1. HABERLER

  2. HABER

  3. 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ

  4. Elinden Gelen Neyse Onu Yaptı
Elinden Gelen Neyse Onu Yaptı

Elinden Gelen Neyse Onu Yaptı

Kazan’da bir grup vatandaş kalkışma başarılı olamasın diye Akıncı Üssü’nün önünde canları pahasına uçakları durdurmaya çalışırken, Bitik köyü muhtarı, yeğenleri, çocukları ve iki belediye personeli ile uçak pistini duman altında bırakmaya çalışıyordu.

03 Ağustos 2016 Çarşamba 09:20A+A-

15 Temmuz... Sıcak bir yaz akşamı...

Ankara'da bulunan Akıncı Üssü'nün en yakınındaki köy olan Bitik köyünde yaşayanlar o günün olağanüstü bir gün olduğunu Türkiye'nin büyük bir bölümünden önce fark ettiler. Üsten kalkan uçakların büyük bir gürültüyle köyün üstünden geçmesine alışkındılar ama o gün durum farklıydı, fakat tam olarak ne olduğunu kimse anlayamıyordu.

Bir aile köyü olan Bitik köyünün muhtarı Hicabi Bitik akşam saatlerinde eve geldi. Televizyonda İstanbul'da Boğaz Köprüsü’nün jandarma tarafından kapatıldığı haberlerini izlediler. Akıllarındaki soru birçok insan gibi, “Acaba bir terör tehdidi mi var?” sorusuydu ama öyle olmadığını öğrenmeleri uzun sürmedi.

“Durum Çok Kötü”

Al Jazeera'nin görüştüğü Bitik, yaşananların bir darbe kalkışması olduğunu öğrendikten sonra yeğenleri ve çocuklarıyla birlikte Türkiye'nin dört bir yanında birçok insanın yaptığı gibi darbeye karşı kendi mücadelesini başlattı. Bu yolda yanında çocukları ve yeğenleri vardı.

“Ben 15 Temmuz akşamı geldim, evde oturup televizyon seyrediyordum. Köprünün kapatıldığını gördük, ‘Acaba neden kapattılar?’ diye bakıyorduk. O arada küçük oğlum geldi, Kazan’a gideceklerini söyledi, ‘Halk toplanıyormuş.’ dedi. O sırada televizyonda da bir hareketlilik başladı. Burada uçaklar da böyle bir afaki uçuyordu. Hatta câmînin minaresinin üzerinde leylek yuvası vardı. Leylek aşağı düştü ilk defa. Şimdi kanadı kırık, tedavisi yapılıyor. O sırada TAI’den yeğenlerim geldi. ‘Amca, durum çok kötü gidelim.’ dediler. Orada öğrendik darbe olduğunu.”.

“Gidişimiz Çok Sıkıntılıydı”

Darbe haberini alınca Bitik ve yeğenleri Akıncı Üssü nizamiyesine koştular. Daha hiç kimse toplanmamıştı nizamiye önünde ama asker üstlerine ateş açtı, oradan uzaklaştılar. Bir şey yapmak istiyorlar ama tam olarak ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ü aradılar. Ertürk’ün önerisi Akıncı Üssü’nde panik yaratmak oldu. Bunun üzerine yangın çıkarıp, pisti duman altı bırakmaya karar verdiler.

“Belediyeden iki kamyon lastik istedik. Oraya gidişimiz çok sıkıntılıydı, kule var, ışık geliyor. İsteselerdi o kuleden vururlardı bizi. Pist başını yakarsak, duman olur, panik yaparlar dedik. 2 kamyon lastik 4 römork saman götürdük. Bizi engellemeye çalışan olmadı. Fark etselerdi, vururlardı. 100 metre aramız vardı.”.

“1000 Dönüm Ekinimiz Olsa Onu da Yakardık”

Yanında çocukları, yeğenleri ve iki belediye personeliyle Bitik, vurulmayı göze alıp elinden gelen neyse onu yaptı, Akıncı Üssü’nün pistini bir süreliğine de olsa duman altında bıraktı. Hicabi Bitik, o sırada aklından geçenleri ise şöyle anlattı:

“O anda hiçbir şey düşünmedik sâdece vatan sevgisi, bir de Cumhurbaşkanı’mızın açıklaması, O’na olan sevgimiz, Başbakan’ımızın açıklaması. Vatanı düşündük. Çocuklarımızın istikbali var. Türkiye’de yaşıyoruz, bu vatan bizim. Cumhurbaşkanı’mızın açıklaması hepimizi kurtardı. Millet panik içindeydi. Marmaris’ten helikopterle alçak uçuşla gitmiş. Canını hiçe saymış, bizim burada yaptığımız ne ki? Orada uçuş başında 1000 dönüm ekinimiz olsa onu da yakardık.”.

“Akıncı'da Akademisyenin Ne İşi Var?”

Ateşi yaktıktan sonra Bitik ve yanındakilere nizamiye önünde halka ateş açıldığı haberi geldi. Katledilenler ve çok sayıda yaralı vardı.

Sabaha karşı ise yeni bir hareket başladı. Operasyonların başladığı üste başarısız olduklarını anlayan darbecilerin bazıları tel örgülerden kaçmaya çalışıyordu.

“Eskişehir’den gelen uçaklar pisti bombalamaya başlayınca burada tel örgülerden kaçmaya başladılar. Biz Kazan’daydık. Bir arkadaşımız aradı, ‘Kaçıyorlarmış, çoban söyledi.’ dedi. Akıncı Üssü Jandarma geldi, Jandarma ile beraber onları da aldık. Akademisyenmiş ya, akademisyenin ne işi var ya? Gelmiş belgesel çekecekmiş. Senin Akıncı Üssü’nde belgesel çekecek neyin var kardeşim? Dağ mı var, tepe mi var, ne belgeseli çekeceksin Akıncı Üssü’nde? Tel örgüden kaçanların içindeydi akademisyen, ihbar ettik Jandarma’ya yakalattırdık.”.

HABERE YORUM KAT