HAKSÖZ-HABER

Geçmişte Erdoğan’ı “kendisine saldıranlara karşı koyması vatandaşın hakkıdır” dediği için kıyasıya eleştirenler, Demirtaş’ın benzeri sözlerini görmezden geldiler!

Kasım 2008 tarihinde Türkiye yine PKK eylemleriyle gergin bir süreçten geçmekteydi. Bir yandan da büyük şehirlerde PKK taraftarlarının vatandaşlara ait mekanları, arabaları hedef alan saldırılarının yoğunlaştığı bir dönemdi. Bu tür eylemlerden birinde Beyoğlu bölgesinde Tarlabaşı’ndan aşağıya doğru polisle yaşanan çatışmanın ardından kaçan bir protestocu gruptan bazılarının araçlara zarar vermesi üzerine çevrede oturanlardan biri pompalı tüfeğiyle PKK yanlılarına ateş etmişti.

Bu olay medyada büyük yankı yapmış ve pompalı tüfeği kullanan vatandaş korkunç bir canavar şeklinde sunulmuştu. Başbakan Erdoğan ise o dönemde bu tartışmalarla ilgili olarak şunları söylemişti:

“…Eğer siz vatandaşın mağazasının camlarını indirirseniz, vatandaşın hayatına kast ederseniz, hayatınıza kast ettiğiniz vatandaş kalkıp da eğer elinde böyle bir tedbiri varsa, böyle imkanı varsa kendisini savunma yoluna gidecektir.” 

Beklendiği üzere Erdoğan sözlerinden ötürü büyük tepki çekmiş ve eleştirilmişti. Kamu düzeni, devlet otoritesi ve benzeri kavramlar öne çıkartılarak saldırgan güruhların eylemlerine karşı sivil vatandaşların tepki göstermelerinin kabul edilemeyeceği tezi dillendirilmiş, Erdoğan’ın sözlerinin iç savaşa davetiye çıkartmak olduğu iddia edilmişti.

Dün Selahattin Demirtaş’ın sarfettiği bazı sözeler altı yıl önceki yaşanmış  o gündemi, tartışmayı hatırlattı.

Demirtaş, HDP binalarını ve Kürt kimliğinden ötürü vatandaşları hedef alan saldırılarla ilgili olarak şunları söylemişti:

“Siz evinizi, işyerinizi, partinizi yakmaya yıkmaya çalışanlara karşılık vermeniz hakkınızdır, onları anasından doğduğuna pişman edin. Halkımız her yerde ama kimseye saldırmadan kendini korumakla yasalarla meşrudur.”

Acaba dün canını, malını korumak için vatandaşın kendisini savunması meşrudur dediği için Erdoğan’ı kıyasıya eleştirenler, çok daha keskin ifadelerinden ötürü Demirtaş’a da aynı tepkiyi göstermişler miydi?

Hayır, ne gezer!

Medyanın sevgili çocuğu, zeka ve espri küpü Demirtaş’ın sözleri büyük bir sessizlik ve olgunlukla karşılanmış, nedense hiç dikkat çekmemişti! Tabi ki bu sözlerin iç savaşı kışkırtabileceği, PKK eylemlerine zemin teşkil edebileceği vb. eleştirilerin alemi yoktu! Bu tür tehlikeler ancak Erdoğan’ın sözleriyle vücut bulabilecek şeylerdi!