1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. ‘Devleti Olan Bir Ordu’ Çarpıklığından, ‘Halkın Emrinde Olan Bir Ordu’ya..
‘Devleti Olan Bir Ordu’ Çarpıklığından, ‘Halkın Emrinde Olan Bir Ordu’ya..

‘Devleti Olan Bir Ordu’ Çarpıklığından, ‘Halkın Emrinde Olan Bir Ordu’ya..

Bundan bir yıl önce 15 Temmuz gecesi Türkiye halkı vahşi bir darbe kalkışmasını püskürtmüştü. Bu vesileyle kaleme aldığı yazısında Selahaddin E. Çakırgil, Türkiye’deki darbelerin kökleri hakkında bilgiler veriyor.

15 Temmuz 2017 Cumartesi 13:24A+A-

Selahaddin E. Çakırgil’in yorumu:

‘Biz asker milletiz.. Bizim için ordu ve askerlik kutsaldır..’ gibi sözler, devlet oluşturmuş hemen her toplumda söylenir, sadece bizde değil.. Çünkü, kendisinin devlet olarak dünya sahnesine çıkmasına karşı çıkan başka güçlere galebe çalacak bir güce erişmeden, belki dünya dengeleri ve konjonktürel şartlar gereği devlet olunabilir, ama, bunlar uzun soluklu devletler olarak kalamazlar. Avrupa’nın, Orta ve Latin Amerika’nın, Afrika’nın, ya da Asya’nın ve -Osmanlı’nın enkazı üzerinde- Ortadoğu ve Balkanlar’da dayatmalarla oluşturulmuş ve sadece uluslararası hukukun şekil şartları açısından devlet statüsünde gözüken nice sosyal üst-yapı kurumları böyledir.

Tarih devirleri içinde ‘devlet’ olarak kalmayı başarmış devletlerin, gerektiğinde ölüm-kalım savaşına girmeyi göze alan güçlü orduları ve savaş kültürlerinin olması gereklidir. Yani, ordular kaçınılmazdır, ama, ordunun asli vazifesi dışına çıkmaması şartıyle..

*

Osmanlı, daha çok kılıç ve asker gücüne dayanarak sürdürdü varlığını asırlarca.. Ve güçlü bir ordusu vardı: Yeniçeri..

Ama, o devlet yapısı, özellikle de son 300 yıl boyunca, dünyadaki teknolojik gelişmelere ayak uyduramayınca, derin iç sosyal sancılarla zayıfladı ve Birinci Dünya Savaşı’yla da dünya hayatına vedâ etti. Gerçi, Yeniçeri askerî kurumu, miladî-1826 tarihinde kaldırılmıştı, ama, dış düşmanlar karşısında zayıfladıkça, yeniçeriliğin iç bünyeye hükmetme eğilimine teslim olan zihniyeti, günümüze kadar da topluma tahakküm etme sevdası şeklinde, ağır bir sosyal hastalık olarak devam etti, bu askerî zihniyet, toplumu içerden yönetmeye kalkıştı, toplum mühendisliğine soyundu; toplumumuzu elindeki silah gücüyle teslim alarak, kendi istediği, kendi zevklerine göre düzenlemeye kalkışan bir anlayışla şekillendirmeye çalıştı.

(...)

Yazının devamı için tıklayın: ‘Devleti Olan Bir Ordu’ Çarpıklığından, ‘Halkın Emrinde Olan Bir Ordu’ya..