1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Engin Dinç’e Göre Dink Cinayeti Bir Araç Olarak Kullanıldı
Engin Dinç’e Göre Dink Cinayeti Bir Araç Olarak Kullanıldı

Engin Dinç’e Göre Dink Cinayeti Bir Araç Olarak Kullanıldı

Eski istihbaratçı Engin Dinç, Dink cinayetiyle ilgili olarak "Cinayetten menfaat duyanlar devleti ve hükümeti zor duruma düşürmek istediklerini düşünüyorum. Varılması gereken yol için bu cinayetin araç olarak kullanıldığını düşünüyorum." dedi.

10 Ekim 2016 Pazartesi 19:15A+A-

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 2'si tutuklu 35 sanığın yargılandığı davada, çapraz sorgusu yapılan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, ''Cinayetten menfaat duyanlar, devlet içinde yapılanmış illegal yapılar olduğunu, bunların devleti ve hükümeti zor duruma düşürmek istediklerini düşünüyorum... 2007-2015'e kadar cinayetle ilgili yol katedilmediği ve bunun kasıtlı yapıldığı düşüncesindeyim. Cinayetin ön görüldüğünü, cinayeti işleme konusunda bilgi sahibi olunduğunu, varılması gereken yol için bu cinayetin araç olarak kullanıldığını düşünüyorum'' dedi.

Sorgu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmanın öğleden sonraki bölümünde gerçekleşti.

Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar'ın, "Hazırladığınız raporda, 'Dink'e yönelik ses getirecek eylem' değil de 'kesin öldürülecek' diye yazamaz mıydınız?" diye sorduğu Dinç, "Bize öyle bir bilgi gelse öyle yazardık. Ses getirecek eylem demiyoruz ama yazının tamamına baktığınızda anlaşılan o. Mc Donalds'ı bombalayan ve 6 kişiyi yaralayan bir kişi, en az bunun gibi bir eylem yapacak diyoruz." cevabını verdi.

DHA’nın konuyla ilgili yer verdiği uzun haber şöyle:

"Erhan Tuncel ile bir kez makamımda görüştük"

Bir soru üzerine, yardımcı istihbarat elemanı sanık Erhan Tuncel ile sadece bir kez makamında görüştüğünü söyleyen Dinç, "Erhan ile çalışan arkadaşlar bana gelip elemanın isteksiz olduğunu, yalan söylediğini ve görüşmelere gelmediğini söyledi. 'O zaman ben dahil olayım' dedim. Neticede yasa dışı örgütlerden haberdar olmak zorundayız. Bilgi akışının kesilmemesi için görüştüm." dedi.

Sanık Dinç, üye hakimin, "Yasin Hayal'le ilgili istihbarat geldiğinde Hayal ve o gruptaki kişilerin yaşadığı yer olan Pelitli, jandarmaya bağlı. Bu istihbaratlar hakkında jandarmaya bilgi verdiniz mi?" sorusuna, "Olay henüz düşünme aşamasındaydı. Eylem aşamasına geçseydi önce terör şubeyle bu konuyu konuşurdum. O yüzden jandarmaya bilgi vermedik." cevabını verdi.

"İstihbarattan alınarak bilgi işlem birimine verildim"

Çalıştığı döneme ilişkin soruya yanıt veren sanık Dinç, fiilen 30 Haziran 2006 tarihi itibarıyla Trabzon istihbarat şubesinden ayrıldığını ancak resmi yazı ile 21 Temmuz'da görevden ayrıldığını anlatarak, ''İstihbarattan alınarak bilgi işlem birimine verildim. Bunu hangi polise sorsanız ne manaya geldiğini size söyler.'' ifadesini kullandı.

Mahkeme Başkanı Rüzgar, ''Hazırlandığınız rapordan sonra sonucunu takip ettiniz mi? Ayrıca takip ettiğiniz işi operasyon kısmına nasıl geçiriyorsunuz? sorusuna karşılık Dinç, ''Bize yüzlerce bilgi gelir. Ancak ne kadar ciddiye alınacağı önemlidir. Kulaktan duyma ile hareket edemeyiz, muhakkak ki somut şeyler olması da gerekir. Olay düşünce aşamasından eyleme geçildiğinde operasyona geçilir.'' diye konuştu.

Dinç, görevde bulunduğu dönemde hazırladıkları ve gönderdiği raporun haricinde telefon ile aradığını, bunun haricindeki işlemlerin görevi dışında olduğunu söyledi.

