1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Egemenlik de bizim, efendi de biziz
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Egemenlik de bizim, efendi de biziz

14 Nisan 2010 Çarşamba 20:44A+A-

Yıllardan bir yıl, günlerden güzel ve güneşli bir bayram günü,  çalıştığım gazetede Balçova Belediyesi’nin bir ilanı  çarptı gözüme. Bayramlardan Cumhuriyet bayramıydı ve ilan şöyleydi:

Cumhuriyeti seviyoruz, çünkü;

Böyle bir Türkiye istemiyoruz!

Bu ibarenin üzerinde bir fotoğraf ve fotoğrafta çok sayıda çarşaflı ve başörtülü  kadının ve çember sakallı erkeğin bulunduğu bir sokak manzarası  vardı. Aynı fotoğrafta bir de Amerikan beysbol kasketli delikanlı görünüyordu, ama onun istenmeyenler arasında olmadığını varsaymıştım.

Merak etmiştim, bu ilanın parasını veren Balçova Belediyesi fotoğraftaki kişileri ne yapmamızı öneriyordu acaba? Asmalı mı, sınırdışı  mı etmeli, uzaya mı göndermeli?

Seçimle başa gelmiş bir belediye, temsil etmesi ve hizmet sunması  gereken nüfusun bir kesimi hakkında nasıl “bunları istemiyoruz”  diyebilir?

Bir belediyenin kendi halkını beğenmeme hakkı var mıdır? Herhalde yoktur; belediye halkı seçmiyor ki, halk belediyeyi seçiyor!

Ama diyelim ki var. Bu durumda ne yapabilir? “Ben bu halktan memnun değilim, çember sakallı heriflerin, başı örtülü kadınların  belediyesi olmak istemiyorum. Uzun boylu, sarışın, Gucci’den ve Yves Saint Laurent’dan giyinen bir halk isterim ben” diyebilir.

İzmir Belediyesi’ne tavsiyem, derhal Paris halkıyla yazışmasıdır. Kendilerini temin ederim, Parislileri beğeneceklerdir. Gidip Paris Belediyesi olabilirler.

İzmir Adalet Girişimi’nin ([email protected]) açıklamasına göre, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, başörtülü kız öğrencilere ‘başı açık’ fotoğraf getirmedikleri için öğrenci kartı (paso) vermiyor ve onların diğer öğrencilerle aynı indirimden yararlanmalarını engelliyor. Bu durumda öğrencilerin önünde iki yol kalıyor: başı açık fotoğraf vermek veya arkadaşlarının ödediği rakamın iki katına yakın bir parayla seyahat etmeyi göze almak. Bu öğrencilerin mağduriyeti, başı açık fotoğraf vermeye zorlanmakla bitmeyebiliyor. Başörtülü öğrenciler sık sık şoförlerin kimlik sorgulamasına ve hatta zaman zaman ‘bu fotoğraf sana benzemiyor’, ‘başını aç’ türünden muamelelere maruz kalıyor.

Gerçi Paris’in bazı mahallelerinde de başörtülü, sevimsiz ve hatta siyah kadınlar vardır, ama zengin ve merkezî mahallelerinde İzmir Belediyesi tam kendine uygun bir halk bulacaktır.

Balçova Belediyesi’nin ilanını gördüğüm bayram günlerinde, İstanbul’un benim oturduğum bölgesinde her sokakta bir kaldırımdan bir kaldırıma uzanan flamalarda, Mustafa Kemal’in resminin yanında “Yurt sevgisi ona hizmetle ölçülür. Emanetlerini sonuna kadar koruyacağız!” yazıyordu.

Dünyada, “yurda hizmet etmek” kavramının bu şekilde anlaşıldığı  bir başka ülke olabileceğini sanmıyorum. “Yurt”, bir toprak parçasıdır; buna olsa olsa bir bahçıvan hizmet edebilir. Anlamlı olan, bu toprak parçasında yaşayan insanlara hizmet etmektir.

Ama hayır, değil, çünkü önemli olan bu insanların ne düşündüğü, ne istediği, neler özlediği değil. Çok daha önemlisi, artık aramızda olmayan, tam 72 yıl önce Hakkın rahmetine kavuşmuş bir kişinin emanetlerini sonuna kadar korumak!

Nitekim, Belediye’nin İzmir Adalet Girişimi’ne yazdığı cevapta belirtildiği gibi, toplu ulaşım kartlarında kullanılacak fotoğrafların “renkli ve ön cepheden inkılâp ilkelerine uygun sivil giysilerle çekilmiş olması gerekmektedir”. Bugün bu topraklarda yaşayan halkın taleplerini kim takar! Önemli olan inkılâp ilkeleri!

Bayılıyorum bu Kemalistlere! Ama yaşadıkları derin çelişkilere de üzülmüyor değilim.

Bir taraftan, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”, ama aynı zamanda “Millet değil, illet”.

Bir taraftan, “Köylü milletin efendisidir”, ama aynı zamanda bu köylülüğü beğenmiyoruz, hepsi Müslüman, geri kafalı, başörtülü.

Önce bizim beğeneceğimiz şekilde doğru dürüst bir millet olsunlar, sonra egemenliği kayıtsız şartsız onlara veririz. Önce başlarını açıp bizim koyduğumuz inkılâp ilkelerine uysunlar, Parisli gibi görünsünler, sonra bir gün milletin efendisi olmalarına izin veririz.

O güne kadar, egemenlik de bizim, efendi de biziz!

TARAF

YAZIYA YORUM KAT