Bazı silahlar bazı savaşların seyri ve sonucunda önemli rol oynarlar. Uçaksavar füzesi Stinger bunlardan birisiydi. CIA tarafından Afgan savaş alanında ilk defa 1986 yılında devreye sokulan bu füze, taşınması kolay, omuzdan fırlatılan ve ısıya duyarlı son derece etkin, öldürücü bir füzeydi.

CIA, Sovyet işgaline karşı savaşan Afgan mücahit gruplarına bu füzelerden çok sayıda vermiş, bunları ustalıkla kullanan bu gruplar da bu sayede Sovyet hava gücüne çok önemli kayıplar verdirmiş, bir anlamda Sovyet hava gücünün hâkimiyetini büyük ölçüde sınırlamışlardı. Bunun sonucunda da hava hâkimiyetinden mahrum kalan Sovyet ordusu sonunda mücahitler karşısında hezimete uğrayıp 1989 yılında Afganistan'dan çekilip gitmek zorunda kalmıştı.

CIA ise Sovyet işgalinin sona ermesinden sonra mücahitlere verdiği 2.500 kadar Stinger'i bunlardan geri almak için gizli bir program başlatmış, bunlardan 2.000 kadarını büyük paralar karşılığında geri almış, ancak tamamını alamamıştı. Böylece Afgan Savaşı'na ya da Cihadı'na damga vuran Stinger konusu belirsiz bir şekilde kapanıp gitmişti.

Bugün Amerika 2001 yılı sonlarından bu yana sürdürdüğü Afgan operasyonunda başka bir özel silahla operasyonun seyri ve sonucunu etkilemeye çalışıyor. Bu silah kısaca DRONE denen insansız hava araçları ya da pilotsuz uçaklar. Amerika özellikle 2006 yılından itibaren bu DRONE'ları 'hedefli saldırı' diye nitelediği saldırılarda kullanıyor ve bunlarla Taliban ve El Kaide liderliğini mümkün olduğu kadar saf dışı edip her iki hareketi başsız bırakarak bunları zaman içinde tasfiye etmeyi düşünüyor.

DRONE'lar ya Afganistan'daki Amerikan ordusu ya da Pakistan ve Afganistan'da gizli yerlerde konuşlu CIA personeli tarafından yönetiliyorlar. Çeşitli bilgilerden, hem Afganistan ve hem de Pakistan'ın sınır bölgelerindeki Taliban ve El Kaide mensuplarını hedef alan saldırıların adam öldürme izni olan CIA tarafından gerçekleştirildiği anlaşılıyor. Ancak bu, şu şekilde yapılıyor: CIA savaş alanındaki istihbarat kaynaklarından hedefler hakkında bilgi topluyor, bunları izliyor, ortadan kaldırılmalarına karar verildiğinde Amerika'da bir üsten binlerce kilometre öteden yönetilen DRONE'lara son vurma emri de işte bu üsteki üst kademedeki yöneticilerce veriliyor. Kısacası, ölüm emri Amerika'dan veriliyor.

CIA 2006 yılı başlarından itibaren DRONE saldırılarını artırmış görünüyor. Nitekim, bu husus çeşitli kaynaklarca da doğrulanmış durumda. Pakistan kaynaklarına göre, 14 Ocak 2006 ile 8 Nisan 2009 zaman dilimi içinde Pakistan'ın FATA diye bilinen aşiretler bölgesine yönelik olarak 60 DRONE saldırısı gerçekleştirilmiş bulunuluyor. Bu saldırılarda 14 El Kaide ve Taliban lideri dahil 701 kişi hayatını kaybetmiş, ki bunların arasında kadın ve çocukların bulunduğu yüzlerce suçsuz, ilgisiz insan da var.

Ne var ki, sivillerin hayatlarını kaybetmeleri CIA'yi durdurmuyor, teşkilat DRONE saldırılarına kararlılıkla devam ediyor. Nitekim en son geçen cumartesi günü FATA'nın Güney Veziristan bölgesindeki Zari Nur köyü yakınlarında yapılan son DRONE saldırısında haberlere göre üç kişi ölmüş, beş kişi de yaralanmıştı. Pakistan bu saldırılara karşı çıkıyor, protesto ediyor; ancak daha fazlasını da yapmıyor.

Diğer yandan, Taliban bir süredir bu saldırılara Pakistan içlerindeki çeşitli hedeflere yaptığı karşı saldırılarla cevap vermeye çalışıyor. Nitekim, geçen cuma günü yaptığı intihar saldırısında çoğu Pakistan askeri, bir kısmı sivil olmak olmak üzere 27 kişiyi öldürmüştü. Üstelik Taliban komutanlarından Hakimullah Mesut, DRONE saldırıları durdurulmadıkça kendilerinin Pakistan hedeflerine karşı haftada iki saldırı yapacaklarını da açıklamıştı geçen gün.

Bugün başta Amerika olmak üzere bütün büyük güçlerin yakından izledikleri 'Afgan-Pakistan problemi'nin en önemli gelişmelerinden birisi bu yazıda anlattığım DRONE saldırıları. Bunlar bugünkü savaşın seyri ve sonucunu ne kadar etkileyecek, bekleyip göreceğiz...

ZAMAN