''Dink cinayeti bizim için de dönüm noktası''

Dinç, Mahkeme Başkanı Rüzgar'ın, ''Raporda Yasin Hayal'in ve grubunun başkaları tarafından kullanılacığı bilgisi var. Bu ifade ile ilgili ne düşünüyorsunuz? sorusuna şu yanıtı verdi:

"'Bu grubun o zaman Erzurum ve Kocaeli'nde bazı eylemleri olacaktı ve engelledik. Yasin Hayal'i kullandılar. Mc Donalds ve Rahip Santoro eylemleri oldu. Bunun üzerine araştırmalar yaptık. Ancak o dönem üzerine pek gidilemedi. 2015 yılında ise İDB başkanlığında bu eylemlerin üzerine gittik. Ciddi bulgulara ulaştık, bunları da savcılığa ulaştırdık. Özellikle Dink cinayetinin 2. boyutu ile ilgili...''

Bunun üzerine Başkan Rüzgar'ın ''İkinci boyuttan kastınız jandarma mı?" sorusunu Dinç, ''evet'' diye yanıtladı.

Rüzgar'ın, "Rapor gönderildikten sonra İstanbul Dink'e koruma verebilir miydi? Tehditlere yönelik nasıl bir çalışma yapılabilirdi?" diye sorduğu Dinç, "Dink cinayeti bizim için de dönüm noktası oldu. Bazı uygulamalar genelge ile değiştirildi.'' dedi.

"Uzun süre hiçbir şey yapılmadı"

Cinayetten 8 yıl sonra bazı delilleri yeni görebildiğini söyleyen Dinç, şöyle devam etti:

"Uzun süre hiçbir şey yapılmadı. Yapabilecek imkanlarımız vardı. Mesela bazı görüntülerin silindiği iddiası var. 2007-2015'e kadar yol katedilmediği ve bunun kasıtlı yapıldığı düşüncesindeyim. Cinayetin ön görüldüğünü, cinayeti işleme konusunda bilgi sahibi olunduğunu, varılması gereken yol için bu cinayetin araç olarak kullanıldığını düşünüyorum."

Dinç, Dink cinayetiyle ilgili geçen yıl savcılıkta verdiği ifadesinde geçen ''paralel yapıya'' yönelik beyanlarıyla ilgili soruya karşılık şunları kaydetti:

"Verdiğim ifade doğrudur. İfademe ek olarak özellikle o dönemde cinayette rol alanların, darbe girişiminde aktif rol almaları ve tutuklanmaları, ifademin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Ben bu ifademi darbe girişiminden önce vermiştim. Cinayetten menfaat duyanlar, devlet içinde yapılanmış illegal yapılar olduğunu, bunların devleti ve hükümeti zor duruma düşürmek istediklerini düşünüyorum. Özellikle darbede yakalanmış olmaları, bu tezi doğrulamaktadır."

''TİB'e geçemedim''

Sanık Engin Dinç'in Trabzon istihbarattan ayrıldıktan sonra başka bir kuruma geçmesiyle ilgili bir durumun var olup olmadığını sorulması üzerine Dinç, kurumlar arası tayin talebinin olduğunu, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na o dönem geçmek istediğini anlatarak, ''Enteresan bir şekilde blokajla karşılaştım. Bize karşı direnç oldu. TİB'e geçemedim, başkaları geldi." dedi.

'Düşünce aşamasındayken bildirdik'

Engin Dinç, çapraz sorgu öncesinde de ifade verdi. Dinç, "Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde 15 Temmuz 2004 tarihinde göreve başladıktan bir ay sonra McDonalds'a bomba atılması olayı oldu. İstihbaratçı mantığıyla olaya müdahil oldum. Bu grup bu eylemi yaptığına göre takip etmemiz gerektiğini belirttim. Eylemi gerçekleştiren grubu takibe aldık, ilgili arkadaşlarım Erhan Tuncel'i buldu" dedi.

Yardımcı İstihbarat Elemanı olan Erhan Tuncel ile yapılan görüşmenin sonunda hazırlanan raporunu mahkemede okuyan Engin Dinç, "Bu fikir düşünce aşamasındaydı. Bu fikri şahsın aklından çıkarmaya çalışıyoruz. Bu bilgi geldikten sonra Türkiye ve dünya kamuoyundaki tepkiyi de düşünerek bunu yazıya çevirdik. Dink'in öldürülmesi konusu daha düşünme aşamasındayken gerekli birimleri bilgilendirdik" dedi.

"Ahmet İlhan Güler'e, 'Bakın bu şahsı korumak lazım' dedim"

"Yasin Hayal'in İstanbul'da ses getirecek eylem yapacağı" bilgisinin yazılı olduğu raporu okuyan Engin Dinç, "Yazılan yazıdan bir polis, bir istihbaratçı ne anlar? 6 kişinin yaralanması eyleminden bahsediyoruz. Kasten öldürmekle suçlanıyorum. Ahmet İlhan Güler'i (Dönemin İstanbul Emniyet İstihbarat Müdürü) 4 kez aradım aynı gün. Kendisi aramadığımı söylüyor ama... Ahmet İlhan Güler'e, 'Dink hedef olarak seçildi, bu şahsı korumak lazım. Bizim burada bir grup var bu adamı hedef seçti' dedim. Bunu korumanız gerekir' dedim" dedi.

