1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Ergenekon davası ve Kürt meselesi
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Ergenekon davası ve Kürt meselesi

30 Temmuz 2009 Perşembe 11:33A+A-

İçişleri Bakanı Beşir Atalay dün hükümetin Kürt açılımıyla ilgili yol haritasını anlatırken, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2005’teki Diyarbakır konuşmasına atıfta bulundu.

Evet, Erdoğan 2005’te Diyarbakır’da müthiş bir konuşma yapmış ancak arkası gelmemişti.

4 yıl sonra gerçekleştirilen TRT-Şeş’ten başka bir adım atılmadı.

Bununla de yetinilmedi, DTP yok sayıldı.

Aradan geçen yaklaşık 4 yılda neler oldu ki, hükümet yeniden o konuşmaya geri döndü, bakalım:

1- Bölge halkı, PKK’nin devreye girmesiyle Başbakan’a mesafe koydu. Bu durum Erdoğan üzerinde moral bozucu bir etki yaptı.

2- PKK elini güçlü hissedip kendi belirlediği koşullarda bir anlaşma ortamı oluşturmak istedi.

3- Kuzey Irak yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğine güvenip PKK’ya karşı adım atmadı.

4- Amerika kendini bölgede kalıcı gördüğü ve 1 Mart Tezkeresi’nin hesabını sormak istediği için Türkiye ile işbirliğine yanaşmadı.

5- Ergenekon denilen teşkilat sorunun barışçıl yollarla çözümü yönünde atılacak adımları provokatif eylemlerle engelledi.

Bugün gelinen noktada yukarıda sıralanan nedenlerin hiçbiri geçerli değil.

Uluslararsı konjonktür çözümden yana. Önce Irak, sonra Kuzey Irak’ta istikrarın sağlanması, PKK’nın şiddeti siyasetin bir aracı olarak kullanmaktan vazgeçmesine bağlı.

Aynı şekilde bölgeden geçmesi planlanan enerji hatları, kimi Avrupa ülkelerinin PKK’ya yönelik bakışında yeni bir değerlendirmeye yol açtı.

Amerika Birleşik Devletleri, Obama’nın seçimiyle birlikte Irak politikasında köklü bir değişikliğe gitti. Bu değişim Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını artırdı.

Asıl önemlisi ise Ergenekon kartının oyundan çıkması.

Hatırlayın, Özal’dan bu yana Kürt konusunda ne zaman bir açılım sözkonusu olsa, ortamı geren bir eylem gerçekleşti.

33 erin öldürülmesinden İstanbul’da patlayan ve PKK’ya mal edilmeye çalışılan bombalara kadar.

Bu oyun bozuldu.

Çatışma ortamı sayesinde siyaseti vesayet altında tutanlara ciddi bir darbe indirildi.

Cesur hukuk adamları sayesinde bölgedeki faili meçhullerin üzerine gidilmeye başlandı.

Albay rütbesindeki insanların tutuklanmasının bölge halkı üzerinde ‘Bu devlet beni insan yerine koyuyor’ etkisi yaptığı bir gerçektir.

Bu davalar, bölge halkı üzerinde TRT-Şeş’ten daha büyük etki yapmıştır.

Üstüne üstlük, Ergenekon davasına şiddetle karşı çıkan, Ergenekon’da avukatlık rolüne soyunan medya da çözümden yana bir tavır içindedir.

Bu tavır hükümetin elini güçlendirici bir unsurdur, çünkü çözüm yolunda atılacak adımlara kamuoyunun desteğini sağlayacaktır.

Hükümetin yol haritasını hazırlarken kimseyi önceden dışlıyor olmaması önemli bir mesajdır.

Kürtler’in görüşü alınmadan hazırlanacak bir paketin etkili olma şansı yoktur.

Özetle, Kürt meselesinin çözümü için un var, şeker var, yağ var.

Tek eksik bunu helva yapma iradesiydi.

Bugün için Ankara’da o da var gibi görünüyor.

Haydi hayırlısı.

STAR

YAZIYA YORUM KAT