1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. Deniz Feneri kimin hesabı?
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

Deniz Feneri kimin hesabı?

07 Ağustos 2011 Pazar 00:26A+A-

Aylar önceydi, Mustafa Çelik cebinden bir kâğıt çıkardı, 'İşte Almanya'daki mahkemenin kararı' dedi.

Aldım okudum. Resmî bir yazıydı, net ifadelerle 'takipsizlik' diyordu. Almanya'daki Deniz Feneri e.V davası Türkiye'deki davanın anası. Alman mahkemesi Kanal 7 Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik'i yargılamaya bile gerek duymamış, 'takipsizlik' kararı vermişti.

İddialar karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Çelik'in "Ben Deniz Feneri Derneği'nin önünden bile geçmedim." cümlesini dün gibi hatırlıyorum.

Zahit Akman da farklı değil. Belli ki RTÜK başkanlığı sırasında birilerinin ayağına bastı. Ve başka hesapların kurbanı oldu. Uzun süre linç kampanyasının hedefinde kaldı. İddiaların tümüne verecek cevabı vardı. Ancak sesini duyurmakta zorlandı. "Bu iddiaların hiçbiri doğru değil." sözünü ağzından çok duydum. Zahit Akman'ı biraz tanıyanlar, onun yanlış işlere tevessül etmeyeceğini bilir.

Zekeriya Karaman'la birkaç kez karşılaştım, hepsinde de ayaküzeri selamlaştık. O da tanıyanların kefil olduğu bir adam... Aksini söyleyeni duymadım. Deniz Feneri iddiaları yıllardır gündemde. En ufak kuşku, şüphe veya soru işareti koyana rastlamadım.

Alman savcılar dava sürecinde bu isimlerle ilgili tutuklama talebinde bulundu ancak Alman mahkemesi olayın üzerinden iki yıl geçtiği, yeni bir delil olmadığı gerekçesiyle tutuklama talebini reddetti.

Buna rağmen üç yıl önce başlayan soruşturma kaplumbağa hızıyla ilerlerken bir anda kendilerini içeride buluverdiler. Önceki gün ziyaretlerine gittim, Sincan Cezaevi'ne... Her biri 'Neden buradayız?' sorusuna cevap arıyor. Hep soru, hep soru. Çoğu cevapsız. Hangi oyunun, hangi satranç hamlesinin kurbanı olduklarını anlayabilmiş değiller.

Biz de anlayamadık... Türkiye'deki dava İşçi Partisi'nin başvurusu üzerine başladı. İP yöneticileri üç yıl önce Almanya'daki davadan esinlenerek Başbakan Erdoğan ve Zahit Akman hakkında suç duyurusunda bulundu. Bugün tutuklamalarla süren davanın başlangıcı burası...

Kanal 7 çizgisiyle sorunlu, katı ideolojik, sol çevrelerin bu davaya yükledikleri anlam gerçeğin ortaya çıkması değil. Onlar daha çok siyasî sonuçlarla ilgili. Bir politik amaç söz konusu... Hedefte ise AK Parti var. İşin içine Erdoğan'ın bulaştırılmak istenmesi boşuna değil.

İşçi Partisi ile sınırlı kalmadı, onu diğer partiler izledi. Almanya'ya kadar gidenler oldu. Sırf AK Parti'ye zarar verecek doküman bulmak için... Kimi cılız iddialar siyasî mücadelede malzeme olarak kullanıldı. Kanaatim, senaryoyu yazanların bu davayı seçimleri yönlendirecek bir koz olarak düşündükleri yönünde...

Türkiye'de savcıların neden üç yıl sonra gözaltı ve tutuklama kararı verdikleri de anlaşılabilmiş değil. Acaba yeni bir delil mi ortaya çıktı? Ya da suçüstü mü yapıldı?

Avukatlarla konuştum, gözaltı ve ifade sürecinde olağan sınırların epey zorlandığını anlattılar. Hepsi de çağrıya olumlu cevap vereceklerini söylemelerine rağmen, yakalama emri yazısında 'Saklandıkları yerde yakalanıp getirilmeleri' gibi ifade kullanılmış.

Zahit Akman ve Zekeriya Karaman'ın avukatlarının, hukuk dışı uygulamalar yapıldığı iddiasıyla üç savcı hakkında suç duyurusunda bulunduğu medyaya yansıdı. Hele bir iddia var ki... Çok ağır. Savcıların söz konusu kişilerin mal varlığına el koyan mahkeme kararında tahrifat yaptıkları... HSYK, şikâyeti değerlendirerek iddiaların araştırılması için iki müfettiş görevlendirdi. Müfettişler dosyaları incelemeye başladı bile.

Cezaevinden ayrılırken ben de 'Neden içerideler?' sorusuna cevap aradım. İddiaların ciddiliği mi, delillerin sağlamlığı mı? Yoksa başka hesaplar mı söz konusu? 12 Eylül adaleti mi yoksa? Kenan Paşa'nın idamlar konusunda 'Bir sağdan, bir soldan' dediği adalet mi? Adalet değil eşitlik mi? Kamuoyunda ses getiren başka davaların karşısına sırf terazi eşitlensin diye Mustafa Çelik, Zahit Akman, Zekeriya Karaman mı konuldu?

Üç yıl sonra gelen gözaltı ve tutuklama sürecinde yaşananlar... Basit bir yargı olayı değil. Bu işte birilerinin bir hesabı var ama ben de çözemedim.

ZAMAN 

YAZIYA YORUM KAT