'Ben normal vatandaş değilim ki arkamı dönüp gideyim'

İstihbarat Daire Başkanlığı'na atandıktan sonra Dink Cinayeti'nin aydınlatılması konusunda yetkili kılındığını söyleyen Dinç "2006 yılının HTS kayıtlarını sisteme yükledik. Ahmet İlhan Güler ile yaptığım görüşmelerimin kayıtları çıkmadı. Daha sonra TİB'in yazısında yaptığım 4 aramayı gördük. İddianamede, istihbarat Şube Müdürü'nün, diğer istihbarat müdürünü aramasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu söyleniyor. Ama aramaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Ben normal vatandaş değilim ki dönüp arkamı gideyim. Birine eylem yapılacak o nedenle arıyorum. Ben o dönem (İstanbul istihbarat'ta görevliyken) görevimi yaptığımı değerlendiriyorum. 15 Şubat 2006'da bilgi geldi, 16 Şubat 2006'da Ahmet İlhan Güler'i aradım. 17 Şubat 2006'da da konuyu resmi yazı ile bildirdik" dedi.

"Yasin Hayal'in il dışına çıkması halinde yardımcı istihbarat elemanına bunun peşinden ayrılmayacaksın şeklinde talimatımız vardı" diyen Dinç, "Biz düşünce aşamasında bilgiyi aldık ve bildirdik" dedi. "Bu paralel yapının biz çok darbesini yedik" diyen Engin Dinç, Trabzon istihbaratta görevliyken pasif bir göreve alındığını, bu görevden alma işleminin ise paralel veya derin bir yapı tarafından yapıldığını düşündüğünü söyledi. Engin Dinç, "Ben 30 Haziran 2006 tarihinde Trabzon İstihbarat Şubesi'nden irtibatımı kestim. Reşat Altay'a başka ile tayin isteyeceğimi söyledim. Afyon'a gittim, 7 ay sonra da bu cinayet işlendi. Cinayeti haber kanallarından öğrendim. İstihbaratçı olarak bunu kim işlemiş olabilir diyerek Ahmet İlhan Güler'i aradım. Güler'e ulaşamadım. Ali Fuat Yılmazer'i aradım telefonu meşguldü. Telefonu açan başka bir şube müdür yardımcısına cinayette 'Yasin Hayal grubu vardı bunu takip edin' dedim. Bu konuyu Muhittin Zenit bilir' dedim. Biz samimiyetle görevimizi yaptık. Savcının 'bilgi gizlendi' şeklindek haksız ithamı ile suçlanıyorum" dedi.

'Var olan evrakı saklamamız mümkün mü?'

12 Eylül 2006 tarihli evrağı sakladığı iddiasını da reddeden Engin Dinç, "Biz bu davayı aydınlatma konusunda gönüllüyüz. 10 kişilik ekip oluşturduk. Bütün evrak ve dosyaları incelediler. 2007 de mahkemeye verilen ve bizim gizlediğimiz denilen raporu bulduk. Bu evrakı tekrar savcılığa verdik. Var olan evrakı saklamamız mümkün mü? " diyerek söz konusu evrakı tekrar mahkemeye sundu.

Dinç, Yasin Hayal'i takip edilmediği iddialarını kabul etmeyerek, Hayal cezaevinden çıktıktan sonra takibe aldıklarını, konuyla ilgili toplamda 46 tane yazışma yapıldığını belirterek, "Bu konuya verdiğimiz önemi gösterir. 'Niye operasyon yapmadınız diyorlar'. Cinayetten 7 ay önce göreviminden ayrıldım. Bu sırada düşünce ve niyet aşamasındaydı. Eylem aşamasına geçildiğini düşündüğümüzde bildiririz. O dönemde elimizden geleni yaptık. Eğer biz Trabzon'da kalsaydık hakikaten o dönemde kaderin de önüne geçilmez ama bu aşamaya getirmeden operasyonu yapardık diye düşünüyorum. Bu bizden sonraki arkadaşların cevap vermesi gereken husustur. Trabzon istihbarat şubesi içerisinden alınmam, paralel ya da derin yapının yapmış olduğunu düşünüyorum. Davayla ilgili aslında huzurunuzda sanık olmamam gerekirdi" şeklinde konuştu. Duruşmaya öğle arası verildi.

HABERE YORUM KAT