1. YAZARLAR

  2. Elif Çakır

  3. “Çürümüş Bunlar”
Elif Çakır

Elif Çakır

Yazarın Tüm Yazıları >

“Çürümüş Bunlar”

01 Eylül 2009 Salı 17:00A+A-

Pazar günkü Radikal İki’de, İbrahim Öztürk’ün arkadaşı (Selvi Kıvılcım) tarafından kaleme alınan yazıyı okuyunca içim daha bir burkulmuştu ki, akşam vakti gelen dört askerin şehit haberine rastlayınca sanki hiç şaşırmadım. (Başbakanın ilk tepkisi de tıpkı herkesin düşündüğü gibi olmuş, “acaba bunda bir iş mi var?”)

Kürt açılımı tartışmalarının başlamasıyla birlikte, Baykal ve Bahçeli’nin öfkeli kışkırtmalarının ardından gerçekleşen bu çatışma, artık kahvedeki insanlar için bile hayret edilecek ya da öfkelenilecek bir şey olmaktan çıktı.

Garip bir oyuna dönüştü bu: Madem bu böyle oldu, şimdi de şöyle bir şey olacak.. diyorsunuz, Pat, oluyor.

Şaşırmıyorsunuz, üzülmüyorsunuz, öfkelenmiyorsunuz. Moronlaşıyorsunuz.

Tepki hissi desen, sanki hepsi ameliyatla aldırılmış.

30 Ağustos resepsiyonunda, çatışmadan dört şehit haberi gelmesiyle, akşamki konseri iptal etmişler.

Hakkâri’deki çatışma! (artık öyle bir hale geldik ki, asker doğru söylese de inanmayacağız, yalancı çoban hikâyesi ne kadar gerçekmiş aslında) resepsiyona gölge düşürmüş! Sevsinler.

Dört askeri şehit eden psikopat teğmenin yaptığı gölge düşürmüyor da, göz göre göre kamuoyuna yalan bilgi vermek gölge düşürmüyor da, çatışmadaki dört şehit mi düşürüyor (öyle ya, diğerleri eğitim zayiatı)...

Sayın Genelkurmay Başkanı! Psikopat bir teğmeninizin, eline bomba verip öldürdüğü dört gençten biri olan İbrahim Öztürk’ün hikâyesini siz de okuyun. Diyarbakırlı bir delikanlı. Bakın, o delikanlı yaşında kendi imkânlarıyla kısa bir film de yapmış. Kaderin mutlaka bir cilvesi olması lazım ki, İbrahim’in çektiği bu kısa filmin adı da “Çürümüş Bunlar”...

Acaba bu isim size bir şeyler çağrıştırıyor olabilir mi?..

Daha Harp Okulu’na girdiği andan itibaren kafaları yıkanan gençlere yazık.

Bu askerlik nasıl bir meslektir ki, bu kadar kutsaldır, her şey onların emrine amade olmak zorundadır.

Onlar “asker”, diğer insanlar “sivil”dir. Dünya ikiye ayrılmıştır, asker bir yana, dünyanın hepsi gelse bir yana.

Asker kutsaldır.

Siviller ne idüğü belirsiz varlıklardır.

Vatan hainleri, sahtekârlar, yalancılar, psikopatlar, düzenbazlar, asılacak adamlar hep sivillerin arasından çıkar.

Asker içinde asla böyle bir şey yoktur.

Onlar dünyaya zembille gönderilmiş kutsal varlıklardır ve bütün sivillerin onların emrine amade olması bir vatan borcudur.

Onun için yüzbinlerce “sivil”, her türlü hakareti, aşağılamayı, küfürü, eziyeti görmesine rağmen oraya gitmek için can atar!..

Orada komutanlar, sivillere istediği gibi davranabilir. Ne kadar haysiyetli bir aileye mensup olsa da, karşısındaki sivil mahlûklara küfür edebilir, tekme tokat dövebilir, çamurda süründürebilir, eline bomba verip patlatabilir.

Çünkü onlar Harp Okulu’na adım attıkları andan itibaren, “sivil”lik denen illetten kurtulmuş, yüceliğe ermişlerdir.

*

Her neyse. İnsan duygularını frenleyemiyor böylesi durumlarda. Her kurumda böyle psikopatlar olabilir. İnsanın sinir sistemini bozan şey, böylesi kan donduracak bir olayın, örtbas edilmek istenmesidir. Bu şekilde diğer teğmenler için de, “bu sivillere ne yaparsak yapalım bize bir şey olmaz” bilincinin diri tutulmaya çalışılmasıdır.

*

Sivillere yalan söylemekten, olayı örtbas etmekten hiç utanmayan komutanların, 30 Ağustos resepsiyonundaki konseri, çatışma haberiyle iptal etmesi çok duygulandırıcıydı.

Üstüne üstlük, “bu haber Taraf’a nasıl sızdırıldı,” diyerek gidip Elazığ’daki kırtasiyelerin fotokopilerini sökmeleri, başta kendim olmak üzere bütün Türkiye halkını çok duygulandırdı.

Teşekkürler Genelkurmay.

Bu arada “Güçlü ordu güçlü Türkiye” sloganınızı çok beğendim, sizin açınızdan.

Bugüne kadar elinizde tuttuğunuz güçten bu millet pek bir fayda görmedi, bilakis çok çekti ama, bundan sonrası için umarım güç tanımınız değişmiştir.

*

(Bu arada her türlü mevzuda boş mu dolu mu diye ayırt etmeden konuşan Başbakan’ın bu konuda tek kelime etmemesi, “30 Ağustos gelmiş şunun şurasında, canlarını sıkmayayım” düşüncesinden kaynaklanıyordur umarım.)

TARAF

YAZIYA YORUM KAT