1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. 'Darbe planının şüyuu vukuundan beter'
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

'Darbe planının şüyuu vukuundan beter'

07 Ağustos 2009 Cuma 00:05A+A-

Hafta içinde Ergenekon davasında çok önemli iki gelişme yaşandı. İlki, mahkemenin Danıştay saldırısını Ergenekon davasıyla birleştirme kararı.

Davayı ısrarla sulandırmaya çalışanlar bu birleştirme karşısında söyleyecek söz bulamadı. Sanıklar ise sert tepki gösterdi. En ağırını eski rektör Kemal Alemdaroğlu söyledi: 'Danıştay saldırganlarıyla beraber yargılanmam benim için idamdan ağırdır.'

İşte Ergenekon böyle bir örgüt... Birbirine hiç benzemeyen farklı düşüncelerde insanlar aynı davanın dosyalarında da buluşabiliyor. Üniversitede başörtüsü yasağını en katı uygulayan rektörle türban kararı nedeniyle Danıştay'ın ilgili dairesine kanlı baskın yapan kişi aynı mahkemede yargılanıyor. Ergenekon örgütünü tehlikeli kılan da bu tablo zaten. Bazen bilerek, bazen de farkında olmadan bir oyunun içinde buluveriyorsunuz kendinizi.

Bir yıl önce Danıştay saldırısının bir Ergenekon eylemi olabileceği gündeme geldiğinde 'davanın avukatlığına' soyunan CHP lideri Deniz Baykal 'O zaman işin rengi değişir' demişti. Bu ilişki henüz ispatlanmadı, yargı süreci işliyor. Ancak mahkemenin birleştirme kararı sıradan bir gelişme değil, olayın ciddiyetini gösteriyor. Bu durumda Baykal'ın davanın avukatlığından çekilmesi gerekmiyor mu?

Ergenekon'da diğer çok önemli gelişme 52 sanıklı üçüncü iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi. İnceleme iki hafta sürdü. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün Ergenekon savcılarına 'tanık' olarak söyledikleri merak konusuydu. Çeşitli iddialar medyaya yansımıştı. Ancak gerçek bilgilere ulaşmak için iddianamenin kamuoyuna açıklanması bekleniyordu.

Özkök, 20 sayfayı bulan ifadesinde eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un 'Ayışığı' ve 'Yakamoz' adlı darbe planlarını doğruladı. Çok net ifadelerle... İma etmedi, dolaylı yoldan anlatmadı. Açık açık '2004 baharında haberdar oldum' dedi. Bu aynı zamanda Özden Örnek'in günlüklerinin gerçek olduğunu gösteriyor. Kamuoyu, darbe planlarını en ince ayrıntısına kadar Örnek'in günlüklerinden öğrendi.

Peki Özkök niye işlem yapmadı? Bu soru sıkça soruldu. Genelkurmay Başkanı madem darbe hazırlıklarından haberdardı niye olayı yargıya taşımadı? Özkök'ü bu yüzden eleştirenler oldu. İddianamede bu sorunun cevabı var. Özkök 'Bilgiler resmi olmadığı için işlem yapmadım.' dedi. Kendisine ulaşan slayt şeklindeki darbe planlarının kaynağını tespit edemediğini, delil olmadığı için de olayı yargıya götürmediğini anlattı.

Yoksa iddiaları ciddiye almadığından veya itibar etmediğinden değil. Söyledikleri arasında bir nokta özellikle dikkat çekici... Bilgiler kendisine ilk geldiğinde panik yapmamış, sükunetini hiç kaybetmemiş. Söylediğine göre 'Darbe planlarını karargâhtaki arkadaşlarıyla dahi paylaşmamış'. Neden mi? 'Bazı şeylerin şüyuunun vukuundan beter olduğunu' düşündüğü için. Bir şey dediği darbe planları...

Söylentisinin yayılmasını, kulaktan kulağa fısıldanmasını darbenin kendisinden daha beter bulmuş. Haksız da değil. Kapalı kapılar ardında hazırlanan darbe senaryolarının söylenti olarak yaygınlaşmasından sonra nasıl bir hal alacağını kestirmek gerçekten zor. Pekala vukuundan beter bir tablo ortaya çıkarabilir. Bu, kendisine gelen bilgilere kayıtsız kaldığı anlamına gelmemeli.

Söylediklerinden, duygusal davranmaktan kaçındığını anlıyoruz. Eruygur'un darbe planı sadece Meclis'i değil, kendisini de hedef alıyordu. Öncelikle kendisini... Kişiselleştirerek duygusal tepki verebilirdi, ifadelerin satır aralarından soğukkanlılığını hiç kaybetmediğini öğreniyoruz. Olayın içinde gördüğü kişileri tek tek uyardı.

Darbe hazırlıkları eğer gerçekleşmedi ve plan aşamasında kaldıysa bunu Özkök'e borçluyuz. Kendisine yönelik her türlü tazyiki kurmay zekâsı ve stratejisiyle püskürterek ülkeyi karanlığa sürükleyecek darbe senaryolarını boşa çıkarmasını bildi. Özkök'ün ifadeleri yakın tarihin en çok merak edilen olayına ışık tuttu, bundan sonrası yargının işi...

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT