1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Cuntacıların İttihatçı işbirlikçileri kimler!
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Cuntacıların İttihatçı işbirlikçileri kimler!

27 Ekim 2009 Salı 07:39A+A-

Türkiye yeni dünya düzenin önemli bir oyuncusu olacaksa, buna uygun bir yapı oluşturmak zorunda.

Kürt açılımı, Silahlı Kuvvetler içindeki cuntaların birer birer ortaya çıkarılması ve Ergenekon davasını bu gerçek ışığında okumak lazım.

Ergenekon davası Türkiye’de bir milattır.

İrtica ile Mücadele Planı’nın aslının savcılığın eline geçmesini de böyle değerlendirmek gerekir.

Bu dava sonucu Türkiye’de hem medya, hem siyaset yeniden yapılanmak zorunda kalacak.

Medyadan başlarsak, fotoğraf ortada.

Hürriyet’in ilk günkü manşetinin ardından konuya hiç girmemesi, Vatan’ın belgeyi değil de neden şimdi gündeme getirildiğini sorgulaması, Milliyet’in askere yakın yazarının garip bir Pakistan örneğini yazması bunun bir göstergesi.

Adam ülke çıkarı için karısının katillerinin üzerine gitmiyor, siz de bu işin üstüne fazla gitmeyin mesajı gayet net verilmiş.

Türkiye’de gerçek demokrasi isteyen kesimlerle, demokrasinin yolunu kesmeye çalışan kesimlerle işbirliği yapanlar net bir şekilde görülüyor.

Cuntacıların avukatlığını yapan, Ergenekon’un sözcülüğüne soyunanların günleri giderek daha hızlı bir biçimde sayılı hale geliyor.

Çağdaş, demokrat bir medya kaçınılmaz bir biçimde yeniden kurulacak.

“Asker yandaşı” medya demokratlaşacak.

Kimilerinin düne kadar “yandaş” etiketiyle küçümsemeye çalıştığı medya olmasa, bugün ne Ergenekon gerçeklerinin, ne de Genelkurmay’da oluşturulan cuntalardan haberiniz olmayacaktı.

Yani gerçekleri öğrenemeyecektiniz.

Halkın Ankara’daki gerçekleri bilemediği bir Türkiye’de gerçek demokrasi kurulamaz.

O nedenle, demokrasinin önündeki bu takoz mutlaka kalkacak.

Siyasete gelince, belgeyi ortaya çıkaran ekibin ihbar mektubu, kimilerinin neden Ergenekon’un avukatlığına savunduğunu ortaya koyuyor.

Karagahtaki cunta faaliyetine CHP’li kimi yöneticilerin de katıldığı anlaşılıyor.

Bunların kim olduğunu tahmin etmek hiç zor değil, genel başkanın hemen yanındaki isimler olması kimseyi şaşırtmayacaktır.

1960 Darbesi’nin arka planında kilit bir rol oynayan CHP’li kimi siyasetçilerin, sandıkta göremedikleri iktidara eski yöntemlerle kavuşma çabası içinde olduğu anlaşılıyor.

Bu bir suçüstü durumudur.

Mektubu yazan subayın dileği gerçekleştirilip ifadesine başvurulmalı ki, cuntacı siyasetçileri tüm Türkiye öğrensin ve bir daha böyle komplo faaliyetlerine karışmasınlar,

karışamasınlar.

Darbe, ülkemiz Silahlı Kuvvetleri’nin bir çocukluk hastalığı.

Yeni dünya düzeni, bu hastalığı tedavide kararlı.

Türkiye bu coğrafyada örnek bir ülke olacaksa, şiddeti siyasetten çıkarıp atması gerekiyor.

Buna darbe de dahil.

Genelkurmay’ın açıklamasına gelince.

Belgenin kendilerinden önce medyaya sızdırılmasından rahatsızlığı dile getirmişler.

Ama belgenin aslında kendi karargahlarından sızdırılmış olduğunu unutuyorlar.

İyi ki de sızmış.

Yoksa Türkiye bu defteri bir daha açılmamak üzere kapatamazdı.

Dilerim Türkiye’nin demokratik olgunluğu bu belgeyi hazırlayanlardan, mevkii ve rütbesi ne olursa olsun hesap soracak düzeye gelmiştir.

Ve yine dilerim ki, Anayasa Mahkemesi bu kez cuntacıların işbirlikçilerinin talebini kabul etmez ve askerlere sivil yargı yolunun açılmasını sağlayan değişikliği bozmaz.

İş askeri yargıya kalınca soruşturmanın ne kadar yansız yapılabildiğini bu son olayda gördük çünkü.

STAR

YAZIYA YORUM KAT