Kestirmeden söyleyeyim.

ABD ile Rusya, Kimyasal Esed'e bir madalya taktılar.

Hem de törenle.

Adı da Amerikan madalyası

Eğer tez elden bir de Nobel Barış Ödülü verilmezse hatırım kalır.

Karikatür çizme yeteneğim olsaydı mutlaka Esed'in boynuna Nobel Barış Ödülü madalyasını takar, sağına kimyasal silahlarla katledilen bir çocuğun cesedini, soluna ise katlettiği 100 bin kişinin kemiklerini koyardım.

Keryy ile Lavrov'un boyunlarına ise birer adet kimyasal gaz bidonu asardım. Bir de ucuna çıngırak takardım ki, insan hakları dediklerinde şıngırdasın.

ABD ile Rusya arasında varılan anlaşma, Esed'e, 'bundan sonra kimyasalla öldürme ama konvansiyonel silahlarla katliama devam et' demekten başka bir anlam taşımıyor.

Böylece Esed'in şimdiye kadarki katliamlarının uluslararası camia açısından bir sorun teşkil etmediği teyit edilmiş oldu. Bir anlamda ABD ile Rusya, olağanüstü genel kurul yaparak Esed'in katliamlarını ibra ettiler. Kimyasal dışındaki katliamları için de güvence verdiler.

Bundan sonra Esed'i kim tutar...

ABD ile Rusya arasında Cenevre'de varılan anlaşmanın gizli maddelerinin ne olduğunu bilmiyoruz ama yapılan açıklamada ciddiyetsizlik paçalarından akıyor.

Kimyasal silahların denetime açılması konusunda anlaşmaya varılmış. Suriye yönetimi bir süre sonra bu anlaşmaya sadık kalmazsa ne yapılacak?

Ne yapılacağına dair bir hüküm öngörülmemiş.

Ama Suriye yükümlülüklerini yerine getirmediği taktirde, güç kullanımıyla ilgili bir hükmün olmaması öngörülmüş. Şimdiden güç kullanılmayacağı güvencesi verilmiş.

En basitinden emlakçıyla bir kira kontratı yaparken dahi şu tarihte boşaltılmazsa, bu tür yükümlülükleri kabul eder diye bir madde konulur, burada o dahi yok.

Anlaşmada net olan şu: 'Güç kullanımıyla ilgili bir madde yok.'

Sizin cici çocuğunuz Esed yapmaz ama hadi bir ihlal söz konusu oldu diyelim. O zaman ne olacak? İkisi de üstüne basa basa söylediler. BM Güvenlik Konseyi'nde görüşürüz. Hani şu 2.5 yıldır katliamların sürdüğü Suriye konusunda tek bir karar alamayan BM Güvenlik Konseyi'nde... Beyler güldürmeyin insanı.

Bu demektir ki, Esed kimyasal kullanmak gibi aptallıklar etmediği sürece, katliam da yapabilir.

Bu anlaşmanın stratejik sonuçlarına bakacak olursak.

1-Bu anlaşmanın en iyi tarafı; Suriye'ye bir askeri müdahalenin olmaması. Kimyasal silahlar konusunda diplomasi ile bir sonuç alınabilmesi.

2-Bu da gösterdi ki, iki ülke isterse Suriye'de, sivil insan katliamına dönüşen bu savaşı durdurabilirler.

3-Anlaşma aynı zamanda kimyasal silah kullanmaktan dolayı yargılanması gereken Suriye yönetimine uzatılmış bir can simidi oldu.

4-Doğu Bloku'nun dağılmasından bu yana Rusya, 'Süper güç' olarak yeniden uluslararası denklemde yerini aldı.

5-ABD, bir ucunda Rusya'nın yer aldığı, demokrasinin değil, diktatörlerin işbaşında olacağı, 'Yeni Ortadoğu Düzeni'nin ipuçlarını ortaya koydu.

6-Suriye'nin başında değil, savaş suçları mahkemesinin önünde yargılanması gereken Esed'in, günlerinin sayılı olmadığı ortaya çıktı.

7-ABD'nin, Ortadoğu'da başta Müslüman Kardeşler yönetimi olmak üzere demokratik yönetimleri istemediği, diktatörlerle yönetilen Ortadoğu'yu tercih ettiği.

Değil Suriye'ye başta İslam dünyası olmak üzere hiçbir ülkeye Amerikan müdahalesini istemem. Zalimlerin eliyle gelecek olan adalet gelmesin. Zaten hiçbir zaman da Amerika ya da Rusya'nın eliyle adalet gelmedi. Sadece işgal ve tecavüz ettiler... Suriye'de 2.5 yıldır devam eden bir iç savaş var.

Savaş istemiyoruz ama savaşın da durdurulması gerekiyor.

Tabii bunun yolu, 'Kimyasal Esed'i, barış elçisi haline getirmekle olmuyor. Oldu olacak adama bir de madalya takın. Aman ha dikkat edin, kendisi kimyasaldan başkasını takmaz...

YENİ ŞAFAK