. Kalbimi soluksuz bırakıyor. Kalp soluksuz kaldı mı zaten kişiyi sarsıyor. İnsan olanı galebe çalıyor. Sanırsın ruhum bedeninden ayrılıyor.

Ey Şehit!

Seni anlatmaya yelteniyorum. Fakat hep bir şeyler eksik kalıyor. Cümleler sürekli siliniyor. İtiraf etmeliyim ki yüreğim kızarıyor. Başım, yerdeki gölgesine eğiliyor. Buğulu gözlerimde her an silüetin beliriyor.

Duvara yaslanmış çaresizliğinin fotoğrafı ve vatanının çocukları.. Beni Allah'a şikayet ediyor.

Ey Şehit!

Allah şahit, görmeden çok sevdim seni. Birçok kere geldim yurduna aslında. Kendimi o anlar da, o kadar yakın hissetmiştim ki sana... Hatta sormuş, soruşturmuştum da. Meğer kısmet değilmiş. Sarılamadım öyle doyasıya. Bu şeref sadece rüyamda nasib oldu bana.

Ey Şehit!

"Yerlerinde dursalardı ölmezlerdi" diyorlar. "Denizlerde boğulmazlardı" manşetini atıyorlar. "Evlerinde otursaydılar bunca kıyıma, vahşete, katliama uğramazlardı" aklını veriyorlar. Sürekli sizin aleyhinizde konuşuyorlar. Uğradığınız katliamdan kaçanları kötülüyorlar. Kalıp zulme karşı çıkan senin gibileri de "terörist" ilan ediyorlar.

Bindörtyüz yıl önce kaplerinde hastalık olanlar da aynı sözleri sarfetmişti. Birbirlerine ne de çok benziyorlar. Ama bir türlü bunu fark etmiyorlar.

Ey Şehit! 

"Allah'ım! Senden başka kimsemiz yok" haykırışın, bugün gibi kulaklarımda çınlıyor. Ne bundan, ne şundan, ne de bir başkasından değil; zaferi sadece Rabbimden bekleyişin kafamın içinde yankılanıyor.

Haklıydın. Nitekim kimseniz de olmadı, O'ndan gayrı. O yüzden sürekli ateş çukurunun kenarındaydınız. "Rabbimiz Allah'tır" demenin bedelini yaşadınız.

Ey Şehit!

Savaşmayı hiç istemedin. Halkının arzusunu gerçekleştirmek için çırpınıp durdun.Tek arzun üşümeyecek kadar soğukluk, terlemeyecek kadar sıcaklıktı. Bunu çok gördü bütün zalimler. Yedi düvel birleşip nefes almanızı bile engellediler.

Ey Şehit! 

Suriye milli takımının kalecisiydin. "Suriye'de rejim meşru değil" dedin. Eldivenlerini çıkarttın. Dünyalıkları elinin tersiyle ittin.

Selefin Xaşhuş'un mirasını devraldın. Meydan meydan koşturdun. Sürekli birlikten, beraberlikten bahsettin. Humus'u Lazkiye'den, Şam'ı Kamuşlı'dan ayırmadın.

Hristiyanlar'ın, Aleviler'in, Müslümanların hep bir olduğunu, olması gerektiğini söyledin. Her daim zalim olanı işaret ettin. Zulme karşı durdun. Kurşundan daha etkiliydi sözlerin. Ki öldürülmen için başına en büyük ödül konulan yine sendin!

Ey Şehit!

Paramparça kardeşliğimiz... Saflarımızın arasındaki genişlikte şeytanlar cirit atıyor.

Altın işlemeli revaklar altında, geniş ve ferah mescitlerde yanyana gelemeyen İslâm Âlemi; bombalar altında neden bir araya gelemeyişinizi eleştiriyor ya... Seni en çok acıtan buydu. İsyan ediyordun çünkü buna, çıkarırlarken kolundaki kurşunu.

Ey Şehit! 

Salih gitti. Zahran gitti. Yahya El-Kurdi gitti. Hassan ve daha nice yiğit gitti. Şimdi de sen gittin. Abdulbasıt Sarut... Rabbine kavuştun. Ne desen, ne söylesem haklısın. Biliyorum. Sen de bizi O'na şikayet ediyorsun.

Ve Peygamber, sağında Aylan solunda Ümran ile... Ağuşlarını açmış (inşaallah) cennette bekleniyorsun. 

YAZIYA YORUM KAT

3 Yorum