Türkiye siyasi gündemi gerçek bir gerilim filmi gibi...

O kadar çok aksiyon ya da gerilim sahnesi var ki, "şekerleme" yapmanız mümkün değil.

Gerçi zaman zaman olayların akışında kayboluyorsunuz.

"Lost" dizisi gibi sahneler birbirinden kopuk ve bağımsız gibi geliyor.

Ancak flash-back (geri dönüşler) yapıldığında, gerçek ortaya çıkıyor.

Hepsi bir 'puzzle'ın parçaları gibi giderek yerine oturuyor.

Tek bir resimde birleşiyor.

Önceki aktörler ve olaylarla, yenisinin bağlı olduğunu gösteriyor.

Bu gerilim filminin ya da "Kurtlar Vadisi" misali bitmeyen dizinin adını ister "Coup d'etat" (Darbe) ister "Ergenekon" koyun, aynı kapıya çıkıyor.

Aslında filmin ana kurgusu çok basit: "İyi, kötü, çirkin" kendi arasında kapışıyor.

Önemli olan, kim "iyi çocuk", kim "kötü çocuk" doğru anlamak...

O zaman çirkinler ve çirkinlikler de kendiliğinden ortaya dökülüyor.

***

Her neyse biraz da Türkiye'nin sıcak gündemine dönelim.

Günlerdir, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 9 aydır süren ve suçüstü yapılan fiziki takibini konuşuyoruz.

Genelkurmay, yasa dışı faaliyetlerin yürütüldüğü "internet andıcı"nda olduğu gibi burada da "görevlendirme" yapıldığını resmen kabul etti.

Yapılan açıklama ile istihkâm binbaşısı ile topçu albayın "bilgi sızdıran bir subayı izledikleri" iddia edildi.

Üzülerek söyleyeyim, "bu kılıf bu minareyi örtmez."

Dört günde bu kadarcık "kamuflaj" üretilmiş olması, "krokiyi yutmaya kalkan" istihbaratçı subay kadar acemice...

Ama olsun, "amaç TSK'yı yıpratmak" demekten çok daha iyi.

Hiç değilse, hiç kimse "komplocu" denilip hedef gösterilmiyor.

Avrupa'nın en büyük silahlı kuvvetlerine yönelik "asimetrik saldırı" ile suçlanmıyor.

Hatta "doğru yerde durun" deyip kimse tehdit de edilmiyor.

***

Hal böyle olunca sorular soruları kovalıyor.

Kim bu izlenen subay?

Rütbesi general mi ki, bir albay izliyor?

Suçüstü yakalanan albay ve binbaşı, istihbaratçı değil. O halde nasıl takip yapıyor?

Genelkurmay ne zamandan beri şehir merkezinde takip yapıyor?

Bu şekilde istihbaratçı olmayan ama takip yapan daha kaç tim var?

Neden araç kiralama yoluyla takip yapılıyor?

Bu araçların parası hangi bütçeden veriliyor?

Fiziki takip yapmak için yasal izin şart. Böyle bir mahkeme kararı var mı?

9 aydır takip yapıldığına göre, ne tür deliller toplandı?

***

Bütün bu soruları daha da artırmak mümkün...

Ancak subayların takibe başladığı tarih ile "Kafes Eylem Planı" ve "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın yazılış tarihleri uyuşuyor.

Sizce de garip bir rastlantı değil mi?

Takibi yaparken yakalanan binbaşının Danıştay saldırganını azmettiren Ergenekon sanığı eski Özel Harpçi Muzaffer Tekin ile telefon irtibatının olduğu ortaya çıkıyor.

Garabet ikiye katlanıyor.

Ama puzzle'ın parçaları buluşuyor.

Büyük resim berraklaşıyor.

"Coup d'etat" gerilim filmini anlamamız kolaylaşıyor.

BUGÜN