1. YAZARLAR

  2. İsmail Yaşa

  3. El Hatib sorunu
İsmail Yaşa

İsmail Yaşa

Yazarın Tüm Yazıları >

El Hatib sorunu

27 Mart 2013 Çarşamba 16:44A+A-

 

Suriye Muhalefeti ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz El Hatib, "rejimle müzakere" önerisini ortaya attığında "El Hatib bombası" başlıklı bir yazı yazmıştım.

El Hatib, Doha'da yapılacak Arap Birliği Zirvesi öncesi yine sürpriz yaptı ve başkanlıktan istifa ettiğini duyurarak bir bomba daha patlattı.

İstifa açıklamasında da isim vermeden bir dizi suçlamada bulundu.

Örneğin, "Suriye halkı terbiye edilmek, devrimi kuşatılmak ve ele geçirilmek isteniyor. İtaat etmeye hazır olana yardım edecekler. Reddedeni ise açlığa ve ablukaya mahkum edecekler" dedi.

El Hatib'in "yapacaklar, edecekler" dediği kim, cevabı yok ve herkes o boşluğu kafasına göre dolduruyor.

Genelde ilk akla gelen de Amerika oluyor.

Dolayısıyla ortaya "ABD'nin ve Batı'nın baskılarına boyun eğmediği için istifa eden" bir lider portresi çıkıyor.

Acaba gerçekten de öyle mi?

Muaz El Hatib, Doha'da başkanlığa seçildiğinde iyi bir insan olduğu için epey sevince ve heyecana neden olmuştu fakat maalesef iyi bir insan olmak mutlaka iyi politikacı ve iyi lider olmak anlamına gelmiyor.

El Hatib'in başkan seçildiği günden bu yana gösterdiği performans, çizdiği zikzaklar ve patlattığı bombalar bunun en güzel kanıtı.

Başkanı olduğu SMDK'nın kurullarında görüşülüp karara bağlanmadan kendi inisiyatifiyle rejimle müzakere fikrini ortaya attı; başkanı olduğu SMDK'dan, SUK'tan, halktan ve devrimcilerden gelen yoğun tepkiler üzerine önerisini "rejimin yönetimi devretmesi için müzakere" şeklinde revize etme ihtiyacı hissetti.

Geçici hükümetin kurulmasına karşı çıktı ve geçici başbakan seçimi için yapılacak toplantının iki kez ertelenmesine neden oldu.

Suriye halkının katledilmesine doğrudan ortak oldukları için Ruslarla görüşmeyeceğini açıkladı fakat birkaç gün sonra Lavrov ile bir araya geldi.

Daha da ötesi Suriye'de akan kanın birinci derecede sorumlularından İran'ın Dışişleri Bakanı Salihi'yle görüştü.

Tüm bu görüşmeler devrimciler tarafından ciddi şekilde eleştirildi.

Arap Birliği önemli bir adım atıp Suriye koltuğunu muhalefete teslim etme kararı aldığında, Katar'da yapılacak zirveden sadece iki gün önce sürpriz bir şekilde istifa ettiğini açıkladı.

İstifa kararından geri dönmeyeceğini söylediği halde Suriye heyetinin başında zirveye katılmak üzere Doha'ya gitti.

SMDK tarafından istifası kabul edilmeyen El Hatib'in "uygun bir şekilde" istifasını geri alacağı söyleniyor.

Bu arada, Suriye devriminin sahadaki sözcülerinden Halid Ebu Salah, istifa kararı sonrası El Hatib'i eleştirerek kendisine şu soruları yöneltti:

"Geçici hükümete karşı olan ve rejimle diyalog isteyen ABD'nin tavrını mı destekliyorsun?"

"Siyasi arenadan çekilecek misin, yoksa ABD'nin isteği doğrultusunda muhafeti bölecek misin?"

"Geçici hükümetle rekabet ve rejimle diyalog için yeni bir grup mu kuracasın?"

Hatta bazıları, El Hatib'in Suriyelilerden "Radikalizme ve teröre hayır", "Ey Obama! Korkma! Hepimiz SMDK'nın yanındayız" türü sloganlar atmalarını istediğini iddia ediyor.

Kısacası El Hatib'in istifa açıklamasında dile getirdiği söylemle pratikte sergilediği tavır arasında da ciddi çelişkiler var.

Galiba en iyisi istifa kararından hiç dönmemesi olacak.

***

Bu satırları yazdığım dakikalarda Muaz El Hatib, Doha'da Arap Birliği Zirvesi'nde Suriye'yi temsil eden koltuğa oturmuştu.

Hemen arkasında da SUK Başkanı George Sabra ve geçici hükümet başkanlığına seçilen Ghassan Hitto vardı.

Bir zamanlar Beşşar'ın oturduğu koltuğun devrimcilere teslim edilmesi, Baas rejiminin bitişinin Arap Birliği tarafından ilanı demek.

Hiç şüphesiz Suriye devrimi adına sevinilecek tarihi bir an.

Keşke El Hatib'in vakitsiz istifası ve sonrasında yaşanan tartışmalarla gölgelenmeseydi.

 

YAZIYA YORUM KAT