1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Diyarbakır Bilgi ve Erdem Vakfı Musa Üzer'i ağırladı
Diyarbakır Bilgi ve Erdem Vakfı Musa Üzer'i ağırladı

Diyarbakır Bilgi ve Erdem Vakfı Musa Üzer'i ağırladı

Diyarbakır Bilgi ve Erdem Vakfı külliyesinde periyodik olarak düzenlenen Has-bihal buluşmalarının bu ayki konuğu Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer oldu.

03 Şubat 2025 Pazartesi 16:36A+A-

Moderatörlüğünü Tuncay Yerlikaya’nın yaptığı söyleşi Musa Üzer’in otobiyografik girişiyle başladı.

Erzurum İstanbul arasında gidip gelen öykü, özellikle 1980 darbesi sonrası ortamında İktibas, Yeryüzü, Tevhid, Değişim gibi dergilerde bir arayışa girdiğini birçok camia ve çevre ortamlarına girip çıktığını ifade eden Üzer, Haksöz dergisiyle tanıştıktan sonra 1992-1993’den itibaren bu birlikteliğin sürdüğünü söyledi. Dönemin özellikleri ve bunun bireysel olarak etkilerinden bahseden Üzer, siyasal ve örgütsel arayışların iç yapısından örneklerle bunun Türkiye geneli benzer pratikler ortaya çıkardığını söyledi. Laik-Kemalist sistemin baskılarına karşı mücadele ve o dönemde ortaya çıkan Bosna ve Çeçenistan tecrübelerinin kendileri üzerindeki etkisinden bahseden Üzer bu durumun farklı tecrübelere yol açtığını söyledi.

İran serüveni ile ilgili sorulan soruya dair, hem İslam Felsefesi ve Kelam üzerine olan okumalarını devam ettirmek hem de devrim sonrasına ait bazı soru ve problemleri yerinde gözlemlemek için 3,5 yıllık bir İran tecrübesi yaşadığını ifade eden Üzer, önceki yargılarında bir değişme olmadan İran hakkında olumsuz düşüncelerle döndüğünü ifade etti. Özellikle Amerika’nın Afganistan ve Irak işgalinde oynadığı işbirlikçi rolü de yakından müşahede ettiği için son kredisi olan Anti-Amerikancı söyleminin de boş olduğunu o zaman anladığını söyledi. İlk olmaktan kaynaklı geçmiş dönemde fazlasıyla duygusal ve romantik bir İran Devrimi hikayelerinin olduğunu söyleyen Üzer, oysa Türkiye’den göründüğünden çok farklı bir İran devrimi olduğunu, Türkiyeli Müslümanların çok iyi niyetli ve temiz duygularla meseleye yaklaşmış olduğu süreç içerisinde ortaya çıktı dedi.

Son 25 yıllık İslami camiaların yaşadığı tecrübeye dair,  neleri yanlış yaptık? Neleri doğru yaptık? Bundan sonrasına dair neler önerirsiniz? Sorularına da özetle söyle cevap verdi:

Hareket fıkhının soldan özellikle Marksist hareketlerin programlarından etkilenerek kurgulanmasının bir hata olduğunu, kendi düşünce dünyamızdan üretilmiş bize has metotlara dönmek bunların aktüel arayışları içinde olmak gerektiğini ifade etti. Bir şeyin özellikle altını çizen üzer, “ahlakilik” zemini kaymış hiçbir çalışmanın muvaffak olamayacağını, fikir dünyamızı inşa ederken bilgiden teoriye, düşünceden pratiğe her türlü organizasyonun ahlak temeli kurulması gerektiğini söyledi.

Gençliğin İslami mücadeleye yeterince katılamamasın sebeplerine dair sorulan soruya da Musa Üzer kategorik olarak gençliğe odaklanmış ve onu problem gören yaklaşımların doğru olmadığını belirterek, sorunun hegemonyanın herkesi değiştiren yapısından kaynakladığını ifade etti. Zayıf ve savunmasız bir unsur olan gençliğin bu süreçten daha fazla etkilendiğini belirterek temelinde ahlakın olduğu davet çalışmalarının etkisinden bahsederek Gazze direnişinden örnekler vererek konuyu aktardı. En büyük tebliğ aracının bu olduğunu belirten Üzer, İslam ahlakıyla ahlaklanan bir avuç insan ABD'nin, İsrail’in, İngiltere’nin ve birçok batılı devletin sağladığı silah, insan ve medya gücüne karşılık sahada verdiği sabırlı mücadeleyle, esir takasında esirlere uyguladığı iyi muameleyle yapılan bütün kötü propagandanın tersine çevrilip Batı’da olan İslamofobinin yerini İslam dinini araştırmaya, ardından çok sayıda kişinin Müslüman olmasını sağladığını ifade etti.

Söyleşi katılımcıların soru ve katkılarıyla sona erdi.

a-098.jpg

b-088.jpg

c-073.jpg

 

HABERE YORUM KAT