1. YAZARLAR

  2. M. HASİP YOKUŞ

  3. Demirtaş’ın twitleri
M. HASİP YOKUŞ

M. HASİP YOKUŞ

Yazarın Tüm Yazıları >

Demirtaş’ın twitleri

03 Mayıs 2023 Çarşamba 12:45A+A-

Demirtaş’ın gözaltına alındığı 4 Kasım 2016’dan itibaren kullanılmayan Twitter hesabı, yaklaşık 10 ay sonra yeniden aktifleştirildiğinde birçok kişi bu twitlerin cezaevi koşullarında nasıl atıldığını doğal olarak merak ediyordu. Dahası, yine Demirtaş’ın Twitter hesabından paylaşılan bilgilere göre cezaevi yönetimi bile koğuşta “rutin dışı twit araması” yapmış.

Elon Musk’ın mavi tikten ücret alma isteğine yaptığı eleştiriden Amedspor’a destek mesajlarına kadar güncel/aktüel meselelerde anlık twitler atıyor, polemik yapıyor, tartışmalara katılıyor. Özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığı son günlerde Erdoğan ve Cumhur İttifakı aleyhine, Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve YSP lehine yoğun bir propaganda çalışması yürütüyor. Demirtaş’ın paylaşımları muhalif medyada öylesine yoğun bir ilgiyle karşılanıyor ki, hukuk profesörü titrine rağmen eş başkan Mithat Sancar, Demirtaş’ın twitlerinin gölgesinde bir emanetçi pozisyonuna sürüklenmiş durumda.

Cezaevi koşullarını bilenler, cezaevinde aktif şekilde sosyal medyayı kullanma olanağının bulunmadığını bilirler. Demirtaş’ın ifadesiyle bu twitler “dışarıdan” atılıyor.

Cezaevinde bulunan bir kişi adına aktif bir hesap kullanmanın hukuki boyutunu bilemem. Esasında, daha başka bir konuya, kimlerin Demirtaş adına sosyal medyada paylaşımlarda bulunduğu meselesine dikkatinizi çekmek istiyorum.

Her ne kadar dışarıdan atılan bu twitlerin kendi danışmanları ve avukatları tarafından atıldığı söylense de HDP/PKK özelinde bu “danışmanlar” ve “avukatlar” mevzusu çok karmaşık ve çetrefilli bir mevzudur.  Söz gelimi Öcalan’ın avukatlarının izi sürüldüğünde tuhaf ve karmaşık ilişkiler ağı dikkatinizi çeker.

Hayatının önemli bir bölümünü İslami camialar içerisinde geçirdikten sonra HDP’den milletvekili seçilen uzaktan bir tanıdığımın sosyal medya hesabında insanı hayretler içerisinde bırakacak profesyonellikte PKK jargonuyla paylaşımlarda bulunmasına şaşırdığımı gören HDP’li bir yetkili; bu paylaşımları o kişi yapmıyor, partinin belirlediği danışmanlar yapıyor, demişti.

Kimi zaman espritüel, kimi zaman kaşarlanmış bir solcu, kimi zaman kemalist veya ulusalcı bir bakışı yansıtan Demirtaş’ın paylaşımlarından hareketle renkli danışmanlara sahip olduğu düşünülebilir. Ancak, tıpkı o milletvekili tanıdığım gibi Demirtaş da partinin belirlediği danışmanların esareti altındadır. Onları temize çıkarmak için bunları söylemiyorum. Bile isteye bu oyuna dâhil olmuşlar, oyunun kuralı ne ise ona uymak zorundadırlar. Başka da şansları yok. Yeri geldiğinde bu danışmanlar(!) onları Belediyenin bodrum katına indirerek tokat da atabilir, Kandil’in uyarılarını da iletebilir...

Cumhur İttifakı aleyhinde yaptığı propagandayı Demirtaş’ın siyasi tercihinin doğal bir sonucu olarak görebilirsiniz. Esasında, Demirtaş’ın ulusalcı/sol bir eğilime sahip olduğuna şüphe yok, ancak, son günlerde cemaatlerin kökünü kazıyacağız diye çığırtkanlık yapan Türk Sol’unun tipik aydınlanmacı mantığı paralelinde Hüda Par ve Taliban paylaşımları, mevcut siyasi atmosferin ve kurulan siyasi ittifakların gereği ve ihtiyacını karşılamak amacıyla bu projenin perde gerisindeki mimarları tarafından bizzat yapılmaktadır.  Özetle: Demirtaş’ın üzerinde Kandil vesayeti, Kandil üzerinde ise daha derin ve karanlık odakların vesayeti vardır.

PKK’nin kurumsal şemsiyesi altında Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yani Ortadoğu’nun tam kalbinde derin çelişki ve ayrışmanın manivelasına dönüşen Kürt Ulusal Hareketi, bölgeye dair karanlık ve kirli hesabı olan küresel güçler için çok elverişli bir aparat işlevi görmektedir. Sözünü ettiğim bölge ülkelerini temize çıkarma derdinde değilim elbette. Bu fasid tablonun ortaya çıkmasında birinci dereceden sorumlu kendileri olduğu için öncelikle faturayı onlara kesmek gerekir.  Ulusalcı bir anlayışla inşa ettikleri hastalıklı rejimleri yine aynı hastalıkla malul ve muzdarip hale geldi. Esasında bu yanlış reçeteden sağlıklı bir sonuç elde etmek mümkün de değildi.

Bir de son günlerde “gençler, özlediğiniz Türkiye’ye kavuşmaya az kaldı” minvalinde paylaşımlar yapıyor. “Özlediğiniz Türkiye” derken neyi kastettiğini bilmiyoruz ama uzunca bir süredir parti binaları gençleri dağa gönderen bir aracı kurum vazifesi görmüyor, insanlar PKK’nin kurduğu mahkemelerde yargılanmıyor, vergi adı altıda kimse PKK’ye haraç ödemek zorunda kalmıyor, çarşı ve pazarda kepenkler kapanmıyor, yargısız infazlar yapılmıyor, köyler yakılmıyor, faili meçhuller işlenmiyor…

Demirtaş’ı bilmem ama bizim istediğimiz tablo budur.

 

 

 

YAZIYA YORUM KAT

12 Yorum